Diktatörlük; Bir Eski Hikaye
Önce isyan ettiler. Bayramın üçüncü günü kurban eti dağıtan gençleri öldürdüler…
İstediklerini elde edemediler. 35 şehirde ancak 80 bin kişiyi hareketlendirebildiler…
Kürt halkı onları yalnız bıraktı… İstedikleri desteği vermediler…
“Dağdaki çocuğumu geri istiyorum” kampanyası yürüten annelerden sonra öldürülen Hasan’ın babası kameraların karşısına geçip doğrudan Selahattin Demirtaş’tan hesap sordu.
Güneydoğu’da baskı sürsün, PKK dışında kimse konuşmasın dediler, tam tersi oldu…
Şimdi PKK’ya karşı ses daha gür çıkıyor…
Anneler, babalar ve STK’lar… PKK’yı, KCK’yı, HDP’yi, Paralel Yapı’yı, kaosa oynayan kim varsa hepsini topa tutuyor…
Hüda Par alternatif bir ses olarak bölgenin yeni oyuncusu olarak sahneye çıkıyor…
Altan Tan partisi HDP’yi ve Selahattin Demirtaş’ı eleştirebiliyor, “bir Bahçeli kadar olamadınız” diyor.
Türkiye geri adım atar sandılar… Olmadı…
Çözüm sürecini seçim öncesi tamamlamak üzere Hükümet üzerine düşeni yapmak için harekete geçti…
Türkiye karşıtları 5 günlük isyanda istediklerini alamadılar…
Tam bir hayal kırıklığı yaşadılar…
Pazar günü ise ikinci tokatı yediler…
HSYK seçimlerini kaybettiler…
Bunu beklemiyorlardı…
Türkiye içinden desteklerinin kalmadığını gördüler…
Gözlerini dışarıya çevirdiler…
Batı’dan yardım bekliyorlar…
Batı gelsin bizi koruyup kollasın diyorlar.
Bunun için başvurdukları yol, batı kamuoyuna seslenmek. Onların hassas oldukları konu ne? Demokrasi ve insan hakları…
İşte tam da buradan vurmaya çalışıyorlar…
Türkiye polis devleti oluyor diye yaygaraya başladılar…
Gazetelerin manşetleri batı kamuoyları için hazırlanıyor.
Biz buna “Diplomatik muhalefet” diyoruz.
Batı medyasının kullanabileceği, Türkiye aleyhine hazır bekleyen lobileri harekete geçirebilecek ne kadar malzeme varsa onu üretmekle meşguller.
Mahkeme kararı, savcılık iddianamesine batılılar ayrı bir önem verirler ya…
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu grup toplantısında “işte Türkiye’nin IŞİD’e yardım ettiğini gösteren belgeler” diye MİT tırlarıyla ilgili bir ifadeyi gösterdi.
İçeride hiçbir karşılığı yok ama dışarıda işe yarar diye umut ediyorlar.
Şimdi var güçleriyle Türkiye’nin polis devletine döndüğünü, yargının siyasallatığını anlatmakla meşguller.
Özgürlükler elden gidiyor, demokrasi rafa kalkıyor, güvenlik tedbirleri her şeyin önüne geçti diye var güçleriyle bağırıp çağırıyorlar.
Çözüm sürecine darbe vurmak için elinden geleni yapanlar, savaş sürsün diyenlerdir.
Şimdi onlar özgürlükçü olacak, Kürt ve Türk beraber olsun, Araplarla yan yana dursun diyenler diktatör olacak.
Arka arkaya sürdürülen darbe girişimlerine karşı millet ile siyasi irade bir olacak ve siz buradan polis devleti çıkaracaksınız.
Yargıdaki işgal sona erdirilecek siz buna yargının siyasallaşması diyeceksiniz.
Diktatörlük suçlaması eski bir hikaye.
İsyan denemesinden sonuç alamayanlar anlattıkları eski hikaye ile ancak kendilerini avutabilirler.
Türkiye özgürleştiği için millet devletiyle buluşuyor…
Türkiye’de demokrasi güçlendiği için Kürtler ve Türkler her türlü engeli aşarak kucaklaşıyorlar…
Türkiye düşmana, haine sert ve acımasız, milletine ise şefkatli ve kucaklayıcı olacaktır.
(Kanal A Haber)