"Hayfa ve Hayfa'nın ötesi"; Hüdhüd Nasrallah'ın tehditlerini nasıl uyguladı?
Siyonist rejimin işgal altındaki Golan'daki hassas askeri mevzilerini içeren Hizbullah Hüdhüd İHA’sının filminin ikinci bölümü, Seyyidd Hasan Nasrallah'ın meşhur denkleminin uygulamalı örneği çerçevesinde "Hayfa ve Hayfa'nın Ötesi" başlığıyla yayınlandı.
Siyonist rejimin işgal altındaki Golan'ındaki hassas askeri mevzilerini içeren Hizbullah’ın Hüdhüd İHA’sının görüntülerinin ikinci bölümünün yayınlanması, Gazze bataklığından ve işgal altındaki Filistin'in kuzey cephesinden kaçma çabaları içinde olan işgalciler için yeni bir şok oldu ve bu filmin yayınlanmasının ardından Siyonist çevrelerde yeni bir endişe dalgası başladı.
Siyonistler Hizbullah’ın Hühhüd’ü ile terbiye edildi
Lübnan direnişi, geçtiğimiz 9 ay boyunca Siyonist düşmanın dayatmayı planladığı her türlü büyük çaplı savaşla mücadeleye hazır olduğunu pratikte gösterdi. Temmuz 2006 savaşından Ekim 2023'teki Aksa Tufanı savaşına kadar olan dönem, Siyonist yetkililere, işgalci orduya ve yerleşimcilere karşı direniş denklemleri, mesajları ve uyarılarıyla doluyken, Hizbullah'ın son 9 ayda Siyonistlere dayattığı caydırıcılık denklemleri tüm bölgedeki çatışmalarda yeni kurallar oluşturdu.
Kuzey cephesinin bataklığından kurtulmak için Lübnan'a büyük bir askeri saldırı tehdidinde bulunarak şanslarını denemek isteyen Siyonistler, Hizbullah'ın pratik cevabıyla karşılaştı. Öyle ki Siyonist rejimin Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun kuzey cephesindeki savaşı genişletme tehditlerinin yanı sıra bu rejimin Savunma Bakanı Yoav Galant'ın Lübnan'ı Taş Devri'ne döndürme ve Beyrut'u ikinci Gazze haline getirme tehditlerinin ardından, Hizbullah, işgal altındaki Filistin'in kuzeyinde yer alan Hayfa'da Siyonistlerin hem askeri hem de sivil tüm hayati ve hassas mevzilerinin ayrıntılı resimlerini yayınladı ve Hüdhüd İHA'sının topladığı görüntülerde İsrailliler bu İHA'nın Hayfa'ya vardığını hiç fark etmedi.
Bu görüntülerin son üç hafta içinde yayınlanması, Siyonistler arasında ordu ve kabineye yönelik bir eleştiri dalgasına yol açtı ve İsrail ordusunun ve güvenlik kurumlarının istihbarat gücü alanındaki iddialarının sorgulanmasına neden oldu.
Bu görüntülerin yayınlanmasının hemen ardından Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, yaptığı bir konuşmada Siyonistleri ve tüm destekçilerini Lübnan'a yönelik her türlü aptallığa karşı uyardı ve şunları vurguladı: ‘Düşmanın her saldırısına göze göz, dişe diş karşılık vereceğiz ve eğer işgalciler savaşı genişletmek isterse, hedeflerinden hiçbiri direniş füzelerine karşı güvende olmayacak ve bu karada, denizde ve havada bir savaş olacaktır.’
İsrail'in Hizbullah’a karşı stratejisinin başarısızlığı
Hizbullah ve Seyyid Hasan Nasrallah'ın Temmuz 2006 savaşından bu yana Siyonistlere karşı çizdiği denklemlerin doğruluğunu anlamak için Lübnan direnişi ile Siyonist düşman arasındaki çatışma düzeyinde geçmiş yıllardaki gelişmelere bakmak daha doğru olacaktır.
Seyyid Hasan Nasrallah Eylül 2018'de Siyonistlere gönderdiği uyarı mesajında şunları söyledi: ‘Direniş, seyir füzeleri ve gelişmiş silah yetenekleri de dahil olmak üzere çok sayıda füzeye sahip ve bu rejimin asla hayal etmediği bir kaderi ve gerçekliği İsrail'e dayatacaktır.’
Hizbullah Genel Sekreteri daha sonra 2023 yazında şu açıklamalarda bulundu: ‘Direnişin, askeri ve sivil havaalanları, hava kuvvetleri üsleri, enerji santralleri, su altyapıları vb. ve en önemlisi Dimona reaktörü olan işgalci rejimin petrol rafinerileri dahil olmak üzere Siyonistlerin bir grup hassas mevziisini yok etmek için yalnızca birkaç rokete ihtiyacı var.
Hizbullah'ın 2006'dan bu yana hiçbir zaman boş durmadığı açık ve Siyonistlerin kendileri de Hizbullah'ın bu yıllarda özellikle füze ve insansız hava araçları alanında kaydettiği askeri ilerlemenin boyutlarını bilmenin mümkün olmadığını itiraf ediyor. Ancak Hizbullah'ın askeri gücünün 2006 yılıyla kıyaslanamayacağı kesin ve bu hareket artık dünyanın en güçlü ordularından biri olarak sınıflandırılıyor.
Siyonist rejim son on yıldır "savaşlar arasında savaş" stratejisi çerçevesinde Hizbullah'a karşı şu üçlü eylemi gerçekleştirmeye çalışıyor:
- Hizbullah'ın noktadan noktaya füze projesini vurmaya çalışmak
- Hizbullah'ın mevzilerine ulaşmak için Lübnan'ın derinliklerinde yıkıcı güvenlik ve casusluk operasyonları yürütmek.
- Hizbullah'ın bölgedeki müttefiklerine karşı sabotaj ve casusluk operasyonları yürütmek.
Ancak Siyonistlerin de itiraf ettiği gibi İsrail'in bu stratejisi hiçbir zaman başarıya ulaşamamış, Tel Aviv ödediği ağır maliyetlere rağmen Hizbullah'ın füze projesi hakkında bilgi alamamış ve sonuç olarak İsrail, mevcut savaş sırasında savaşın genişlemesi gibi tehlikeli senaryolardan korkarak Hizbullah ile ateşkes yapmayı tercih etmiştir.
Hizbullah Siyonistlerin uykusunu nasıl kaçırdı?
Bu arada Gazze'yi destekleme ve Lübnan'ı koruma mücadelesinin tam kalbinde yer alan Lübnan direnişi, Siyonist düşmanla kapsamlı bir çatışmaya hazırlık çerçevesinde tehdit mesajlarının seviyesini yükseltme kararı aldı. Böylece, Siyonist kamuoyu ve bu rejimin siyasi ve askeri yetkililer, eğer iş kapsamlı bir savaşa varırsa direnişin kendileri için İsrail güvenlik kurumlarının hiçbir değerlendirmesinde öngörülmeyen bir planı olduğunu anlayacaktı.
Hizbullah'ın, Siyonistlerin kuzey cephesindeki hesaplarını bozmak için benimsediği ilginç strateji, her zaman sürpriz unsuru kullanmasıdır. Örneğin Hizbullah'ın insansız hava aracıyla gerçekleştirdiği başarılı keşif operasyonunun duyurulması konusunda direniş çok akıllıca davrandı. Öyle ki Siyonistler, Hizbullah'a ait bu insansız hava aracının topladığı görüntülerin, İsrail'in işgal altındaki Hayfa'daki mevzilerinin üç hafta önce yayınlanan görüntülerinin aynısı olduğunu düşünüyorlardı.
Ancak insansız hava aracı operasyonunun duyurulmasından bir haftadan kısa bir süre sonra Hizbullah, “Endişelenmiş Olabilecekler için” başlıklı yeni bir video yayınladı ve bu videoda isimlerine değinilmede işgalcilerin o hassas ve hayati pozisyonları yayımlandı.
Videoda ayrıca Seyyid Hasan Nasrallah'ın Siyonistleri uyardığı konuşmasının İngilizce ve İbranice bölümlerinin tercümeleri de yer alıyordu ve Seyyid Hasan Nasrallah şu uyarılarda bulunuyordu: “Eğer Lübnan'a geniş çaplı bir savaş dayatılırsa bu ülkenin direnişi, çatışma kurallarını dikkate almadan savaşa girecek ve düşmanı pişman edecektir.
Dün de Hizbullah, Hizbullah’ın insansız hava aracı tarafından toplanan ve Siyonistlerin işgal altındaki Golan'ındaki hayati askeri mevzilerini içeren görüntülerin ikinci bölümünü yayınladı. Bu video klip "Devam Ediyor..." başlığıyla yayınlandı ve Hizbullah bu şekilde sürpriz unsurunu kullanarak İsraillileri yarı uyanık bir duruma sokmayı başardı ve onları hala yeni şoklar beklediği konusunda uyardı.
Seyyid Hasan Nasrullah’ın “Hayfa ve Hayfa'dan sonra” denkleminin pratik bir örneği
Buna dayanarak şunu söyleyebiliriz: “Seyyid Hasan Nasrallah'ın daha önce Lübnan'ın deniz sınırları ve işgal altındaki Filistin meselesinde Siyonistlere karşı çizdiği ve İsrail'in Lübnan'ın sudaki enerji kaynaklarına saldırısı konusunda uyardığı meşhur “Hayfa ve Hayfa’dan sonra” denklemi konusunda Aksa Tufanı operasyonunun başında da uyarıda bulunmuştu ve şimdi uygulamalı örneğiyle karşımıza çıkıyor.Hizbullah'ın Siyonist düşmanın mevzilerine ilişkin yayınladığı resimlere göre birkaç noktaya dikkat çekmek mümkün:
- Birincisi, Lübnan direnişinin üsler, eski ve yeni askeri kışlalar, topçu merkezleri, hava kuvvetleri üsleri, askeri operasyon odaları, bilgi toplama merkezleri ve siber savaş, çeşitli casus araçları, radarlar, izleme ve gözetleme sistemleri dahil olmak üzere 100'den fazla hayati hedefi var. Geçtiğimiz günlerde yayınladığı görüntülerde İsrail ordusunun komuta merkezleri ve silah depolarının yönetimi, radarlar dahil hava savunma sistemleri, kontrol sistemleri ve fırlatma platformları görülüyordu.
-Hizbullah ayrıca havalimanları, ana veya ikincil limanlar, enerji üretim ve dağıtım istasyonları, rafineriler ve petrokimya merkezleri gibi petrol kaynakları yönetimi ve kontrol departmanları, fabrikalar, Arşad ve Siyonist rejimin özel sektörlerinde çalışan işadamları ve çalışanların bulunduğu konut kompleksleri dahil olmak üzere sivil tesisleri ve Siyonist rejimin 50'den fazla merkezi altyapısını ve işgal altındaki Filistin'in derinliklerindeki sanayi ve tarım sektörünü, ticaret merkezlerini, gıda üretim fabrikalarını vb. sergiledi.
- Hizbullah ayrıca denizden işgal altındaki Golan'ın en uzak noktalarına kadar, 3 bin 650 kilometrekarelik bir alana sahip olan ve her yıl milyarlarca dolar kazanan Siyonist rejimin gelişmiş sanayilerinin görülebildiği geniş bir alanı da gösterdi. Bu, bu rejim ve onun özel sektörü için büyük çaplı bir savaş durumunda bu sektörün doğrudan kayıplara maruz kalacağı ve bunun da uluslararası taraflarla iş birliğine olumsuz etkisi yüksek olacağı anlamına geliyor.
-Hizbullah ayrıca denizden, Suriye’nin işgal altındaki Golan'ının en uzak noktalarına kadar 3 bin 650 kilometrekarelik geniş bir alanı da gösterdi. Bu bölgede Siyonist rejimin, bu rejime ve onun özel sektörüne yılda milyarlarca dolar kazandıran ileri sanayilerinde de bulunduğunu görmek mümkün. Bu, büyük çaplı bir savaş durumunda bu sektörün doğrudan kayıplara maruz kalacağı ve bunun da uluslararası taraflarla iş birliğine olumsuz etkisinin yüksek olacağı anlamına geliyor.
-Öte yandan Hizbullah'ın Siyonistlerin mevzilerine ilişkin hazırladığı fotoğrafların bunlardan çok daha fazlası olduğunu belirtmeliyiz. Ancak Lübnan direnişi, düşmanın uykusunu kaçırmak ve kafasını karıştırmak amacıyla, işgalci rejimin mevzilerinden topladığı bilgileri yavaş yavaş yayınlamayı tercih ediyor.
Gelinen aşamada Siyonist rejimin güvenlik çevrelerinin aklını karıştıran ve zihnini meşgul eden önemli soru ise şu: İstihbarat ve casusluk alanında birçok iddiası bulunan ve bu konuda ABD ve Batı'nın Tel Aviv'e sağladığı sınırsız desteğin gölgesinde İsrail, Hizbullah'ın bu başarılı keşif operasyonlarını nasıl fark etmedi?
Hizbullah'la savaşın ilk haftalarında İsrail’i bekleyen felaket
Öte yandan Siyonist merkezler, herhangi bir büyük çaplı savaşta İsrail Savunma Kuvvetlerinin işgal altındaki Filistin'e atılan füze ve insansız hava araçlarının yalnızca %50'sini engelleyebileceğini tahmin ediyor. Ayrıca Hizbullah'ın bu savaşta hangi silahları ortaya çıkarmayı planladığı da belli değil.
Bu değerlendirmelere göre savaşın ilk haftalarında işgal altındaki Filistin'e her gün binlerce füze ve tipi henüz bilinmeyen insansız hava araçlarının atılması, İsrailliler için benzeri görülmemiş bir yıkıma neden olacak ve bu rejim daha önce görmediği, hazırlıklı olmadığı saldırılarla karşı karşıya kalacak. Ayrıca belirtmek gerekir ki Hizbullah’ın Rıdvan özel kuvvetlerin işgal altındaki Filistin'in kuzeyine sızma ihtimali de çok yüksek.
Dolayısıyla böyle bir savaşın Siyonistler açısından ilk sonucu, askeri, sivil ve stratejik altyapının felç olması, bir buçuk milyondan fazla yerleşimcinin yerinden edilmesi ve 7 Ekim 2023 olaylarından çok daha korkunç senaryoların İsraillileri beklemesi olacaktır.
Elbette tüm bunlar, coğrafi anlamada hâlâ işgal altındaki Filistin'in kuzey cephesinin üçte birini kapsayan bir savaşla ilgilidir. Ancak direnişin bu savaşı yalnızca kuzeyde mi sürdüreceğini, yoksa başka bir yerde mi başlayacağını kimse tahmin edemez. Özellikle Hizbullah, düşmanın tüm mevzileri hakkında tam bilgiye sahip olduğunu gösterdi. Ayrıca bölgedeki tüm direniş gruplarının, işgalci rejimi her yönden kuşatmış çeşitli cephelerde Hizbullah ile tam koordinasyon içinde hareket edeceğinden şüphe yoktur.(Ajanslar)