Yapay zekâ sistemlerinin yararlılığı verilere dayalıdır
Yapay zekâ (AI) dünyamızı dönüştürüyor. Giderek daha da gelişen teknolojiler, toplumların nasıl işlediği ile insanların yaşamının, çalışması ve etkileşime girmesinin nasıl olduğunu yeniden tanımlıyor. AI'nın sağladığı hızlı yenileşme, eğitimden, ulaşıma ve sağlık hizmetine kadar her şeyi etkiliyor. Sadece bu yıl, Covid-19 salgını sırasında Çin'de ve dünyada farklı AI teknolojilerinin, virüsün ortaya çıkarılması ve teşhis edilmesi, temas takibi, iyileşmesinin izlenmesi gibi kritik işlerde ve tabii ki sokağa çıkma yasaklarında işlerin yapılması için temel hizmetlerin sürdürülmesinde nasıl kullanıldığını gördük.
Toplumun iyiliği için AI'nin potansiyeli inkâr edilemez, ancak riskleri de söz konusudur. AI teknolojileri, yalnızca nasıl işlediklerine karar veren algoritmalar kadar nesneldir. Bu yüzden, onları programlayan insanlar gibi aynı ön yargılara karşı savunmasızdırlar ve ön yargı ile ayrımcı politikaları devam ettirecek şekilde manipüle edilebilirler. İlaveten, AI sistemlerinin yararlılığı verilere dayalıdır. Bu verilerin, suistimal edilmesine ve özel hayatın mahremiyetinin ihlaline yol açabilir, bu yalnızca dijital çağda üstel bir oranda verilerin çoğalmasıyla kötüleşen bir sorundur.
YAPAY ZEKÂ SİSTEMLERİNİN YARARLILIĞI VERİLERE DAYALIDIR
Bu yüzden ihtiyatlı olmak zorundayız. AI'nin, eşitsizlikleri artırmaktan ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine (SDG) -yoksulluğu sona erdirme ve gezegeni koruma hedefi- ulaşmaya yönelik küresel ilerlemelere zarar verecek yeni güçlükler yaratmaktan ziyade, insani gelişimi desteklediğinden emin olmak için büyük özen gerekiyor. Kalkınma açısından bakıldığında, erişim ve beceriler konusu da var. Eğer AI'nın sunduğu avantajlar herkes için elde edilebilir olmazsa, mevcut ''dijital bölünmeler'' genişlemeye devam edecek. İnsanların, teknolojik yeniliklerden yararlanabilmesini sağlamak amacıyla ve AI ile otomasyondan şekillenen yeni iş dünyasına dâhil olmada gerekli gelişmiş yeteneklere sahip olmak için hem dijital altyapıya hem de eğitime yatırım yapmak gerekiyor.
Öyleyse ne yapmalı? AI'nin kapsayıcı olmasını sağlayacak politikalar oluşturmak için birlikte nasıl çalışabiliriz? AI iş birliği için bir uluslararası çerçeve nasıl görünür? Risklere karşı koruma sağlarken, AI'nin gücünü sürdürülebilir kalkınmaya doğru yönlendirmesini sağlayan bir çerçeve gibi mi? Bunlar, bütün dünyadan sektör uzmanları ve liderlerin bugün burada hem çevrim içi hem de çevrim dışı olarak ışık tutmak için topladıkları türden sorulardır. Bunlara nasıl yanıt vereceğimiz geleceği şekillendirmemize yardımcı olacak ve 2030 yılına kadar Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini başarmak için büyük etkilere sahip olacaktır.
YAPAY ZEKÂ TARIŞMALARI KÜRESEL OLMALI
Dünyada 170'den fazla ülke ve bölgede faaliyetler yürüten Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nda (UNDP) AI'nin getirdiği değişikliklerin sonuçlarının sınırlarda sona ermeyeceğini kabul ediyoruz. Aynı şekilde, 2020 yılında bütün dünyada salgınla mücadelede verilen karşılıkta uluslararası iş birliği ve çok taraflılık zorunluydu, AI etrafında dönen tartışma da küresel olmalı.
Gelecekte bütün dünyada ilgili tarafları -hükümet, özel sektör, akademi ve uluslararası örgütler olmak üzere- öğrenilen dersleri paylaşmak, karşılıklı anlayış geliştirmek ve sürdürülebilir kalkınmak amacıyla AI konusunda daha fazla iş birliği içerisinde olmak için desteklemeye devam etmeyi sabırsızlıkla bekliyoruz.
(Beate Trankmann, CGTN - Çeviri: CRI)