Evleviyet (Öncelik) Fıkhı
Herkesin ve ya her kesimin öncelikleri kuşkusuz aynı değildir, olması da beklenemez.
Mesela kimine göre öncelik; açlık, yoksulluk, işsizlik iken kimine göre gençliğin ahlaki erozyonudur. Kimine göre öncelik; bu karda kışta soğukta başta Suriye olmak üzere İslam coğrafyasının muhtelif yerlerinde mülteci kamplarındaki sefalet iken kimine göre zindanlardaki bahadırlardır. Kimine göre asıl sorun; Müslüman ailelerin 6284 sayılı yasa nedeniyle karşı karşıya kaldığı tehlike, genç evlilerin mağduriyeti iken kimine göre başörtüsü zulmünün yeniden hortlatılmasıdır. Kimine göre öncelik; temel tüketim mallarına aralıksız yapılan zamlar iken kimine göre Ekrem İmamoğlu’nun icraatları ile meşgul olmaktır. Kimine göre öcelik siyasi üslup ve şiddet, kimine göre özgür medya bağımsız yargıdır. Başta Covid-19 tedbirleri ve aşılar konusu olmak üzere daha değinmediğimiz muhtelif öncelikler mevcuttur.
Âcizane benim bu konulara ilgisiz kalmam bunları önemsemediğimden değildir. Kimsenin gündemine ve önceliğine “yapaydır, önemsizdir” deyip küçümsemiyorum. Kuşkusuz bunların tamamı toplumumuzun sorunlarıdır ve her biri de az veya çok önemlidir. Bunların tamamı benim de ilgilenmem ve duyarlı olmam gereken konulardır.
Fakat benim EN ÖNCELİKLİ meselem burada zikrettiğim ve etmediğim bütün meselelerin asıl kaynağını oluşturan, Küresel Siyonizm ve büyük Şeytan Amerika’nın coğrafyamızdaki el ve ayaklarının kırılmasıdır. Ümmet coğrafyası bu istilacıların tasallutundan kurtarılırsa ne açlık, ne sefalet, ne mülteci kampı, ne de ahlaki tehlikeler kalır. Bunu isteyene tek tek izah edebilirim. Bu da benim görüşüm. İsteyen beğenmeyebilir hatta komik ve saçma da bulabilir. Ama insanların kendi önceliklerini belirleme hakkına da saygı duyulmalıdır.
Öteden beri Amerikan emperyalizmiyle mücadeleyi beyhude bulanlar, Amerika’ya rağmen coğrafyamızda yaprağın kımıldayamayacağını söyleyenler, politik hedeflere ancak Amerika’nın rızası alınarak onunla birlikte varılabileceğini söyleyenler olagelmiştir. Amerika’yı "kadiri mutlak” gösterip bize ondan korkmayı telkin edenlerin; birbirlerini “Amerika benim arkamda, yok benim yanımda” diye korkutanların söylemleri bize sinek vızıltısı gibi geliyor.
Benimle bu önceliği paylaşanların ümmetin asıl sorunlarını kökten çözeceklerine inanıyorum. Onlarla hareket etmeyi çok asil buluyorum. Amerika’nın da en önceliği; bunları geriletmek, zayıflatmak, ambargolarla boğmak, suikastlarla yok etmektir.
Birileri kavmiyetime, mezhebime, tabiiyetime bakarak bulunduğum yeri yadırgayabilir. Bunu da normal karşılıyorum. Ben bu zindan duvarlarını çoktan yıktım. Bunlar başkası için çok çok önemli olabilir ama benim için değil.
30-40 yıl önce kurtuluş reçetesi olarak Amerika’nın belinin kırılmasını öneriyorduk. O zamandan beri ayağım taşa değse Amerika’ya lanet okurum ve hala aynı yerdeyim. Evet, çevremdekilerin önemli bir kısmını kaybettim. Buna rağmen yalnız kalsam da gam yemem. Şundan eminim ki; biz çağın Nemrutları ve Firavunları karşısındaki uzlaşmaz tutumumuzu ve duruşumuzu muhafaza ettiğimiz sürece Allah (c.c) bizimledir.
Zafer İnananlarındır ve zafer yakındır.