ABD’nin Asya’daki ittifak hamleleri
Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD); Çin’i yakın çevresinden kuşatmak için attığı adımlarda umduğunu bulamaması, onu yeni hamleler yapmaya, yeni ittifaklar kurmaya zorluyor. Ama sonuç alamıyor. Çünkü ne ABD eski ABD ne de dünya eski dünya.
Öyle ki, ABD’nin yakın müttefiklerinden Fransa bile, bu konuda ABD’ye karşı çıkıyor. Paris, ABD emperyalizminin saldırı ve işgal aygıtı olan NATO’nun Japonya’nın başkenti Tokyo’da, 2024 yılında irtibat bürosu açmak istemesine direniyor. ABD’nin, AUKUS (Avustralya, Birleşik Krallık, ABD) ve QUAD (ABD, Avustralya, Japonya ve Hindistan’ın oluşturduğu Dörtlü Güvenlik Diyaloğu) gibi ittifakları da yine Çin’e karşı kurduğunu anımsamakta yarar var.
Diplomasi cephesinde durum buyken, ekonomi cephesinde de takvim ABD aleyhine, Çin lehine işliyor. Dünya Bankası’nın, iki gün önce 2023 yılına ilişkin büyüme tahminlerini güncellemesi, Çin’in büyüme oranını yükseltmesi ve yüzde 5.6 olarak açıklaması da bunun kanıtı. Çin’in ekonomik ortaklıklarında da gelişme sürüyor. En büyük dış ticaret ortağı olan ASEAN (Güneydoğu Asya Uluslar Birliği). Bunun yanı sıra, Avrupa Birliği, Kuşak ve Yol Projesi güzergâhındaki ülkeler, RCEP (Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık) ülkeleriyle ticari ilişkilerinde de sırasıyla yüzde 3.6, yüzde 13.2 ve yüzde 4.5 artış var yıllık bazda.
Çin’in ekonomik adımları bölgesel ve küresel ölçekte, İsrail’den Suudi Arabistan’a dek ABD’yle ilişkileri güçlü ülkelerde bile ses getiriyor. Buna karşılık ABD’nin engelleme çabaları sonuç vermiyor. ABD; vekâlet savaşlarında da umduğunu bulamıyor. Karşısında oluşan direnci kıramıyor. Karşı cephede gedik açamıyor. Orta Doğu’da, Orta Asya’da ekonomik adımlarını sıklaştırıp, askeri adımlarını bir nebze olsun geri çekip, yumuşak güç araçlarını daha fazla devreye sokmak istiyor.
Çin’in eşgüdümünde kotarılan İran – Suudi Arabistan ilişkilerindeki normalleşmenin ardından şu gerçek bir kez daha görüldü. Orta Doğu’da da işler ABD’nin istediği gibi gitmiyor. Arap Baharı’nın adını anan bile kalmadı. Suriye, Arap Ligi’ne döndü. Arap ülkeleriyle ilişkileri hızla normalleşiyor, hem de ABD’nin itirazlarına rağmen. İran ve Suudi Arabistan, İran ve Birleşik Arap Emirlikleri, Türkiye ve Suudi Arabistan, Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri arasındaki ilişkilerin gelişmesi, buna karşılık ABD ve Suudi Arabistan ilişkilerinin eski tadında olmaması, Çin’in Orta Doğu’da artan etkisi, hep ABD’nin oyun planlarını bozan gelişmeler.
ABD ise bu gelişmeler karşısında, özellikle Çin’i yakın çevresinden kuşatmak adına Hindistan’a özel önem veriyor. Bu bağlamda, Hint Pasifik Stratejisi adlı bir planı bile var. Bölgesel ittifaklarını da çoğaltıyor. Son olarak ABD, Hindistan, İsrail ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden oluşan I2U2 adlı (Hindistan ve İsrail’in İngilizce adlarının başharfiyle, ABD ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin İngilizce adlarının başharfinden oluşuyor) bir grup bile kurdu. Grubun hem kapsamını hem ilgi ve işbirliği alanlarını genişletmek, çeşitlendirmek istiyor. Sadece ekonomi, ticaret, dış politika değil, altyapı, gıda ve enerji de buna dahil.
Tüm bunlara karşın, tablo açık; ne küresel ittifakları ne de bölgesel ittifakları ABD’nin istediği sonuçları vermiyor.(CRI)