Haaretz yazarı Gideon Levy yazdı: Gazze’de yaşananlar soykırım değilse nedir?!
İsrail medyası, Lahey'de bizleri temsil eden yargı ekibi için takdir dolu methiyeler yağdırdı. Aynı medya İsraillilerin bir propaganda içeriğinden ziyade gerçeklere dayanan Güney Afrika'nın pozisyonunu ise neredeyse hiç haber yapmadı.
Haaretz yazarı Gideon Levy’in yazısını serbestiyet için Hasan Ayer çevirdi:
Bir an için İsrail’in Lahey’deki duruşunun haklı ya da meşru olduğunu, İsrail’in soykırım ya da buna benzer bir şey gerçekleştirmediğini varsayalım. Öyleyse bu durum nasıl tanımlanabilir? Şu anda bile devam eden, ayrım gözetmeyen, hayal etmesi bile korkunç olan bu toplu katliam konusunda ne söyleyebiliriz?
Hastanelerde can çekişen, bu dünyada artık kimsesi kalmamış çocukların bazıları için ve her yerde durmak bilmeyen bombalı saldırılardan canlarını kurtarmak adına kaçan aç ve yaşlı insanlar için elimizden gelen nedir? Peki hukuki tanımlar bu insanların kaderlerini değiştirecek midir? Lahey İsrail’e yönelik suçlamaları reddederse İsrail’in rahat bir nefes alacağı kesin. Nitekim eğer mahkeme bunun bir soykırım olmadığına karar verirse, dünyanın vicdanı da yine rahatlayacak Lahey buna “soykırım değil” derse, bizler bir kez daha dünyanın en erdemli insanları olacağız.
Bu hafta sonu İsrail medyası ve sosyal medya, Lahey’de bizleri temsil eden yargı ekibi için takdir dolu methiyeler yağdırdı. Kullandıkları cümleler okadar zarif bir İngilizce ile yazılmış ve okadar ikna edici argümanlar ortaya konulmuştu ki. Önceki gün medya, İsraillilerin İngilizcesinden daha iyi bir İngilizce ile sunulan ve bir propaganda içeriğinden ziyade gerçeklere dayanan Güney Afrika’nın pozisyonunu neredeyse hiç haber yapmadı. Bu da İsrail medyasının artık bu savaşta tüm zamanların en aşağılık noktasına ulaştığını bir kez daha kanıtlar nitelikte. İsrail medyası, İsrail’in duruşunu güçlendirmeyi ve “Hamas’ın yasal kolu”nu önemsiz ve geçersiz kılmayı kendi görevi olarak görüyor. Bu uzmanların uluslararası alanda bize nasıl bir yasal itibar kazandırdığına bir bakın.
Uluslararası hukukta yer alan en ağır suçlar ve ihlallerle yargılanan bir ülkeden bahsettiğimizi düşünelim. Siyah cüppeli, beyaz peruklu olan ve olmayan bir çok kişi İsrail’in her zamanki söylem başlıklarını tekrarladılar ve 7 Ekim vahşeti konusunda yapılan tanımlardan bazılarında haklılık payı vardı.
Diğer kısımlarda ise gülünür mü ağlanır mı kestirmek zordu. Bu örneklerden biri Gazze’deki durumdan sadece Hamas’ın sorumlu olduğu iddiasıdır. İsrail’in bu işte hiçbir parmağının ya da rolünün olmadığını iddia ediyorlar. Bu iddiaları prestijli bir uluslararası kuruma söylemek, bu kurumun yargıçlarının zekâsını alaya almak, aynı zamanda da onlara hakaret etmek anlamına gelir.
İsrail savunma timinin başındaki Profesör Malcolm Shaw’ın “İsrail’in eylemleri orantılıdır ve sadece silahlı kuvvetleri hedef almaktadır” sözlerine ne demeli peki? Shaw’ın iddiaları doğru ise tüm dünyanın şahit olduğu gerçeklik bir yalan olsa gerek. Böylesi bir yıkımda orantı olabilir mi? Eğer orantılı olan buysa, orantısız olan neye benziyor? Hiroşima’ya mı?
”Sadece silahlı kuvvetlere karşı” diyor Shaw, neredeyse bir yığın ölü çocukla mı? Neden bahsediyor bu adam? “Olaya karışmayanların tahliyesi için telefon görüşmeleri yapmak”… Gazze’de kimin hala çalışan bir telefonu var? Tek bir güvenli alanın kalmadığı bu cehennemde insanların tam olarak nereye tahliye edilmeleri gerekiyor? Ve sonuncusu: “Askerler savaş kanunlarını ihlal etmiş olsalar bile, bu İsrail hukuk sistemi tarafından ele alınacaktır.”
Görünüşe göre Shaw İsrail hukuk sistemini ve hatta askeri hukuk sistemi denen şeyi hiç duymamış veya bilmiyor. Gazze’ye yönelik 2008-2009 yıllarında gerçekleşen Gazze Savaşı’ndan (2008-2009) sonra sadece dört asker hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu ve bunlardan sadece birinin kredi kartı hırsızlığı (!) suçundan hapse gönderildiğini duymamış olmalı. Masum insanların üzerine mermi ve bomba yağdıran bu askerler için asla dava açılmayacak.
Peki ya hafta sonu Herzl Tepesi’ndeki Bağımsızlık Günü töreninde bu yılki meşaleyi yakmak üzere seçileceğine şüphe olmayan Dr. Galit Rejwan’ın sözlerine ne demeli? “Israil Savunma Kuvvetleri hastaneleri daha güvenli bir yere taşıyor.” Şifa, Şeba’ya mı taşınacak? Ya da Rantisi Soroka’ya mı? Gazze’deki hangi güvenli alanlardan bahsediyor, Israil Savunma Kuvvetleri hangi hastaneleri taşıyacak?
Elbette bunların hiçbiri İsrail’in soykırım yaptığını kanıtlamaz. Buna mahkeme karar verecektir. Fakat kendinizi savunmak amacıyla bu tür argümanlar karşısında rahat hissediyor olmak ya da Lahey’de, Gazze’de olanlardan sonra böyle hissetmek ne kadar doğru?(Ajanslar)