Siyaset ve Gerçek
Ülkemizde siyaset denilince akla hiç de olumlu şeyler gelmez. Akla gelen şeyleri sıralamaya kakışsak belki de sayfalara sığmayacak kadar kötü bir izlenime sahiptir. Çünkü bugüne kadar gördüğümüz siyasetçilerde gerçeklere göre siyaset, yani gerçek siyaset yapan insan bulmak çok zor. Peki, gerçek siyaset yapmak çok mu zor? Bence değil, aslında çok kolay ama bedelleri ağır. İşte bu bedelleri göze alacak insanlar yok. Yeri gelince makamını, mülkünü, kendisine ait ne varsa insanlık için, Allah(c.c) rızası için terk edebilecek insan bulmak zor.
Dikkat edin bütün siyasetçiler, ilk yola çıktıklarında halk, hak, insanlık, adalet, eşitlik, barış vs. için yola çıktıklarını söylerler. Ama gelin görün ki, işler iyiye gittikten sonra, o koltuklara oturduktan sonra sanki o söylemleri onlar değil de başkaları söylemiş gibi duyarsız, kör ve sağır oluveriyorlar. Zavallı halk ise o kuru söylemden başka bir şey görmüyor. Ondan sonra bu siyasetçiler başlıyorlar çalışmaya. Birbirlerine sıra vermiyorlar. Zannetmeyin ki halk için çalışmaya başlıyorlar. Kendi şahıslarına, ailelerine ve yandaşlarına ihale çalışması yaparlar. Çifte standartlar, hak yemeler, atamalar vs. çokça sayabileceğimiz kadar halkın hiç de istemediği bir çalışma içine girerler.
Maalesef insanlara sorduğumuzda ise, “Aman efendim bunlar siyasetin gerçekleridir. Kim olsa bunu yapar” diyorlar. Dikkat ederseniz, artık bu çaresizlik kanıksanmış. O zaman soruyorum: Siyasetin gerçekleri deniliyor da, neden Gerçek Siyaset konuşulmuyor ve gereği yapılmıyor. Bırakalım artık bu Siyasetin Gerçeklerini de ülkede Gerçeklerin Siyaseti konuşulsun artık. Gelsin artık Gerçek Siyaset.
Aslında belki de hepimiz bu konuda ümidimizi yitirmiş gibiyiz. Ama geçen hafta şahit olduğum bazı siyasi adımları gördüm ve çok ümitlendim. Bu ümit Hür Dava Partisi’nin Kongresinde belirdi. 30 Haziran Pazar günü Ankara’da Hüda Par’ın 1.Olağan Büyük Kongresi vardı ve ben de o kongreye katılmıştım. Şimdi izlenimlerimi sizinle paylaşmak istiyorum.
Namaz vakti mescide gittim ve namaz kıldıktan sonra biraz dinlenmek için oturdum orada. Az sonra Hüda Par’ın Genel Başkanı içeri girdi ve ben de saygıdan dolayı her insan gibi ayağa kalkmaya çalıştım ve Genel Başkan ısrarla kalkmamamı istedi. Şimdi düşünün siz olsanız etkilenmez misiniz bu davranıştan. Daha sonra mescitten çıkarken Genel Bşk. Yrd ile karşılaştım ve merdivenin başında bekledi ve ben ne kadar ısrar ettiysem de benim geçmemi bekledi. Tuhaf oldum. Normalde bu tür davranışlar hiçbir siyasetçide olmaz. Hepimiz biliyoruz ki, bu ülkede siyasetçiler 4x4 araçlara binerler ve siyah filmli araçlarla halkın arasından geçerler ve adeta dalga geçercesine hava atarlar. Bu görüntülere alışık olduğumuz bu ülkede böyle mütevazı siyasetçiler görmek insanı hem sevindiriyor ve hem de ümit veriyor. Tabii şaşkınlığım daha bitmedi.
Kongre salonuna girdiğimde ise sahnenin ortasındaki slogan (aslında mesaj) beni daha çok etkiledi. “Dürüst Siyaset, Gerçek Adalet” mesajı kısa ve öz bir şekilde her şeyi özetliyordu. “Siyaset yapmak bu olmalı” dedim kendi kendime. Kongrenin başlamasıyla salondaki kalabalığın katılımı ve içtenliğini gördüğümde ise tabanın ne kadar da sadık olduğunu anladım. Çünkü gözyaşlarına boğulan nice insanları gördüm, kendi gözlerimle.
Genel Başkan kürsüye çıktı, konuşmasını yaptı ve sürpriz bir şekilde yeniden ‘aday’ olmayacağını söyledi. Şaşırmamak elde değil. Bu ülkede görülmüş mü, bir siyasetçi kalkacak yeni bir parti kuracak ve ilk kongrede yeniden aday olmayacağını söyleyecek. Yani bütün zorluklarla kendisi uğraşacak ve her şey bittikten sonrada geri plana çekilecek. Olacak şey değil. Bu ülkede eşi benzeri görülmemiş bir şey. “Ben aday olmayacağım ama partimin saflarında var gücümle çalışmaya, hizmet etmeye devam edeceğim” dediğinde salondaki birçok insan ağlamaya başladı.
Ve size daha ilginç olanını anlatayım;
Yeni Başkan “Bu bir hizmet yarışıdır, ben bu görevi daha iyi hizmet edecek bir kardeşime devredeceğim günü sabırsızlıkla bekliyorum” demesi; olayın son noktası idi. Daha ilk gün böyle bir düşüncede olmak nasıl bir erdemdir, varın siz düşünün. İşte asıl gerçek siyaset bu değil midir? Asıl hizmet anlayışı, hakk adına, halk için anlayışı, bu değil midir? Dolayısıyla ben de duygulandım o insanların bu erdemli davranışlarına. Bu insanların gönlündeki insanlık sevgisi, merhamet ve adalet duygusu ülkenin dört bir tarafında hak ettiği yankıyı bulur inşallah.
Yüce Allah(c.c) anlayış ve ferasetimizi arttırsın duası ile…
Allah(c.c)’a emanet olunuz.
(twitter.com/EminOzaslan)