Kevser Suresi... Kevser havuzu... Aynı ismi almaları bir Tevafukmu?
Henüz çocukken kolaylığından dolayı önce Kevser Suresini ezberledik, çünkü en kısa Sureydi ve dolayısıyla ezberide kolaydı.
Bismillâhi’rrahmâni’rrahîm.
İnnâ a’taynâ ke’l-kevser.Fesalli li-Rabbike ve’nhar.İnne şâni’eke huve’l-ebter
Kevser Suresinin Anlamı
-Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.
Şüphesiz biz sana Kevser’i verdik. Öyleyse Rabbin için namaz kıl ve kurban kes. Asıl sonu kesik olan, senin düşmanın (sana buğzeden)dir
(Sadakallahül azim)
Belirli bir zaman sonra Kevser havuzunu duydum, neredeyse artık her abdest alışlarımızda ve dualarımızda:".. Yarabbi mahşer gününde Peygamber efendimizle birlikte Kevser havuzunun başında toplanmayı ve o havuzdan kana kana içmeyi bizlere nasip et..!" diyorduk.
Hatırlıyorum birisine sormuştum Kevser Suresinin ismi ile Kevser havuzunun ismi neden aynı? diye. Aniden ayağa kalkıp: " isimler aynı olabilir ama ikisininde manalar farklı..."
Küçük halimle hiçbirşey anlamamıştım: "Öyle demişse öyledir." dedim kendi kendime... Beynimin küçük bir yerine soru işareti bırakarak.
Yıllar geçtikçe ezberlediğimiz Surelerin anlamlarınıda ezberlemeye başladık. Tabi herzaman ki gibi yine Kevser Suresinin anlamı ezberin ilk sırasında.
"Nekadar kısa bir sure, ezberlenmeside çok kolay keşke hepsi bukadar kolay olsa" diyorduk kendi kendimize. Anlamını kavramadan.
Oysa nekadarda anlam yüklüymüş. O kısacık surenin gün gelip bizim için nekadar hayatımıza etki ettiğini gördükçe.
İblis geldi aklıma nedense. Hani insanları küçük görüpte ben onlardan daha üstünüm deyip insanları küçümsemesi. Dışa bakıp aldanması... Oysa görebilmiş olsaydı Rabbinin eliyle şekilenip, o muazzam Ruhundan üflenildiği insanı göremedi...
Ayeti kerimde "...kalpleri vardır ama onlarla kavrayamazlar; gözleri vardır ama onlarla göremezler; kulakları vardır ama onlarla işitemezler..." Misali önemli olan Rahmani bakabilmekteymiş marifet bilemedik. Rabbim sadece gören gözle değilde kalp gözüyle bakabilmeyi ve görmeyi bizlere nasip etsin.
Kevser Suresi bilindiği gibi Peygamber efendimizin erkek çocuklarından yaşayan olmadığı için kendisine “sonu yok, nesli kesik” diyen müşriklerin sözlerinden dolayı üzülmüş olan Hz. Peygamber’e kevser, yani bitip tükenmez nimetler verildiği müjdelenerek, soyunun devam edeceğinin müşdesini Allah c. c. vererek asıl soyu kesik olanların onlar olacağına vurgu yapılmıştır.
Böylece Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (s.a.s.) üzüntüsü giderilmiş, müşriklerin bu konudaki dedikoduları reddedilmiş ve Hz. Peygamber’in şan'ının yüceliği gösterilmiştir.
Peygamber Efendimizin soyu kesik olmayacağına göre, demekki kıyamete kadar soyu devam edecek...
Hazret-i Enes (ra) anlatıyor: “Bir gün Resulullah (s.a.s) uyukladı. Sonra başını gülümseyerek kaldırdı.
Dedik ki: “Ey Allah’ın Resulü, seni güldüren nedir?”
Resulullah (s.a.s): “Şimdi bana bir sûre indirildi.” buyurdu.
Ve Besmele çekerek Kevser Sûresi’ni okudu.
Sonra: “Siz Kevser’in ne olduğunu biliyor musunuz?” buyurdu.
Dedik ki: “Allah ve Resulü, daha iyi bilir.”
Resulullah (asm): “O, Allah’ın bana vaadettiği bir nehirdir. Onun başında çokça hayırlı şeyler vardır. O, bir havuzdur. Kıyamet gününde ümmetim ondan su içmeye gelecektir. Onun su içme kapları yıldızların sayısı kadardır. Ümmetimden bazıları o nehirden uzaklaştırılacaklardır. Ben diyeceğim ki: “Ey Rabbim, o benim ümmetimdendir!”
Rabbim diyecek ki: “Onların senden sonra neler yaptıklarını sen bilmiyorsun!” (1)
Peygamberimizin (asm) başka bir hadisi; Enes (ra) rivayet ediyor: “Cennete girdim, kıyılarında inciden çadırlar bulunan bir nehir gördüm. İçinde akan suya elimi daldırdım. Halis misk olduğunu gördüm.” Bu nedir, ey Cebrail? “diye sordum.” Bu,Allah’ın sana vermiş olduğu Kevser’dir” dedi. (2)
Bir başka Hadis-i Şerifte ise; İbni Ömer (ra) rivayet ediyor: “Kevser Cennette bir nehirdir. Kıyıları altından olup inci ve yakutlar üzerinden akar. Toprağı miskten daha güzel kokar. Suyu baldan daha tatlı, kardan daha beyazdır.” (3)
“İyi biliniz ki ben sizden önce gidecek ve sizi bekleyeceğim! Dikkat ediniz; (yarın âhirette) sizinle buluşma yerimiz Kevser Havuzu’nun başıdır. Yarın benimle buluşmak isteyen, elini ve dilini günahtan çeksin!..” (4)
Bu hadisleri okuyunca Kerbela aklıma geldi. Peygamber ailesi onca sussuzluğuna rağmen su'dan nasiplenmemişti... acaba bugün içinmi?
Kevser havuzunun başında Peygamber efendimiz yanında Ailesiyle, ona canı gönülden İman eden Müminleri bekliyor olmasın..?
Ya öyleyse...
Ya Rabbi bizleri affeyle, Peygamber Efendimizi bize şefaatçı kıl...
Peygamber Efendimizin vefat yıldönümü münasebetiyle tekrar tekrar Rabbim bizleri şefaatinden mahrum bırakmasın. Mevlam bizlerinde "Canımız ona feda" dediğimiz Rehberimizi hakiki biçimde anlamayı, öğrenmeyi ve onun yolunda gitmeyi bizlere nasip etsin. Amin
(Fatima Akyüz)
Dipnotlar:
1. Müslim K. es Salah, Bab: 53 Hadis No: 400.
2. Buhari, Rikak: 53.
3. İbni Mace, Zühd: 39.
4. Buhârî, Salat: 80.