ABD’nin Hint-Pasifik stratejisi başarısız olmaya mahkum
Endonezya’nın başkenti Cakarta’da bu yıl 56'ncısı düzenlenen Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN) Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda Güney Çin Denizi, Hint-Pasifik ve Kore Yarımadası konuları öne çıktı.
Endonezya’nın başkenti Cakarta’da bu yıl 56'ncısı düzenlenen Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN) Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda Güney Çin Denizi, Hint-Pasifik ve Kore Yarımadası konuları öne çıktı. Toplantının ardından yayımlanan ortak açıklamada, Hint-Pasifik bölgesinde artan jeopolitik gerilimlerden endişe duyulduğu kaydedilirken, bölgede, barış, güvenlik ve refahın sağlanmasının önemine dikkat çekildi.
Toplantının bölgesel forumunda konuşan Endonezya Dışişleri Bakanı Retno Marsudi ise, Hint-Pasifik bölgesinin 'Soğuk Savaş belirtileri' gösterdiğini söyledi. Marsudi, 'Hint-Pasifik, başka bir savaş alanı haline gelmemeli” dedi.
Son yıllarda, Amerika Birleşik Devletleri Asya-Pasifik bölgesinde sık sık hamleler yaptı ve sözde “Hint-Pasifik stratejisini hayata geçirmeye çalıştı. ABD'nin eylemleri, başta Asya-Pasifik bölgesi olmak üzere uluslararası toplumda giderek daha fazla tepki uyandırdı.
“KAPALILIK” VE “ÇETE UYGULAMALARI”
Bölgesel iş birliğini teşvik bayrağı altında çok taraflılık sloganları atan ABD aslında kapalı bir yapılanmayla meşgul. Uluslararası kurallara uyduğunu iddia ediyor ama kendi 'çete kurallarını' uyguluyor.
Sözde ”Hint-Pasifik Stratejisi' nin başarısız olmasına yol açan faktörler hayli fazla. Öncelikle, Asya-Pasifik bölgesi halkı sömürge savaşlarından muzdaripti ve hegemonyanın egemen olduğu çatışmalarla ilgili hatıraları var.
Soğuk Savaş'ın sona ermesinden sonra, Asya-Pasifik bölgesi ekonomisi hızla büyümeye devam etti ve gelişmekte olan pazar ülkelerinin ve bölgedeki gelişmekte olan ülkelerin kendilerini güçlendirme iradesi arttı. Ancak ABD, Asya-Pasifik bölgesindeki zor kazanılmış kalkınmayı görmezden geliyor.
Doğasındaki “Önce Amerika' düşüncesinden yola çıkan ABD, Asya-Pasifik bölgesinde ikili, üçlü, dörtlü ittifaklar ve “beş göz ittifakını” ile askeri ittifaklar oluşturmaya ve etik olmasa da her aracı kullanmaya çalışıyor. Amaç sindirmek ve kazanmak ve bunun yanı sıra bölgesel barış ve istikrarı ciddi şekilde tehdit eden “NATO'nun Asya versiyonunu” oluşturmaktır. Özellikle en tehlikeli olan, ABD tarafının Asya-Pasifik bölgesi ülkeleriyle Çin arasındaki ilişkileri kışkırtma girişimleridir. Bunun için Taiwan ve Güney Çin Denizi konularını karıştırmaktan geri durmuyor.
ABD'nin düşünceleri hala Soğuk Savaş dönemine takılıp kalmış durumda ve kullanılan yöntemler sömürgecilikle aynı. Yani bölgesel bölünmeler yaratmak, ülkeler arasındaki ilişkileri kışkırtmak ve dış güçlerin müdahale etmesi ve bunlardan faydalanması için koşullar sağlamak. ABD'nin eylemleri, Asya-Pasifik Bölgesini kontrol etme hırsını ve köklü hegemonyacı düşüncesini yansıtıyor.
Oysa Soğuk Savaş'ın sona ermesinden sonra, ekonomik küreselleşme, Asya-Pasifik Bölgesi ülkelerini birbirine bağlı bir kader topluluğu haline getirdi.
ABD’NİN SÖZLERİYLE YAPTIKLARI FARKLI
ABD, “Hint-Pasifik Stratejisi” ni başlatırken “özgür, açık, bağlantılı, müreffeh, güvenli ve esnek bir Hint-Pasifik bölgesi inşa etmek için çok çalışmayı' önerdi. Ancak söylenenleri ile yapılanların çok farklı olması ABD’nin süregelen özelliği olmuştur.
ABD hazırlamış olduğu strateji belgeleri ile tıpkı Rusya-Ukrayna Krizinde, Avrupa ülkeleri başta olmak üzere, ülkeleri yanına aldığı gibi benzer bir şekilde Hint-Pasifik bölgesinde de ittifaklar oluşturarak Çin üzerinde baskı oluşturmak istiyor. Ancak hiçbir şey düşünüldüğü şekilde gerçekleşmiyor, gerçek hayatta planlar kağıt üzerinde kalıyor.
Uzmanların dediği gibi, ekonomik, askeri ve siyasi olarak her geçen gün önem kazanan Hint-Pasifik bölgesinin, giderek daha fazla ilgi çektiği ve önemli bir rekabet alanı haline geldiği görülüyor.
Bölge dışı müdahalelerin her zaman huzur getirmediği görülmüştür. Üstelik her dış müdahalenin; karışıklığı, etnik çatışmaları ve sorunları yarattığı da ortadadır. Ne şekilde olursa olsun, aşırı hırsların ve rekabetçi çatışmaların bölgedeki barış ve güvenlik ortamını bozması durumunda, bundan da en fazla bölgedeki ülkeler ve bu ülkelerin halklarının zarar göreceği kesin.
“HİNT-PASİFİK EKONOMİK ÇERÇEVESİ”
Amerika Birleşik Devletleri tarafından başlatılan 'Hint-Pasifik Ekonomik Çerçevesi“, yapay olarak ekonomik ayrışmayı, teknolojik blokajı ve endüstriyel zincir kopukluğu yaratmayı hedefliyor. 'Hint-Pasifik Ekonomik Çerçevesinin' asıl amacı, tedarik zinciri krizini şiddetlendirmek, kalkınma açığını genişletmek, Asya-Pasifik bölgesini bölmek ve ekonomik sorunları siyasallaştırmak, silahlandırmak ve ideolojileştirmektir. Eski Malezya Başbakanı Mahathir, 'Hint-Pasifik Ekonomik Çerçevesinin' ekonomik bir çerçeveden ziyade politik olduğuna dikkat çekti.
Amerika Birleşik Devletleri genellikle diğer ülkelere vaatlerde bulunur, ancak her zaman yerine getiremez. Sözde 'Hint-Pasifik Ekonomik Çerçevesi“, Amerika Birleşik Devletleri'nin ”Hint-Pasifik Stratejisini' teşvik eden ekonomik ayağı olarak kabul ediliyor. Bu çerçeve, ABD'nin ticaret ve dijital ekonomide kural ve standartların oluşturulmasında kontrolü elinde tutma ve yeni uluslararası kurallar koyma hakkını ele geçirmek isteğini gösteriyor.
Şu anda, Asya-Pasifik Bölgesinin kalkınması için ihtiyaç duyulan şey, serbest ticaretin bölge halkına daha iyi fayda sağlayabilmesi için daha yüksek düzeyde bir ekonomik küreselleşmedir. Bununla birlikte, 'Hint-Pasifik Ekonomik Çerçevesi', bölge ülkelerinin ticaret ve kalkınma sorunlarını çözmek için pratik önlemlerden yoksundur ve hatta katılımcı ortaklara pazara erişimi kolaylaştırmayı taahhüt etmeyi reddetmektedir.
ASEAN için 'Hint-Pasifik Ekonomik Çerçevesi”, neredeyse 'kimsenin gerçekten istemediği' bir çerçeve düzenlemesidir. ABD Dışişleri Bakanı Blinken bile, ABD hükümetinin stratejisinin bölge için gerçek bir ticaret politikasından yoksun olduğunu ve bölgesel ekonomik eğilimleri dikkate almadığını, özellikle de bölgenin son 20 yılda bir dizi serbest ticaret anlaşmasıyla ekonomik olarak giderek daha fazla bütünleştiğini kabul ediyor.
ZITLAŞMA VE ÇATIŞMA
Çin Komünist Partisi (ÇKP) Merkez Komitesi Dış İlişkiler Komisyonu Ofisi Direktörü ve ÇKP Merkez Komitesi Siyasi Bürosu Üyesi olan Wang Yi’nin dediği gibi “Sözde Hint-Pasifik Stratejisi’nin özü, Asya-Pasifik bölgesinde büyük devletler arası zıtlaşma ve bloklar arası çatışma yaratmaktır. Wang Yi, ABD Dışişleri Bakanı Blinken’a ABD’nin girişimleri bölgedeki barış ve istikrarı değiştirmekle kalmayıp, bölge ülkelerinin barış içinde bir arada yaşama ilkesini bozduğunu, bölgedeki üretim ve tedarik zincirlerine zarar verdiğini ve merkezinde ASEAN olan bölgesel iş birliği yapısını zayıflattığını söyledi. Wang, “ABD açık ve kapsayıcı politikasından vazgeçip kapalı ve bölücü politikalara yöneldi. Bu, bölgedeki refah ve kalkınma eğilimine aykırıdır” diye konuştu.
BÖLGENİN TANIMI
Hint Okyanusu’nu, Pasifik Okyanusu’na bağlayan oldukça geniş bir coğrafyanın tek bir jeopolitik bölge olarak tanımlanması, ilk olarak 1924 yılında Alman jeopolitikçi General Karl Haushofer tarafından yapılmıştı. Günümüzde ise “Hint-Pasifik” terimi, daha çok Hindistan’a vurgu yapılarak, Çin’in artan siyasi ve ekonomik etkisini önleme maksatlı kullanılmakta ve “Hint-Pasifik” kavramı, “Asya-Pasifik” kavramının yerini almaktadır.
ABD tarafından ilk “Hint-Pasifik Strateji Belgesi”, 2019 yılında görevde olmayan Savunma Bakan Vekili Patrick Shanahan imzasıyla yayınlanmıştı. Bu belgede Çin, en büyük düşman olarak tanımlanırken, Çin’i dengelemek için Hindistan müttefik olarak belirlenmişti.
ABD 2016 yılında Obama döneminde Hindistan’a “Büyük Savunma Ortağı” statüsü vermişti ve Hindistan, QUAD ülkeleri (ABD, Avustralya, Japonya ve Hindistan) içinde Çin ile kara sınırı bulunan tek ülke konumundaydı. Ancak ABD’nin Hindistan’a yaklaşımının Hint uzmanlar tarafından “tavlama” olarak nitelendiğini, yani “kandırma” içerdiğini hatırlatmakta fayda var.
BAŞARISIZ OLMAYA MAHKUM STRATEJİ
Çin’in Asya-Pasifik vizyonun tersine, ABD’nin “Hint-Pasifik” stratejisinin amacı, Asya’daki bütün ülkelerin ve halkların çıkarlarına ters düşen bölgesel özgürlük ve açıklığı kabul ettirme bahanesi altında kendi egemenlik sistemini sürdürmektir. Özetle, ABD’nin “Hint-Pasifik” stratejisi bölünme yaratan, çatışmayı tetikleyen ve barışı bozan bir stratejidir.
Bölgedeki tarihsel gelişmelerin gidişatı ve ülkelerin ortak istekleri göz önüne alındığında, ABD’nin stratejisi başarısız olmaya mahkûmdur. ABD’nin, “Hint-Pasifik” stratejisini uygulamak için gelecekte atacağı adımlar Asya-Pasifik bölgesini daha fazla karşıt gruplara ya da bloklara bölecek, bölgesel barış ve istikrara zarar verecektir.
Birincisi, ABD’nin amacı NATO’nun Asya versiyonunu kurmak, bir başka ifadeyle Asya ülkelerinin farklılığı ışığında sıkı ve çok katlı bir ittifak sistemi inşa etmek ve daha sonra farklı mekanizmaları birbirine bağlayarak, onları yakın bir ağ halinde birleştirmek ve nihayetinde Asyalı müttefikleri homojen NATO benzeri bir ittifak haline getirmektir. Ancak bu, kaçınılmaz olarak Asya-Pasifik ülkelerini bloklara bölecek ve grup çatışmasını teşvik ederek, yeni bir Soğuk Savaş döneminin oluşmasını hızlandıracaktır.
İkincisi, ABD’nin “Hint-Pasifik” stratejisini uygulamada gelecekteki adımları, Asya-Pasifik’teki gelişme ortamına büyük zarar verecek, bu da dolayısıyla bölgesel iş birliği ve refahını rayından çıkaracaktır. Şu anda Asya-Pasifik bölgesi, en yüksek kalkınma potansiyeliyle küresel ekonomik büyümenin en güçlü motorudur.
Üçüncüsü, ABD’nin “Hint-Pasifik” stratejisini uygulama girişimleri, Asya-Pasifik’te bir çatışmayı tetikleyerek, bölgeyi bir savaş cehennemine sürükleyebilir.
İlhan Uzgel’in Ocak ayında yazdığı gibi Washington Çin’in ekonomik büyümesi ve bunu da dünyanın her yerinde siyasal güce çevirmeye başlamasıyla baş etmekte zorlandıkça, elindeki stratejik/askeri araçları daha fazla kullanmaya başlıyor. ABD’nin Pasifik stratejisinin merkezinde Çin ve Çin endişesi yer alıyor. Çin ABD’nin şimdiye kadar karşı karşıya kaldığı meydan okuyuculardan (challenger) çok daha farklı, çok daha güçlü, kendi iç pazarını, yatırım kolaylıklarını stratejik güce çevirebilen, yalnızca askeri güce dayanmayan, ABD’ye deyim yerindeyse kök söktüren bir ülke. ABD Çin’e karşı elindeki araçların hepsini birden kullandığı bir döneme girdi. Ticaret savaşı, çip üretimini geri çekme, bu ülkedeki yatırımları dost ülkelere kaydırma, müttefiklerini seferber etme ve bölge ülkeleri ve müttefikleriyle birlikte bir ittifaklar ağı kurma bunların arasında.
ABD’NİN TUZAĞI
Asya-Pasifik’i, çatışmacı bloklara dönüştürerek yeni bir Soğuk Savaş’a itecek bütün planlar başarısız olacak. Ancak bölgenin bir savaş alanına dönüşmesini engellemek için ASEAN üyesi ülkeler dâhil olmak üzere Asya-Pasifik’teki bütün ülkelerin ABD’nin “Hint-Pasifik” stratejisinin arkasındaki gerçeği fark etmesi ve ABD’nin hazırladığı “Hint-Pasifik tuzağına” düşmekten kaçınması gerekiyor.
Bölgesel ekonomik entegrasyonu teşvik etmek, bir Asya-Pasifik kader topluluğu oluşturmak ve yaşamda sosyal istikrar ve mutluluğa ulaşmak, Asya-Pasifik ülkelerinin halkının ortak arayışları ve özlemleridir. Asya-Pasifik ülkeleri genellikle taraf seçmekte isteksizdir ve ana akım ses uyum içinde yaşamak ve kazan-kazan iş birliğidir. Amerika Birleşik Devletleri, Asya-Pasifik bölgesindeki etkili iş birliği yapısını bozmak ve bölge ülkelerinin ortak çabalarının yarattığı barışçıl kalkınma başarılarını ve ivmesini baltalamak amacıyla sözde “Hint-Pasifik Stratejisini” başlattı. Tarihin eğilimine karşı bu tür girişimler kaçınılmaz olarak başarısız olacaktır. (Kamil Erdoğdu, CRI)