Kur’an-ı Kerim’de zikredilen en açgözlü kavim
Semavi üç büyük dinden biri olan Musevilik; sonradan tahrif edilen şekliyle Yahudilik, Hz. Musa’ya Tevratla gönderilen dindir. Bu dinin mensuplarına Yahudi denilmektedir ve ilk müntesipleri İsrailoğulları kavmidir.
Kur’an-ı Kerim, Yahudileri dünya hayatı konusunda en açgözlü, hatta müşriklerden daha açgözlü insanlar olarak tanıtmaktadır.
İnsanlık tarihinde mal sevgisiyle şöhret bulmuş ve malı elde etmek için çok fazla çaba sarfedip, hırs gösteren millet Yahudiler olmuştur. Onların bu tavırlarındaki en büyük etken, dünyaya tapar derecede bağlanmalarıdır. Nitekim onların akidelerine göre cennete girecek olan tek kavim kendileridir. Dolayısıyla bu şekilde bir ahiret anlayışına sahip olan bir toplum için dünyadaki emellerine ulaşmada bütün yollar meşrû olmaktadır.
Kur’an-ı Kerim’de onların dünyaya taptıkları, çok yaşamak istedikleri, mal-mülk elde etmek için her yolu meşru gördüklerinden dolayı alçaltıcı bir azaba müstehak oldukları zikredilmektedir.
Helal yoldan rızık ve zenginlik kazanmak insana yakışır bir durum olsada bazı insanlar servet ve dünya servetine o kadar düşkündür ki bunu elde etmek için insan şeref ve haysiyetine aykırı olan her yola başvururlar.
Kur’an-ı Kerim, maneviyat ve hidayetten uzak bu insanları hayvanlara benzeterek A’râf suresi 179. ayetinde şöyle buyurmaktadır: “Andolsun biz, cinlerden ve insanlardan birçoğunu cehennem için yarattık. Bunların kalpleri vardır ama onlarla kavrayamazlar; gözleri vardır ama onlarla göremezler; kulakları vardır ama onlarla işitemezler. Onlar hayvanlar gibidir, hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır.”
Yahudiler, kendilerine gönderilen pek çok peygambere ve onların vaaz ve öğütlerinden faydalanma imkânına sahip olmalarına rağmen son derece açgözlü, dünya hayatına bağlı ve parayı seven insanlardı.
Bakara suresi 96 ayeti: “Yemin olsun ki, onları insanların yaşamaya en düşkünü olarak bulursun; müşriklerden de çok; her biri ister ki bin sene yaşasın. Oysa çok yaşatılması hiç kimseyi azaptan kurtaramaz. Allah onların yapmakta olduklarını eksiksiz görür.”
Bu Kur’an ayetine göre Yahudiler uzun yaşamanın ilahî azabı önleyeceğine inanırlar. Belki Yahudilerin para sevgisinin nedenlerinden biri de ahirete olan inançlarının eksikliğidir. Kur’an-ı Kerim’in Mümtehine suresi 13. ayetinde şöyle buyrulmaktadır: “Ey iman edenler! Allah’ın kendilerine gazap ettiği bir topluluğu dost edinmeyin. Onlar, inkârcıların kabirlerdekilerden ümit kestikleri gibi âhiretten ümit kesmişlerdir.”
Kitap ehlinin yeniden dirilmeye inanmasına rağmen bu Yahudiler, ahiret sevabından ümitleri olmadığı için Allah’a kızmaktadırlar.
Yüce Allah bu ayette müminlere, Yahudilerle dostluk kurmamaları için, Yahudilerin ebedi perişanlığını ve helâkini hatırlatmaktadır.
İlginçtir ki bu iki ayette bu grubun müşriklere ve kâfirlere benzerliğine değinilmekte ve onların ahirette kâfirler kadar ümitsiz olacakları bildirilmektedir. Yani dinsizler nasıl ölülerinin geri dönüşünden ümitsizse, Yahudiler de ahiret mükâfatından ümitsizdirler.(İqna)