Hürseda! Hürlerin Sedasıdır...

Hür olmak tıpkı Hür bin Yezid Riyahi gibi en zor zamanda doğru seçim yaparak, Yezid bin Muaviye aleyhillaneye karşı Kerbela Şehidi Hz. Hüseyin’in yanında durabilmek, her türlü bedeli ödemeye hazır olmaktır.
Hz. Hüseyin’i kuşatıp Ubeydullah bin Ziyad'a götürmekle görevlendirilen Hür, günün sonunda yani aşura gününde şöyle dedi: “Allah'a yemin ederim, kendimi, cennetle cehennem arasında görüyorum. Allah'a yemin ederim ki parça parça olsam da, ateşe atılıp yakılsam da cennetten başkasını tercih etmem.”
Hür, bunları dedikten sonra atını mahmuzladı ve Hz. Hüseyin'in (a.s) karargâhına doğru sürdü. Hz. Hüseyin'in (a.s) yanına vardığında, ona şöyle dedi:
“Ey Allah Resulü'nün oğlu! Ben senin dönmene engel olan, yolda seninle hareket eden ve seni bu mekânda kontrol altına alıp, burada kalmaya mecbur kılan kimseyim. Allah'a yemin ederim, eğer onların senin sunduğun öneriyi kabul etmeyeceğini bilseydim, asla bunları yapmazdım. Şimdi yaptığım bu işlerden dolayı Rabbime tövbe etmiş olarak senin yanına geldim. Senin huzurunda ölünceye kadar canımla sana yardım etmek istiyorum. Acaba bunu benim için tövbe olarak kabul eder misin?”
İmam Hüseyin (a.s) şöyle buyurdu: “Evet, Allah senin tövbeni kabul edecektir ve seni bağışlayacaktır.” “Sen, annenin adlandırdığı gibi gerçekten hürsün, dünyada da, ahirette de hürsün.”[19]
İmam Hüseyin (a.s) "Atından aşağıya in" dediğinde, Hür “Senin için ata binmiş olmam, attan inmiş olmamdan daha iyidir. Bir süre onlarla bu şekilde savaşacağım. Ne de olsa sonunda attan indirileceğim”. İmam Hüseyin (a.s), "O halde düşündüğün gibi yap” diye buyurdu.
Hür, tövbe ettikten sonra Ömer b. Saad’ın ordusunun karşısında durarak şöyle dedi:
"Ey Kûfe ehli! Ananız yasınıza otursun! Siz Hüseyin'i davet ettiniz ama yanınıza geldiğinde, onu düşmana teslim ettiniz. Canınızı ona feda edeceğinizi söylediniz. Fakat sonra onu öldürmek için onun karşısında durdunuz. Onu alıkoydunuz, boğazını sıktınız ve her taraftan onu sardınız. Böylece Allah'ın geniş yeryüzünde bir yere gitmesine, kendisini ve ailesini emniyete almasına engel oldunuz. Sonuçta o sizin elinizde bir esir gibi kaldı; kendisi için ne yarar sağlayabiliyor ve ne de bir zararı kendisinden uzaklaştırabiliyor.
Yahudi'nin, Hristiyan'ın, Mecusi'nin, hatta Irak'ın domuzlarının ve köpeklerinin içinde yuvarlanarak su içtiği şu akmakta olan Fırat'ın suyunu ondan, çocuklarından, kadınlarından ve yârenlerinden esirgediniz, ondan içmelerine engel oldunuz. Şimdi susuzluk onları mahvetmiştir. Muhammed'den (s.a.a) sonra onun evlatlarına ne kadar da kötü davrandınız! Eğer tövbe etmez, yapmakta olduklarınızdan vazgeçmezseniz, Allah susuzluk gününde (kıyamette) sizin susuzluğunuzu gidermeyecektir.”
Günün sonunda saflarını değiştirenlerden biri de Şimr bin Zi'l-Cevşen’dir, tabiinden ve Havazin kabilesinin reislerindendir. Şimr ilk zamanlarda İmam Ali’nin (a.s) yârenlerinden biri idi, ancak sonrasında İmam (a.s) ve ailesine kin güden düşmanlardan birine dönüşmüştür.
Şimr bin Zi’l-Cevşen, Kerbela vakıasında çok önemli bir rol üstlenmiştir. Müslim b. Akil’in öldürülme ortamını hazırlamış, Aşura günü savaş ateşinin çıkmasına neden olmuş, Ömer b. Saad ordusunun sol kanat komutanlığını yapmış, İmam Hüseyin’i (a.s) şehit etmiş, çadırlara saldırmış, İmam Zeynel Abidin’in (a.s) şehit edilmesi için çok uğraşmıştır…
Şimr, müminler tarafından lanet ve beddua ile anılmaktadır. Muhtar Sakafi karşısında bozguna uğramış ve öldürülmüştür.
Kuşatılanlar, boykotlara maruz bırakılanlar, kaynaklarını pazarlayamayıp parası ile hastalarına ilaç alması engellenenler kimler? Hür’ün dediği gibi “Yahudi'nin, Hristiyan'ın, Mecusi'nin, hatta Irak'ın domuzlarının ve köpeklerinin içinde yuvarlanarak su içtiği şu akmakta olan Fırat'ın suyunu ondan, çocuklarından, kadınlarından ve yârenlerinden esirgenenler kim”? Kısaca zamanın Hüseyin’i ve yarenleri kimler?
Kuşatanlar, havadan, denizden ve karadan yani dört bir taraftan muhasara altına alanlar kimler?
Evet, zamanın Yezidi, Şimri, Ömer bin Saad’ı belli değil mi? Kimler, kimlerle beraber?
Rabbim akıbetimizi hayretsin, sıratı müstakim üzere ayaklarımızı sabit kılsın, Hak ve haklının yanında Zalim ve zorbaların karşısında kıyam nasip etsin. Âmin
(Emin Güneş - Hürseda)