Rütbesi Sökülmüş General: Fethullah Gülen
“Ver parayı, al imzayı” diye manşet atmış gazete. ABD’de 88 Kongre üyesinin yazdığı mektuptan söz ediyor.
88 Kongre üyesi ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’ye, Türkiye’yi eleştiren, Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alan bir mektup yazdılar. İşte o mektup Paralel Yapı’nın marifetiymiş.
Haberden anladığımız şu: Fethullah Gülen 4.5 milyon dolar harcıyor, 88 Kongre üyesine Ankara aleyhine mektup yazdırıyor.
Şayet bu doğru ise “12 Eylül 1980 darbesini Kenan Evren tek başına yaptı” tezine inanmamız gerekiyor.
Hani Sincan’da tanklar yürümüştü ya, “Balans ayarı” filan diyorlardı... Bu durumda o tankları tek başına Çevik Bir yürütmüştür.
28 Şubat darbesini askerler yaptı demek gibi bir şey bu.
“28 Şubat’ı asker yaptı” görüşü bize Baronlar tarafından kabul ettirilmeye çalışılmadı mı?
Doğan Medya yıllardır bu fikri kabul edelim diye uğraşmadı mı?
Mehmet Ali Birand “ben andıçlandım” diye ortalıkta dolaşıp 28 Şubat belgeseli ile faturayı askere kesmedi mi?
Böylece 28 Şubat’ın arkasındaki baronları, sermayeyi, medyayı, MOSSAD’ı ve CIA’yi karartmış oldu.
Sırf, 28 Şubat’ın medya ayağı, patron katı, dış bağlantısı görünmesin diye Nazlı Ilıcak “28 Şubat askerden ibarettir” hükmünü vermedi mi?
Evet, 28 Şubat’ta asker kullanılmış, 12 Eylül doğrudan askere tevdi edilmiştir.
Sermayeden talimat almayan, dış mihrakların nefesini hissetmeyen, medyayı yanında görmeyen askerin darbe yaptığı görülmüş, duyulmuş bir şey mi?
NATO-Gladyo düzeni Türkiye gibi ülkeleri yönetebilmek için kendi özel örgütlerini kurmuşlar, başta asker olmak üzere devletin ve toplumun kilit noktalarını kontrol altında tutmuşlardır. Kendilerine bağlı gizli örgüt ile o ülkeyi çıkarları doğrultusunda yönetmişlerdir.
Yıllardır Türkiye’yi Ergenekon örgütü ile yönettiler.
Asker, siyasetçi, gazeteci, yargıç, akademisyen, sanatçı, sol, sağ örgütler onlar için daima birer araç oldu.
Her birini kullanıp kenara attı, kimilerini öldürdü.
Onlar için kullandıkları araçların, maşaların hiçbir önemi yoktu. Kendileri, çıkarları ve örgütleri dışında hiçbir şey önemli değildi.
Dün Ergenekon vardı kullandıkları. Deşifre olup kullanılamaz hale gelince yerine uzun süredir hazırladıkları gücü geçirdiler.
Bizler Ergenekon davaları ile meşgulken, “ohh artık gizli örgütlerden kurtuluyoruz” diye sevinirken, onlar Paralel Yapı adı altında devlette yeniden örgütleniyorlardı.
Yargı, polis, üniversite, medya, asker, siyaset, idare, maliye, mülkiye, iş dünyası... Neresi varsa oraya yerleşmişlerdi.
Şimdi Paralel yapı deşifre oldu. Bütün ihanetleriyle, melanetleriyle ortaya çıktılar.
Şundan emin olabilirsiniz; o yapı var ya o yapı, Fethullah Gülen’in yerine bir başka gücü çoktan devreye almış, kritik yerlere yeni isimlerle nüfuz etmeye başlamıştır.
Ne diyor Erdoğan; “Arkasında MOSSAD var.”
Siz MOSSAD’ın, CIA’nin emekli generalle darbe yapmaya kalktığını hiç duydunuz mu?
Askeri üniformayı çıkaran bir general nedir? Bir “hiç”tir.
Fethullah Gülen rütbesi sökülmüş bir general gibidir.
88 Kongre üyesi bir “hiç” uğruna, değil mektup yazmak, parmağını bile oynatmaz.
(Kanal A HAber)