Barack Hüseyin Obama Bir Büyük Hüsran
Hepimiz yıllar önce ABD Başkanı seçildiğinde ne kadar mutlu olmuştuk. Bir 'zenci', bir 'köle', bir 'öteki' Başkan seçilmişti. Sanrım benim gibi orta yaş kuşağı olanlar hemen Kunta Kinte'yi hatırladı. Amerika'ya getirilen Afrikalı kölelerin dramını anlatan muhteşem 'Kökler' dizsi ve onun başrol oyuncusu Kunta Kinte... Biz yıllarca bu dizinin etkisinde kaldık. Beyaz Amerikalılardan nefret edip, siyahları sevmemizin en önemli nedenlerinden bir bu dizi diğeri de Malcom X dir. Her ikisini de bize sevdiren muhteşem yazar Alex Haley'dir.
İşte Amerika'nın bütün kirli ve ırkçı tarihine inat, Afrika'nın kara bahtlı kölelerinin yüzlerce yıldır süren dramını sonlandıran bir şeydi Obama'nın seçilmesi. Martin Luther King'in rüyası gerçekleştiğinde, nedense biz siyah Amerikalılardan daha çok sevinmiştik.
Bizim O'nun seçilmesine çok sevinmemizin diğer nedeni bir adının da 'Hüseyin' olmasıydı. Bildiğimiz 'Hüseyin', yani Müslüman adı. Düşünsenize Müslüman olan bir ABD Başkanı... Hayali bile ne muhteşem. Başbakan Erdoğan Obama'nın Türkiye ziyaretinde Ayasofya'yı gezdirirken, Hz. Hüseyin'in adının yazıldığı levhayı özellikle göstermişti. Basın toplantısında da ısrarla 'Hüseyin' kısmıyla beraber adını zikretti Obama'nın.
Tıpkı, 'Prens Charles aslında gizliden Müslüman oldu' dendiğinde mutlu olduğumuz gibi Obama'nın da gizli Müslüman olduğu söylentilerine seviniyorduk. Süper gücün lideri Müslüman olursa, Müslümanların çektiği sıkıntılar da biter diye umutlandık.
Obama farklı bir başkan oldu gerçekten. Klasik söylemlerin ötesine geçen, geleneksel ABD jargonunu reddeden, umut veren, heyecanlandıran, duygulandıran bir siyasi profil çizmeye başladı. Siyahlara özgü sempatik hareketleri, halk gibi davranışları, rahat oluşu da kendisini sevdirmeye yetmişti. Düşünsenize delik ayakkabıyla Oval Ofis'te uyurken fotoğrafı yayınlandı. Bu kadar bizden biri dedirtiyordu bu hareketler.
Aslında sonradan anladık ki Barack Hüseyin Obama bir kurguydu ve bizi büyüleyen hareketlerinin çoğunu rol gereği yapıyordu. O delik ayakkabıyla kanepede uyuması, uçaktan basketbolcu hareketleriyle inişi, hamburgerciye gidişi, Oval Ofis'teki pozlar tümü kurguydu. Meşhur Hollywood kurgusu Obama'dan 'farklı başkan' tipi üretmişti.
Obama bir Hindistan ceviziydi aslında. Dışı esmer kahve ama içi beyazdı. Obama'nın ruhu beyazdı ve 'lanet olası' tenindeki esmerlik ruhunu karartıyordu. Derisini beyazlaştırmaya çalışan 'Michael Jackson sendromu' onda da vardı aslında ama bunu çok iyi gizliyordu.
ABD başkanlarının ikinci dönemleri genellikle gerçek politikalarını uyguladıkları ve asıl hedeflerini gerçekleştirmek istedikleri dönemdir. Obama birinci dönemdeki başarısızlıklarını, ikinci dönemde telafi edecek diye bekledik. Olmadı. Daha başarısız ve kötü bir yönetim sergiledi. Kararlı, mazlumdan yana, cesur ve atak bir Başkan beklerken hepsinin tersi oldu.
Obama Amerika'nın gelmiş geçmiş en beceriksiz Başkanı olarak tarihe geçmek üzere. Kerry ondan önce 'en başarısız Dışişleri Bakanı' olarak tarihe geçti bile. Ortadoğu'yu perişan ettiler. Putin, kedinin fareyle oynadığı gibi oynadı Obama'yla. Suriye'de tükürdüğünü yalattı, Ukrayna'da ülkeyi parçaladı, Asya'da Çin'le beraber her yeri parselledi. Obama retorikten başka hiçbir şey yapamadı Putin'e ve Rusya yeniden tarih sahnesine çıktı.
Tüm İslam ülkelerinde kaos, savaş ve terörün tırmanmasının bir nedeni de ABD'nin beceriksiz Ortadoğu politikalarıdır. Önce Arap Baharını destekledi, sonra Mısır'da Sisi'ye, Libya'da Haftar'a yani tüm karşı devrimcilere arka çıktı.
Neocon ekip ve İsrail tam anlamıyla esir aldı Obama'yı. Bir görüşmesinde Başbakan Erdoğan'a, 'beni de anla, burada sıkıştırıyorlar' demişti Yahudi lobisi ve Neocon ekibini kast ederek. Kaybedecek neyi var acaba?
Gazze yanarken ve 1600 kişi öldürülmüşken güttükleri politikaya bakın: 'Esir İsrail askerini Hamas derhal serbest bıraksın' dedi, öldürülen 360 çocuktan bahsetmedi bile.
Obama büyük bir hayal kırıklığıdır tüm dünya için. Hüseyin isminin hiç etkisinde kalmamış, kurgusal bir Başkan'ın beceriksizliği yüzünden Ortadoğu'nun ve Afrika'nın perişan oluşuna şahitlik ediyoruz.
Kunta Kinte bir kez daha kahrolmuştur eminim.
(Yeni Şafak)