İhanette Israr Edenler Ağır Bedeller Ödüyor
Aksa Tufanı ümmet için imtihan oldu. İmtihanı kazananlar ve kaybedenler birer birer ortaya çıkıyor. Elhamdülillah.
Aylardır “ İsrail’le Ticaret Filistin’e İhanet” sloganlarını duymayanlar, görmezden gelenler, görmeleri için açılan pankartları toplatanlar, pankart açanları gözaltına alanlar bedelini ödemeye başladılar. Hamas’a “terörist” diyen düşmanla korkutmak, ihaneti kapatmaya/gizlemeye yetmedi. Kimse ihanet edenle, düşmanlık eden arasında tercih yapmak zorunda değildir.
İktidarın kanaatimce kan kaybının asıl ve önemli nedeni İsrail’le ticarette ısrar etmesidir. Belki denilebilir ki ticareti kesseydi, başta ABD olmak üzere müttefiklerini karşısına alacak, zaten kötü olan ekonomiyi çok daha kötüye götürerek ekonomik krizle sonunu getirecekti. Böyle bir tehlike vardı ama bu kesin değildi. Çünkü bu halk çok ciddi krizlere direnmişti yine direnebilirdi.
Şimdi hala bu gerçeği başka gerekçelerle örtmeye çalışan yazarçizerler var. Çocuk evliliklerinden sokak köpeklerine, 6284 saylı kanundan lüks ve israfa; dikkat çekilen olaylar neredeyse artık gündemden düşmüş konulardı. Bunlar çöküşün belki çok tali gerekçelerinden sayılabilir ancak asıl neden olan ihanet karşısında çok hafif kalırlar.
Farz edelim ki, Gazze için bedel ödeyerek gitseydi bu onurlu bir gidiş olmayacak mıydı?! Belki de iktidara gelecek olanlar başta ekonomi olmak üzere diğer başarısızlıkları ile bu gün iktidar olanların muhteşem dönüşüne zemin hazırlayacaklardı. Ama şimdi maalesef artık kesin olarak ve bir daha dönüşü olmayacak şekilde çöküş başlamıştır. Bu çöküş beraberinde İslami muhalefeti de onarılmaz bir biçimde yaralamıştır. Şimdi bu konuda esip gürleyenlerin de iktidar olunca aynı tavrı sergilemeyeceklerine dair şüpheler kuvvetlenmiştir.
Filistin’in asıl meselesi kuşkusuz özgürlüğüne kavuşturulmasıdır. Bunun da ancak kuvvetle yani silahla olacağı tartışmasızdır. Bu konuda en ufak bir adım atmayanların İsrail’in yıkım ve tahribatları karşısında tamirciliğe soyunması işgali uzatmaktan başka bir işe yaramıyor maalesef! İki de bir yardım gemilerini gözümüze sokanlar bu gemileri korumaktan aciz kalmış, yapılan o menfur anlaşma ile izzeti zillete tahvil etmişlerdir.
Filistin’e yardım gemisi değil savaş gemileri göndermek zorundayız. Filistin özgürleşirse ebedi olarak yardım gemilerine muhtaç olmaktan kurtulacaktır. Filistin’in yer altı ve yerüstü zenginlikleri onu beslemeye fevkalade yeterlidir.
Bu güne kadar “İsrail yıksın biz yaparız, yaralasın biz tedavi ederiz, aç bıraksın biz doyururuz”, diyenler bu konuda da acze düşmüşler, aç bırakılan Filistinlileri doyuracaklarına onları açlıktan öldürenleri doyurmayı sürdürmüşlerdir.
İnsani yardımlara hiç kimse karşı olamaz ama bunu kalıcı hale getirmeye itiraz ediyoruz. Diyoruz ki Filistinlilerin ellerinden zorla alınan ekmeği, İsrail’in kolu bükülerek geri alınmalı, O aldıkça yenisi verilmemelidir. Böyle devam ederse bu dolaylı olarak İsrail’in bütün dünya Müslümanlarını ve vicdan sahiplerini sömürmesi anlamına gelecektir.
Kesin ve kalıcı çözüm İsrail’siz bir dünyadır. (Emin Güneş - İslamianaliz)