İran-Bolivya güvenlik ortaklığı neden Amerikalıları ve Siyonistleri sarstı
Latin Amerika halklarının ilerlemesini ve bağımsızlığını dikkate alan ve Amerikan hegemonyasına karşı ortak bir cephe inşa eden çok taraflı bir vizyonla İran ve Bolivya, özellikle güvenlik alanında ortaklıklarını güçlendirme kararı aldı.
20 Temmuz 2023'te Bolivya Çokuluslu Devleti ve İran İslam Cumhuriyeti, tüm Latin Amerika ülkeleri için örnek olabilecek bir savunma ve güvenlik işbirliğine ilişkin bir mutabakat zaptı imzaladı.
Söz konusu mutabakat zaptı, Tahran'da İran savunma bakanı Tuğgeneral Muhammed Rıza Aştiyani ve Bolivyalı mevkidaşı Edmundo Novillo Aguilar tarafından imzalandı.
İran savunma bakanı, Latin Amerika ülkelerinin İslam Cumhuriyeti'nin dış politikasında özel bir yere sahip olduğunu söyledi ve orta Latin Amerika'da bulunan denize kıyısı olmayan ülkeye tam destek verdi.
Aguilar'ın Tahran ziyareti, İran Cumhurbaşkanı'nın Latin Amerika'yı “arka bahçesi” olarak gören ABD'de pek çok kişinin dikkatlerini çeken başarılı üç uluslu Latin Amerika turunun ardından geldi.
İran ve Bolivya arasındaki güvenlik bağlarının güçlenmesi, Washington Post ve diğer birçok Batılı medya kuruluşunun alarm vermesiyle, İran'ın Amerika'nın “arka bahçesine” güya “sızdığı” şeklindeki korkuları artırdı.
Yıllardır İran'ın Latin Amerika'da artan etkisi konusunda uyarıda bulunan neo-muhafazakar bir Amerikan düşünce kuruluşu olan Institute for the Study of War, İran'ın güvenlik anlaşmasının bir parçası olarak Bolivya'ya insansız hava aracı satmayı planladığını iddia etti. Bu haber, birçok medya kuruluşu tarafından da haberleştirildi.
Bahse konu mutabakat zaptının imzalanmasından bir gün sonra Arjantin, Bolivya'nın büyükelçiliğine "tartışmaların kapsamı ve varılan olası anlaşmalar hakkında" bilgi isteyen bir not gönderdi.
Bolivyalı muhalefet milletvekilleri bile Novillo ile Aştiyani arasında 20 Temmuz'da imzalanan savunma ve güvenlik mutabakat zaptı hakkında bilgi istedi.
Arjantin'in Siyonist topluluğunun bir çatı örgütü olan Delegación de Asociaciones Israeltas Argentinas (DAIA), İran'a yönelik saldırıları yenilemek ve İranofobiye başvurmak için uygun zamanı buldu.
Radikal Siyonistlerin örgütü geçmişte, iddialarını kanıtlayacak hiçbir delil olmamasına rağmen, Temmuz 1994'te Buenos Aires'teki bir Yahudi merkezinin bombalanarak 85 kişinin öldürülmesinden Lübnanlı Hizbullah direniş hareketini ve İran'ı sorumlu tutmuştu.
Amerika Birleşik Devletleri'nin yanı sıra Latin Amerika'daki bu İsrail yanlısı lobiler, kritik hastalar da dahil olmak üzere sıradan vatandaşları etkileyen felç edici yaptırımlar da dahil olmak üzere, uluslararası toplumu İran'a baskı uygulamaya ikna etmek için çeşitli bahaneler kullandı.
Şimdi, farklı nedenlerle Venezuela, Küba ve Nikaragua'ya yaptıkları gibi, Bolivya'yı da İslam Cumhuriyeti ile güvenlik işbirliği nedeniyle kara listeye almaya kararlılar.
İran İslam Cumhuriyeti, mazlum milletleri destekleme politikası doğrultusunda, abluka altındaki Venezuela'ya benzin tankerleri göndererek, Bolivya'da hastaneler kurarak, Nikaragua'ya petrol, enerji, tarım ve hayvancılık yardımı yaparak ya da Küba'ya balıkçılık, biyoteknoloji ve su kaynakları konusunda yardım ederek Latin Amerika ülkelerine yardım etmek için elinden geleni yapmıştır.
Bu ülkeler, tam da Amerika'nın hegemonyasına ve savaş çığırtkanlığına boyun eğmeyi reddettikleri için genellikle "Şer Ekseni" veya diktatörlükler olarak etiketlenir.
Bolivya ile İran arasındaki ikili ilişkilerin pekişmesi 16 yılı aşkın bir süredir devam ediyor ve bu durum sağcı güçleri, Siyonist lobiyi ve Beyaz Saray'ı sarstı.
İslam Cumhuriyeti'nin bugün bölgesel bir güç, Batı Asya'daki terörist güçlere karşı bir siper ve Direniş Ekseni'nin temel taşı olduğunu tamamen anlıyorlar. ABD veya müttefikleri gibi darbe ve işgal yapmaz, bağımsız olan ülkelere yardım ve destek verir.
Tarih, ABD'nin işgaller, darbeler ve tek taraflı askeri müdahaleler yoluyla Batı Asya'dan Güney Asya'ya, Afrika'dan Latin Amerika'ya kadar dünyayı nasıl istikrarsızlaştırdığına tanık oldu.
Örneğin 1989'da Panama'daki darbe, 2001'de Afganistan'ın işgali, 2003'te Irak'ın işgali, 2004'te Haiti hükümetinin devrilmesi, 2020'de Venezuela'ya karşı başarısız darbe, Bolivya'daki darbeye destek ve daha yakın zamanda Peru'daki darbeyi ele alalım.
Özgür ulusların düşmanlarının suç teşkil eden barbarlıkları konusunda farkındalık oluştuğunda, bu ulusların direnişi devam edecek ve daha da güçlenecektir.
Bolivya egemenliğini kullanarak ve İslam Cumhuriyeti gibi ülkelerle anlaşmalar ve ittifaklar imzalayarak tam da bunu yapıyor. Gelecek bu ülkelere aittir, ABD ya da müttefiklerine değil.
(Sdenka Saavedra Alfaro / Press TV)