İngiliz Şiiliği ve Amerikanci Sünnilik 1
Bizans İslamcısı Ebu Amir
Hz. Peygamber zamanında Mekke'de Ebu Amir adında bir zat vardı. Dönemin ‘mankurt’ ve 'bel'am' rolünü o üstlenmişti.
Kehanet, büyü, tılsım, ayin vs. bilumum din işleri ondan sorulurdu. Daha ilk günden itibaren Peygamberimizin karşısına dikildi, ölünceye kadar da yapmadığını bırakmadı.
Bütün savaşlarda müşriklerle işbirliği yaptığı yetmiyormuş gibi, dönemin süper gücü Bizans ile iş tutmaktan geri durmadı.
O vakitler bir Bizans ileri karakolu olan Suriye’ye giderek saraylarda ağırlandı. Bizans ordusunu Mekke ve Medine’yi işgale davet etti.
Medine’deki adamlarına haber göndererek, yakında Bizans ordusuyla birlikte geri döneceğini, bir mescidin yapılarak karşılama hazırlıklarına başlanması talimatını verdi. Bunun üzerine Medine'deki yandaşları bir mescid inşa ettiler.
Bu haliyle Ebu Amir, kendi memleketini düşmana işgal ettirmekten çekinmeyen, aidiyet ve haysiyetini kaybetmiş mankurt din adamı prototipinin tarihteki örneği olarak “literatüre” geçiyordu. Hz. Peygamber bu haberi alınca hazırlıklara başladı.
Mevsim yaz, aylardan Temmuzdu. Yola çıkılacak gibi değildi. O korkunç çöl sıcağına rağmen İslam ordusu Medine’den, Tebük’e kadar yürüdü...
Bu yürüyüş bir meydan okumaydı aslında.
Saraylarında Medine’yi işgal planları yapan Bizans’a ve onun yerli işbirlikçisi din adamı Ebu Amir’e karşı görkemli bir meydan okuyuş…
Kafaya geçirilmek istenen deve derisine ve mankurtlaşmağa karşı bir beraat yürüyüşü…
Belki de bunun için Tebük, sadece bir sefer (yürüyüş) olarak kaldı. Sonuçta savaş olmadı, Bizans vazgeçti, mankurt Bizans İslamcısı Ebu Amir Bizans saraylarında öldü...
Yaptırdığı mescid “Mescid-i Dırar” olarak tarihe geçti ve döner dönmez de bizzat Hz. Peygamber tarafından yıktırıldı...
Kuran’ın yedi uzun suresinden birisi olan Tevbe suresinin neredeyse tamamı bu olayı ve sonuçlarını anlatır.
Devam edecek
(Av. Talip Ersöz - Sizden Gelenler)