Alman Faşist parti AfD, CDU ile ittifak döneminin başladığını ilan etti
Faşist AfD meclisteki oylamayı “tarihi bir an” olarak kutladı. Partinin baş sözcüsü Baumann, “Sayın Merz, bunun gerçekleşmesine yardımcı oldunuz,” dedi. Baumann, Federal Mecliste yaptığı konuşmada CDU/CSU ile iş birliği yaparak yeni bir dönemin başladığını savundu.
Almanya’nın Hıristiyan Demokratları (CDU) çarşamba günü Almanya için Alternatif’in (AfD) desteğiyle göç konusunda bir önergeyi parlamentodan geçirerek ülkende aşırı sağa karşı oluşturulan “güvenlik duvarı” politikasındaki ilk geri adımı attı.
Ana muhalefetteki CDU’nun lideri Friedrich Merz geçtiğimiz cuma günü, Aschaffenburg’da yaşanan bıçaklı saldırıya tepki olarak, partisinin “kimin lehine oy verdiğine bakmaksızın” bağlayıcı olmayan önergeleri geçirmeye çalışacağını açıklamıştı.
Almanya’ya sığınmacı olarak gelen bir Afgan vatandaşı, saldırının ardından cinayet şüphesiyle tutuklanmıştı.
Merz’in bu çıkışı geniş çevrelerce “teamüllerin ihlali” olarak değerlendirildi. Almanya’nın “güvenlik duvarı” geleneksel olarak yerleşik Alman partileri ile “aşırı sağ” arasında hedeflenen işbirliğini engelliyordu.
CDU/CSU tarafından verilen iki önergenin yeterli oyu alıp alamayacağı belirsizliğini korurken, çarşamba günü öğleden sonra ana önerge sadece dört oy farkla kabul edildi: 348’e 344, on çekimser oy.
CDU/CSU, AfD, liberal Hür Demokratlar (FDP) ve bazı bağımsız milletvekillerinden gelen destek, modern Alman parlamentosu tarihinde ilk kez bir teklifin sadece AfD’nin desteğiyle geçtiğine işaret etti. İkinci önerge ise reddedildi.
Merz, eleştirilere karşı partisinin tutumunu savundu
SPD milletvekilleri sonucun açıklanmasının ardından Merz ve CDU/CSU’ya doğru “utanın” diye bağırdı.
Scholz’un koalisyonunun bozularak azınlık hükümetine düşmesinin ardından hükümet çoğunluğunun bulunmaması nedeniyle farklı çoğunluklar için fırsat doğmuştu.
Merz, AfD’nin desteğini istemediğini söylemişti ama oylamadan önce yaptığı bir konuşmada, saldırıdan kısmen sorumlu olarak nitelendirdiği Almanya’nın göç politikasındaki statüko yerine bunu kabul etmeyi tercih edeceğini savundu.
Merz önergesinde hükümete, Almanya’nın sınır kontrollerini kalıcı hale getirmesi ve diğer hususların yanı sıra tüm sığınmacıları sınırdan geri çevirmesi çağrısında bulunuyor.
Plan kapsamında koruma talep edenler de dahil olmak üzere, geçerli kimlik veya giriş belgesi olmayan sığınmacılar Almanya’ya alınmayacak; göçmen kabul süreçleri sıkılaştırılacak ve yasadışı yollarla ülkeye girenler için daha sert yaptırımlar uygulanacak.
‘Tarihi bir an’
SPD Meclis Grup Başkanı Rolf Mützenich oylamadan sonra yaptığı açıklamada CDU/CSU’nun “meclisin siyasi merkezini terk ettiğini” söyledi ve meclisin Auschwitz toplama kampının kurtuluşunun 80. yıldönümünü anmasından sadece birkaç saat sonra yapılan bu oylamanın “ülkenin tarihine geçeceğini” söyledi.
Oylamanın ardından Şansölye Olaf Scholz, CDU/CSU’yu sert sözlerle eleştirdi. Scholz, göç düzenlemelerinin Almanya’nın hukuk düzeninin bir parçası olduğunu belirterek, CDU/CSU’nun sunduğu önergenin Federal Anayasaya ve AB hukukuna aykırı olduğunu vurguladı.
Yeşillerin parlamento lideri Britta Haßelmann Merz’e, “AfD’nin yüzüne baktığınızda bugün ne olduğunu anlıyorsunuz ve bundan siz sorumlusunuz,” dedi.
Merz ise kendisini savunarak “bu mecliste demokratik merkezdekiler dışında bir çoğunluk arayışında olmadığını” söyledi. Milletvekillerine yaptığı açıklamada, “Eğer bugün [farklı] bir çoğunluk olduysa, bundan üzüntü duyuyorum,” dedi.
AfD, CDU ile ittifak döneminin başladığını savundu
Bunlara rağmen AfD oylamayı “tarihi bir an” olarak kutladı. Partinin baş sözcüsü Bernd Baumann, “Sayın Merz, bunun gerçekleşmesine yardımcı oldunuz,” dedi.
Baumann, Federal Mecliste yaptığı konuşmada CDU/CSU ile iş birliği yaparak yeni bir dönemin başladığını savundu.
Baumann, “Bugün tarihi bir an. Bu, Almanya’da kırmızı-yeşil koalisyonunun sona erdiği ve yeni bir dönemin başladığı anlamına geliyor. Biz bu değişime öncülük edeceğiz,” dedi.
AfD’nin eş başkanı ve şansölye adayı Alice Weidel yaptığı açıklamada ana akım partileri, partisine yönelik tutumları nedeniyle diğer partileri Alman seçmenlere saygısızlık etmekle suçladı.
Federal Meclisteki tartışma sırasında Weidel, “Sözde güvenlik duvarı, milyonlarca seçmeni dışlamayı amaçlayan anti-demokratik bir kartel anlaşmasından başka bir şey değildir,” dedi. (Kaynak: harici)