Arakanlı Müslümanlar Myanmar'da askeri yönetimle Budist Arakan Ordusu arasında kalıyor
Myanmar'da Müslümanların çoğunlukta olduğu Arakan eyaletinde, ordunun sivillere yönelik şiddet ve baskısı nedeniyle Arakanlı Müslümanlar (Rohingya) Birleşmiş Milletlerce (BM) "dünyanın en çok zulüm gören halkı" olarak kabul ediliyor.
Myanmar'da yaşayan Arakanlı Müslümanlar, askeri yönetim ile Budist ordunun arasında kalıp, gördükleri şiddet nedeniyle etnik temizlik uygulamalarına maruz kalıyor.
Myanmar'da Müslümanların çoğunlukta olduğu Arakan eyaletinde, ordunun sivillere yönelik şiddet ve baskısı nedeniyle Arakanlı Müslümanlar (Rohingya) Birleşmiş Milletlerce (BM) "dünyanın en çok zulüm gören halkı" olarak kabul ediliyor.
BM ve uluslararası insan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanlara yönelik şiddeti "etnik temizlik" ya da "soykırım" olarak adlandırıyor.
Arakanlı Müslüman hakları aktivisti Muhammed Refik ve Nay San Lwin, AA muhabirine, Myanmar'da 1 Şubat 2021'deki askeri darbenin ardından orduyla bölgede silahlı eylemler düzenleyen Budist Arakan Ordusu örgütü arasında kalan Arakanlı Müslümanların uğradığı hak ihlallerini değerlendirdi.
Refik, Arakan toplumuna yapılanların yeni uygulamalar olmadığını belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"İnsan hakları ihlallerinin yanı sıra Arakanlı Müslümanları kendi ülkesinde ve sığındıkları komşu ülkelerde ortadan kaldırmak ve vatansız hale getirmek için çok sayıda askeri kampanya yürütüldü. 'En çok zulüm gören' olarak adlandırmak, sorunları çözmüyor. BM, Arakan toplumu konusunda başarısız oldu. Myanmar'daki zalimlerin sağır kulaklarına ulaşan birkaç 'endişe' haricinde bu topluluk için adalet sağlanamadı."
1982'deki vatandaşlık yasasıyla Arakanlı Müslümanların vatandaşlık hakkı ellerinden alındı
Refik, 1962'de yapılan askeri darbe öncesinde Arakan eyaletindeki Müslüman nüfusunun yaklaşık 3 milyon olduğunu ve General Ne Win'in darbenin hemen ardından Arakanlı Müslümanları temel haklardan mahrum bırakmak için "sistematik kampanya" başlattığını söyledi.
Bu dönemde Arakanlı Müslümanların radyo programlarına yayın yasakları, bölge isimlerinin Budist isimlerle değiştirilmesi ve Arakanlı aydınların devlet görevlerinden uzaklaştırılması gibi politikaların yürütüldüğünü ifade eden Refik, şöyle devam etti:
"1978'de 'Ejderha Kral Operasyonu' ile yaklaşık 300 bin Arakanlı Müslüman Bangladeş'e sürüldü. 1982'de vatandaşlık yasası çıkarıldı ve bir gecede Arakanlı Müslümanların vatandaşlığı ellerinden alındı. Sağlık hizmetleri, eğitim ve mülkiyet hakkı gibi temel haklardan mahrum bırakılan Arakanlılar, işkence ve tacizler karşısında da savunmasız bırakıldı. General Than Shwe'de benzeri şekilde 1991-1992 yılarında benim ve ailemin de aralarında bulunduğu 200 binden fazla Arakanlıyı 'Temiz ve Güzel Ulus Operasyonu' ile ülkeden çıkmaya zorladı."
Refik, ordunun düzenlediği seçimin ardından iktidara gelen eski Devlet Başkanı General Thein Sein'in de "sistematik politikalarla" 120 bin Arakanlı Müslümanı yerinden ettiğini aktararak, şunları dile getirdi:
"Bunların yaklaşık 100 bini 'ülke içinde yerinden edilenler kamplarında' yaşıyor. 1948'teki bağımsızlıktan 2015'e kadar seçme ve seçilme hakkı olan Arakanlı Müslümanların bu hakları tamamen ellerinden alındı. 2016-2017 arasında iki büyük soykırım kampanyası daha yürütüldü. Bu iki kampanya sonucunda Arakan nüfusunun yüzde 75'i yerinden edildi ve Bangladeş'te sığınmacı haline geldi. Ordu, Kasım 2022'de boş Arakan köylerini sınır kuvvetlerinin mülkü ilan etti. Bir zamanlar Myanmar'ın eşit vatandaşı olan Arakanlılar artık vatandaşlıktan, evlerinden ve temel insan haklarından yoksun."
Arakanlı Müslümanların hala Mynamar'da vatandaşlıktan çıkarılan "en büyük, tek Müslüman topluluk" olduğuna dikkati çeken Refik, "1962'den bu yana birbirini izleyen hükümetlerin politikalarından biri Arakanlı Müslümanlara vatandaşlık vermeyi reddetmek. Myanmar'ın farklı bölgelerinde yaşayan diğer Müslümanlar vatandaşlık ve temel insan haklarına sahip. 2000'li yılların başında aşırılık yanlısı Budist rahipler tarafından yayılan nefret kampanyaları nedeniyle diğer Müslümanlar da hedef alınıyor ancak vatandaşlıkları asla ellerinden alınmıyor." dedi.
Arakanlı Müslümanlar, Mynmar ordusu ve Arakan Ordusunun ortak hedefi
Refik, Budist Arakan Ordusu örgütü ile hükümet güçleri arasındaki çatışmalarda Arakan köylerinin savaş alanı olarak seçildiğini kaydetti.
Arakanlı Müslüman köylerinin çoğunun boşaldığını, artık savaş alanı haline gelen köylerdekilerin de kaçmaya zorlandığını anlatan Refik şu değerlendirmede bulundu:
"Budist militan grup olan Arakan Ordusu şu anda Arakan eyaletinin çoğunu kontrol ediyor ve sık sık Myanmar ordusu ile çatışıyor. Arakan Ordusu, kurulduğu 2009'dan bu yana bölgedeki Müslümanlara karşı vahşet uyguluyor. Arakanlı Müslümanlar, Myanmar ordusu ile Arakan Ordusu arasındaki savaşta sevdiklerini kurtarmak için köylerinden ve evlerinden kaçmak zorunda kalıyor."
Refik, Arakan Ordusu örgütünün "eyaleti hızla ele geçirdiğini ve kendi yasama, yargı ve idaresini ilan ettiğini" ifade ederek, "Arakan Ordusu, askeri kontrol hükümetine de vergi ödemesi gereken Arakanlı Müslümanlardan vergi toplamaya başladı. Artık Arakan toplumu için çifte vergilendirme söz konusu." diye konuştu.
Askeri darbe Arakanlı Müslümanlara yönelik baskıyı artırdı
Arakanlı aktivist Nay San Lwin da "Myanmar ordusunun, Uluslararası Adalet Divanının aldığı geçici tedbirlere uymadığını görüyoruz. Bu kararın ardından hükümet, kaçan Arakanlı Müslüman halka ceza vermeyi bırakmıştı ancak darbe sonrası ordu ülkeden kaçan Arakanlıları mahkum etmeye başladı. Başlangıçta 6 aydan 2 yıla kadar olan hapis cezası son zamanlarda 5 yıla çıktı. Yani askeri darbenin etkisi Arakanlılara karşı daha fazla baskı oldu." dedi.
Nay San Lwin, bölgede baskı ve kısıtlamaların eskisi gibi devam ettiğini ve Myanmar hükümetinin, Çin'in arabuluculuğunda Arakanlı Müslümanları topraklarına geri yerleştirme söyleminin sahici olmadığını ifade ederek,"Ordu soykırım suçlarını işledi ve tüm Arakanlı Müslüman nüfusu yok etmek istedi. Şimdi ülkeye geri getirmekten bahsediyorlar ancak ordu güvensiz bir ortam yarattı." ifadesini kullandı.
Arakanlı Müslümanlara etnik temizlik
Myanmar'ın Arakan eyaletinde 2012'de Budistler ile Müslümanlar arasında çatışmalar çıkmış, olaylarda çoğu Müslüman binlerce kişi katledilmiş, yüzlerce ev ve iş yeri ateşe verilmişti. Arakan'daki sınır karakollarına 25 Ağustos 2017'de düzenlenen eş zamanlı saldırıları gerekçe gösteren Myanmar ordusu ve Budist milliyetçiler, kitlesel şiddet eylemleri başlatmıştı.
BM'ye göre, Ağustos 2017'den sonra Arakan'daki baskı ve zulümden kaçıp Bangladeş'e sığınanların sayısı 900 bine ulaştı. (AA)