Ümmete İzzeti Öğreten Filistinli Çocuklar
Ümmet izzetli olmayı, izzetli yaşamayı, cesareti, imanı Filistin halkından öğreniyor. Bırakın Filistinli, Gazzeli erkeği, kadını; sekiz yaşındaki çocukları bile birer izzet, iman ve cesaret abidesi. Küçücük yürekleri iman ve cesaret dolu.
Küçük yüreklerden yükselen iman ve izzet dolu haykırışlar biz zavallı, aciz, korkak, dünya düşkünü, vurdumduymaz Müslümanları utanç içinde bırakıyor. Birkaç slogan atıp, birkaç gözyaşı döküp rahatlamış olarak günlük hayatlarına dönen, hiçbir şey olmamış gibi dünyanın hay huyu içinde kaybolup giden, midesinden, uykusundan, keyfinden zerre kadar kısmayan biz gafilleri Müslümanım demekten utandırıyor.
Ya yönetimlerimiz… Başımızdaki liderler, başkanlar, komutanlar, bilmem neler… Milyonlarca askerleri olmasına, sayısız savaş uçağına, tanka, topa, füzeye sahip olmalarına rağmen halklarını uyutmak için sadece esip gürleyen, bağırıp çağıran, sanki STK yetkilisiymiş gibi Siyonist çetelere her türlü hakareti ve küfrü eden, lanetler savuran korkak, pısırık, zavallı, işbirlikçi yöneticilerimize ne demeli? Ümmetin çocukları, beşikteki bebekler diri diri yakılırken bunlar nasıl utanmadan ekranlara çıkıp ahkam kesebiliyorlar? Hangi vicdanla yataklarına girip rahat uyuyabiliyor, önlerindeki envai çeşit yemekleri utanç içinde yutkunmadan yiyebiliyorlar.
Nasıl yüzleri kızarmadan bağımsız olduklarından, güçlü olduklarından bahsedip kendi güç ve iktidarlarıyla övünebiliyorlar? Adaletten, özgürlükten, bilmem nelerden bahsedebiliyorlar?
Bakın şu yedi yaşındaki çocuğun haykırışına! İzzet ve cesaret dolu sözlerine… Hem de gülümseyerek, kendinden emin ve büyük bir kararlılıkla söylüyor… Dinleyelim ve utanç içinde eriyelim… Başımızdaki sahte kahramanlar, sahte özgürlük havarileri, sahte bağımsızlıkçılar, güç ve teknolojileriyle övündükleri halde Siyonistlerin gölgesinden korkan liderler, bu çocuğu dinleyip utanç içinde sussunlar. Evet, bari sussunlar. Sahte kahramanlık gösterilerinden vazgeçsinler…
Yedi yaşındaki Gazzeli bir kız çocuğu… Dünya güzeli bir kız yavrusu… Tatlı, sevecen, hep gülümseyen bir melek… Belki de şu an şehitler kervanına katılıp, minik kardeşleri gibi o da cennete kucak açmıştır. Belki de Siyonist alçakların saldırdığı çadırlarda diri diri yanmış yavrucaklardan biri… Kim bilir… Her gün onlarca masum yavru Siyonistlerin alçak saldırılarıyla şehit olmuyor mu?
Adını ve akıbetini öğrenemediğim bu dünya güzeli minik çocuk bakın sosyal medyada yayınlanmış bir video görüntüsünde gülümseyerek ve büyük bir kararlılıkla neler söylüyor:
“Bana başka yere git deseler asla gitmem! Bana binlerce para da verseler, birkaç milyon da verseler asla gitmem! İsrail burayı bombalasa da gitmeyeceğim! Onlardan mı korkacağım! Korkak olanlar onlar… Savaş jetleri olmasa bir hiçtirler! Bizi dışarı sürmek istiyorlar ama gitmeyeceğiz! Ne olursa olsun gitmeyeceğiz! Burası anne babalarımızın, atalarımızın vatanı… Biz gitmiyoruz, gitmiyoruz! Sebat edeceğiz, sebat edeceğiz ve yine sebat edeceğiz! Silahlardan, füzelerden, bombalardan korkmuyorum! Sadece Allah’tan korkuyorum! Bizi koruyan o! Eğer ölürsem vatanımda öleceğim! Burada şehit olacağım!”
Bunları söyleyen yedi yaşında, minik bir kız çocuğu…
Bize düşen ya kahramanca dirilmek ya da zillet içinde, kadınlar gibi ağlayıp zavallı acizler, yaşayan ölüler olarak dizlerimizi dövmek… (doğruhaber)