Şehid Motiur Rahman Nizami'nin vasiyeti
Bangladeş'te hükümet tarafından kurulan savaş suçları mahkemesinde yargılanan muhalefetteki Cemaat-i İslami partisinin lideri Motiur Rahman Nizami’nin idamına dünyanın her yerinden tepkiler yağarken Nizami’nin idamından önce yazdığı vasiyet yayınlandı.
Milli Gazete’nin yayınladığı vasiyette ''Her zaman batılın, zulmün ve haksızlığın karşısında ilmi mücadeleye devam edeceksiniz'' çağrısında bulunan Nizami, ''Bir mümin asla Allah'tan ümidini kesmez. Hayatınızın sonuna kadar Allah yolunda bir gaye ile görevinizi sürdüreceksiniz. Batılın tüm tuzaklarına ilim yoluyla cevap vereceksiniz. Kadınlarımızın yetiştirilmesine ve ahlâk yoluna önem vereceksiniz” dedi.
Nizami, vasiyetine şöyle devam etti: “Cemaat-i İslami'de asla bir lider problemi yaşanmayacaktır. Durum ne kadar kötü olursa, o kadar iyi ve kaliteli liderler yetişecektir. Ben yaşlandım. Rabbim her an canımı alabilir. Ben şehit olarak Allah'ın huzuruna gitmek istiyorum. Benim şehadetim ile beraber değişim başlayacaktır. Halkım ve dünya Müslümanlarından dua istiyorum. Eğer dünyada bir daha görüşemezsek, cennette görüşeceğimizi ümit ediyorum inşallah''
Nizami'nin vasiyetinin tam metni şu şekilde:
Doğduğumda nikâhlandığım ve son nefes diye zaman tayin ettiğim buluşmaya gidiyorum. Korkmuyorum. Ardımda pişmanlıklarım var ama üzgün değilim. Kırgınım. Sözünü unutanlara, kardeşinin elini tutmayanlara, düşeni kaldırmayanlara, Allah için gözyaşlarını sakınanlara, resimlerimizi “layk" için kullanıp gördüklerini yaşanmamış kabul edenlere, zalimin yanında durup mazluma timsah gözyaşları dökenlere, kıyama kalkmayı kolay zannedip elindekini muhafaza etmek için bahane satanlara, alanlara kırgınım. Bu kırgınlıkla kavuşacağım Rabbime. Söyleyeceğim bunları.
Vuslat bu. Nerede buluşacağı belli olmuyor insanın. Bazen 14 yaşındaki bir kızı Kudüs'te pazarda buluyor. Kafasına sıkılan bir kurşunla göçüyor. Elbisesine bulaşıyor kan. Huzura çıkmadan önce melekler yıkıyor onu.
“Senin kardeşin benim. Bu katillerle niye anlaşıyorsun?“ diyemiyor.
Bazen vuslatına yürümen gerekiyor. Seni evinde bulsun istediğin buluşma için önce evinden ayrılman gerekebiliyor. Sonu görünmeyen bir yolu merakla yürümen gerekiyor. Yol bitip de deniz başlayınca acı acı yutkunmak serbest suya atlamadan önce. Bir kıyıya varıyor elbet denizin sonu. Kıyıya ya canlı varıyorsun ya da cansız vuruyorsun.
“Benim evim sizin hesaplarınızdan daha anlamlıydı. Hırsınızdan büyüktü odalarımız. Niye yaktınız çocuklarımızın gözlerimizin önünde büyüyecekleri resimleri? Mutlu musunuz şimdi?" diyemiyorsun…
Bazen evinde de buluyor seni. Dumanlar yükselmeye başlıyor birden. Zaten taş binada oturmasına izin verilmeyenlerin çabuk tutuşan evlerine ateş sıçrıyor. Bütün seslerin gökyüzünde toplandığını düşünürseniz günü her saati bir “ah" asılır Arakan'dan o gökyüzüne. Çocuklar ölür. Çıplak ayakları ve toza bulanmış yüzlerine bakmayın. Tertemiz gider onlar. Kadınlar ölür. Adamlar ölür. Yanarak ölür, kahırla ölürler. Cennet meyvesi pahalıdır. Kalp, asıl sahibine dönene kadar acır insan. Sonrası umman, kevser, Peygamber (s.a.v)!
“Müslümanlar etle tırnak gibi midir gerçekten? Sökülüyor tırnaklarımız. Etiniz acımıyor mu?" diyemezler…
Ahzab suresinde övülen adam ve kadınlardan çok anlatabilirim size. Sizin üzüldükleriniz için son diye yazılan haberlerin “son" olduğunu mu zannediyorsunuz? Acıyı onlar çekiyor da size pay düşmeyecek mi zannediyorsunuz? Daha ilkokulda öğretmene şikâyet edilmekten korkanlar! Sizi Allah'a şikâyet etmeye gidiyoruz. Her yaptığınızı, her yapmadığınızı, her söylediğinizi, her sustuğunuzu, her gördüğünüzü, her gözünüzü kapadığınızı, her oturuşunuzu, her kalkmayışınızı bir bir not aldım. Her şeyi anlatacağım.
Ben gidiyorum…
Ardımda bir fikir kalsın istiyorum. Zorla karşılaşınca ölüm korkusundan istikametini şaşıranlarla biz ölümden aynı şeyi anlamıyoruz. Bu bir imtihandı. Kolay olacağını söylemedi kimse. Sancısız olacağını, bedelsiz olacağını. Bu yola baş koymak, sonunda gerekirse bu uğurda o baştan vazgeçmek demekti. Bizim için karar aldıklarını zanneden ahmaklar var. Bu karar ancak göklerde alınmış olabilir. Siz kimsiniz ki..!
Kulunu razı etmek için Yaratıcıyı üzecek değiliz!
Ben gidiyorum…
Benden önce giden arkadaşlarımın yanına, Rasulullah'ın yanına. Siz kalacaksınız. Kimin doğru olduğu benim gittiğim yerde çıkacak ortaya…
Ben gidiyorum…
Çekidüzen verin kendinize. Sıranın size de geleceğini unutmayın. Şehadetin şehid gibi yaşayanlara nasip olacağını, Allah'tan başkasına kul olunmayacağını hatırlayın her daim.
Ben gidiyorum…
İbret alın bu yolculuktan. Bir araya geldiklerinde sadece aynı anda ayaklarını yere vursalar dünyayı sallayacak kalabalıktaki sizler, kardeşlerim. Sizin gözünüzün önünde yürüyeceğim ipe. Korku görmeyeceksiniz. Endişe sezmeyeceksiniz. Öfkemi de beraberimde götüreceğim.
Ben gidiyorum…
Dilerim bu gidiş size kim olduğunuzu hatırlatsın. Mazlumlar için ayağa kalkmanın bir yolunu bulmanızı sağlasın. İpler adedince baş istense, ama deseler ki bu bedel kıyam içindir, az kalır giden başlar! Boşuna terk etmez canımız bedenimizi. Mükâfatını O'ndan biliriz. Kalanlara ibret olmadığı üzer bizi…
Size son sözlerim şudur;
“Her zaman batılın, zulmün ve haksızlığın karşısında ilmi mücadeleye devam edeceksiniz. Bir mümin asla Allah'tan ümidini kesmez. Hayatınızın sonuna kadar Allah yolunda bir gaye ile görevinizi sürdüreceksiniz. Batılın tüm tuzaklarına ilim yoluyla cevap vereceksiniz. Kadınlarımızın yetiştirilmesine ve ahlâk yoluna önem vereceksiniz. Cemaat-i İslami'de asla bir lider problemi yaşanmayacaktır. Durum ne kadar kötü olursa, o kadar iyi ve kaliteli liderler yetişecektir. Ben yaşlandım. Rabbim her an canımı alabilir. Ben şehit olarak Allah'ın huzuruna gitmek istiyorum. Benim şehadetim ile beraber değişim başlayacaktır. Halkım ve dünya Müslümanlarından dua istiyorum. Eğer dünyada bir daha görüşemezsek, cennette görüşeceğimizi ümit ediyorum inşallah."
GÖRMEZ: ÜZÜNTÜ VERİCİ
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Bangladeş'te hükümet tarafından kurulan savaş suçları mahkemesinde yargılanan, muhalefetteki Cemaat-i İslami partisinin lideri Matiur Rahman Nizami'nin idamını büyük üzüntüyle karşıladıklarını, dünyanın hiçbir yerinden ses çıkmamasının da üzüntü verici olduğunu belirtti.
Görmez, Diyanet İşleri Başkanlığında Tanzanya Başmüftüsü Şeyh Ebubekir Zübeyir Mbwana ve Tanzanya'dan gelen İslam alimlerini kabul ettikten sonra gazetecilerin sorularını cevapladı.
Nizami'nin idamına ilişkin soru üzerine Görmez, Bangladeş'teki sağduyulu bazı sivil toplum örgütlerinin kendilerini ziyaret ederek idamların önlenmesi için Türkiye'den aracılık yapmalarını istediklerini anlattı. "Pek çok teşebbüs hakkında bilgim var. Maalesef bu idamlar önlenemedi" diyen Görmez, Türkiye'nin bu konuda elinden geleni yaptığını vurguladı.
Görmez, şunları kaydetti:
"Bir toplumun mevcut gençlerini baskı altında tutmak için yaşlı insanları bu şekilde haksız yere idam etmek, bugünün dünyasına yakışan bir şey değildir. Bize yakışmayan bir husus da başka dünyalarda bir din adamının ayağına diken battığında ayağa kalkan dünyanın, bu idamlar karşısında sessizliğidir. Herkes biliyor ki bu idamların hukukla ilgisi yok, tamamen siyasi idamlar, toplumu baskı altında tutmak için başvurulan yanlış yöntemler. Buna rağmen çağdaş dünyanın hiçbir yerinden ses çıkmamış olması da gerçekten üzüntü verici. Bizim de büyük bir üzüntü ile karşıladığımızı ifade etmek istiyorum."
BM: BANGLADEŞ İDAMI KALDIRMALI
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR), Bangladeş hükümetine idam cezasını bir an önce kaldırma çağrısında bulundu.
OHCHR sözcülerinden Cecile Pouilly, Bangladeş'te hükümet tarafından kurulan savaş suçları mahkemesinde yargılanan muhalefetteki Cemaat-i İslami partisinin lideri Motiur Rahman Nizami'nin idam edilmesiyle ilgili AA muhabirine açıklama yaptı.
Nizami'nin yargılanma sürecinde hukuki yardıma erişim eksikliği gibi sorunların OHCHR ve diğer BM insan hakları uzmanlarınca gündeme getirildiğini hatırlatan Pouilly, yargılama sürecinin, Bangladeş'in de taraf olduğu Kişisel ve Siyasi Haklar Uluslararası Sözleşmesi'nde belirtilen uluslararası standartlara uyması gerektiğinin altını çizdi.
En ciddi uluslararası suçlar da dahil her koşulda idam cezasına karşı olduklarını ifade eden Pouilly, "Cemaat-i İslami partisinin lideri Motiur Rahman Nizami'nin idam edilmesinden üzüntü duyduk. Bangladeş hükümetine bir an önce idam cezasını kaldırması çağrımızı yineliyoruz." dedi.
ULUSLARARASI AF ÖRGÜTÜ
Uluslararası Af Örgütü'nün sitesinde yapılan açıklamada, Nizami'nin idamının, Bangladeşli yetkililerin acınacak bir hamlesi olduğu ve savaş suçlarının kurbanları için adaleti tesis etmeyeceği belirtildi.
Örgütün Güney Asya yöneticisi Champa Patel, konuyla ilgili olarak "Bangladeşli yetkililerin Motiur Rahman Nizami'yi idam etmesinden dehşete düştük. 1971 Bağımsızlık Savaşı'nın korkunç olaylarının kurbanları adaleti hak ediyor ancak başka bir can almak çözüm değil" yorumunu yaptı.
Patel, idam cezasının daima insan hakları ihlali olduğunu, idamın, kusurlu bir yargılama sürecinin ardından gelmesinin çok daha rahatsız edici olduğunu ifade ederek Bangladeşli yetkililere, bu geri dönüşü bulunmayan ve zalimce cezaya sırtını dönerek dünyanın büyük bölümüyle hareket etme çağrısı yaptı.
Champa Patel, idam kararının, Bangladeş'te siyasi açıdan hassas bir dönemde verildiğini hatırlatarak tüm taraflardan ülke çapında sükunetin üstün gelmesini temin etmelerini istedi. Patel, "Güvenlik güçleri, barışçıl gösteri hakkına saygı duyulmasını sağlamalı, tüm taraflardaki siyasi liderler de destekçilerine insan hakları ihlallerinden kaçınmaları çağrısında bulunmalıdır" ifadesini kullandı.
KUZEY AMERİKA İSLAM CAMİASI
Kuzey Amerika İslam Camiası'nın (ICNA) açıklamasında da Motiur Rahman Nizami'nin idam edilmesi sert bir dille kınandı ve "Bu, Şeyh Hasina hükümetinin siyasi muhaliflerine süregelen zulmün bir parçası, hukukun öldürüldüğü bir diğer utanç verici eylemdir" ifadesine yer verildi.
İsviçreli akademisyen ve düşünür Tarık Ramazan da "Bangladeş'in yozlaşmış hükümetinin, ülkenin 1971'de Pakistan'dan kanlı bağımsızlık mücadelesi sırasında sözde insanlığa karşı suç işlemekten Cemaat-i İslami partisinin lideri 73 yaşındaki Motiur Rahman Nizami'yi astığını" belirtti.
Mısır'daki Müslüman Kardeşler'in kurucularından Hasan El Benna'nın torunu olan Ramazan, konuyla ilgili paylaşımında, "Dünya, yozlaşmış Mısır rejiminin muhalifleri katletmesinde ve işkence etmesinde olduğu gibi buna da sessiz kalıyor. Yine yeniden aynı hikaye. Dürüst olalım, bu utanç verici sessizlik, mevcut radikalleşmeyi beslemenin en iyi yolu" yorumunu yaptı.
Ramazan, siyasi aktivistlere yönelik baskıların kınanması konusunda ikiyüzlü davranıldığında, insan hakları ve demokrasi konusunda ciddiyetin sorgulanacağına işaret ederek insanların eşit ve şeffaf yargılanmayı hak ettiğini söyledi. Tarık Ramazan, "Bangladeş, Mısır, Suriye. Tüm diktatörleri ve yozlaşmış liderleri kınamalıyız. Dini ve görüşleri ne olursa olsun tüm mazlumlar için dua etmeliyiz" ifadesini kullandı.
Bangladeş'te hükümet tarafından kurulan savaş suçları mahkemesinde yargılanan muhalefetteki Cemaat-i İslami partisinin lideri Motiur Rahman Nizami dün akşam idam edilmişti.
Geçen perşembe Yüksek Mahkeme, 1971'deki bağımsızlık savaşı sırasındaki bazı olaylardan sorumlu tutulan Nizami hakkındaki idam kararını bir kez daha onamıştı. Dört yargıçtan oluşan mahkeme heyetine başkanlık eden Surendra Kumar Sinha, mevcut hükümet tarafından kurulan Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi tarafından ölüm cezasına çarptırılan Nizami'nin kararın yeniden gözden geçirilmesi için yaptığı başvurunun reddedildiğini açıklamıştı. Kararla, eski İçişleri Bakanı Nizami hakkındaki iç hukuk yolları tükenmişti. (Kaynak: Milli Gazete)