AK Parti iktidarında HÜDA PAR'lı yöneticilere hapis
FETÖ'nün kumpası ile İstanbul'da yargılaması yapılan aralarında gazeteci-yazar ve HÜDA PAR yöneticilerinin de bulunduğu dosyada hapis cezası kararı verildi. AK Partiye'ye dokunulduğunda anında müdahale edilerek AK Parti lehine kararların çıktığı dönemde HÜDA PAR'lı yöneticilere ceza yağdırılması "üstünlerin hukuku" iddiasını gündeme getirdi.
İslami STK, Parti yöneticileri, yazar ve gazetecilerin yargılandığı davada karar çıktı. HÜDA PAR'lı yöneticilerin Avukatı Hasan Bozdaş yaptığı açıklamada, "Müvekkillerim Hüda Par Genel Başkan yardımcıları Sait Şahin, M. Bahattin Temel ve Rehber Tv Genel Yayın Yönetmeni Fikret Gültekin, 6 yıl 3 ay hapse mahkum edildi." dedi. Bozdaş, " FETÖ'nün, Müslüman camialara düşmanlığının bir tezahürü olarak 2011'de başlattığı kumpas soruşturmalarından biri, bugün bu akıbete uğradı. Biz FETÖ ve 28 Şubat yargısının mağdur ettiği kişilerin dosyalarının yeniden görülmesini beklerken, sistem yeni mağdurlar yaratıyor." bilgisini paylaştı
Konuyla ilgili HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Bahattin Temel, " FETÖ kumpasıyla hazırlanan dosyamızda bize ceza çıkmış. İlk günde söylediğimiz gibi; Hasbunellah ve nimel vekil diyoruz." açıklamasında bulundu.
HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Sait Şahin ise açıklamasında, "FETÖ'nün kumpası ile İstanbul'da yargılandığımız dosyada bugün itibari ile hakkımızda 6 yıl 3 ay ceza verilmiş." derken, daha önce yaptığı "HÜDA PAR (payına hukuksuzluk, iftira, acı ve vefasızlık düşse de) bu memleketi ve ümmeti hep karşılıksız sevdi." ifadelerini kullandı.
FETÖ yargısının tertiplemiş olduğu kumpas davaların birinde daha şok edici karar çıktı. 2011'yılında sivil toplum kuruluşları aracılığıyla toplumsal hizmette bulunan ve bugün Türkiye'nin etkin siyasi partilerinden HÜDA PAR'ın genel başkan yardımcılarına "örgüt üyeliği"nden 6'şar yıl 3’er ay hapis cezası verildi.
HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcıları Bahattin Temel ve Sait Şahin ile Rehber TV Genel Yayın Yönetmeni Fikret Gültekin’in 6'şar yıl 3’er ay hapis cezası aldıklarını belirten dava avukatı Hasan Bozdaş, FETÖ yargısının tertiplemiş olduğu kumpas ve sahte delillerle, İslami Sivil Toplum Kuruluşları ile farklı camiaların hedef alındığı bilinmesine ve delillendirilmesine rağmen kumpasa uğrayan kişilerin yeniden ceza almalarının çok düşündürücü olduğunu söyledi.
17 Ocak 2011'de "Hizbullah üye ve yöneticisi" oldukları iddiasıyla gözaltına alınan; Mehmet Bahattin Temel, Sait Şahin ve Fikret Gültekin'e örgüt yöneticiliğinden 12’şer yıl, 6’şar ay ceza verilmiş, dosya Yargıtay 16. Ceza Dairesi tarafından bozulmuştu. Dosyayı yeniden gören yerel mahkeme sanıklara "örgüt üyeliğinden" 6’şar yıl 3’er ay hapis cezası vermişti.
Dava avukatlarının dosyayı temyiz etmesinden sonra, Yargıtay 11 kişi hakkında beraat kararı verirken, 3 kişi hakkında ise "örgüt üyesi" oldukları iddiasıyla 6’şar yıl 3’er ay hapse mahkûm etti.
Dava avukatı Bozdaş, bugün İstanbul Anadolu 11’inci Ceza Ağır Mahkemesi tarafından Mehmet Bahattin Temel, Sait Şahin ve Fikret Gültekin’in "terör örgütü üyeliği" iddiasıyla 6'şar yıl 3’ er ay hapse mahkûm edildiğini söyledi.
2011 yılında FETÖ yargısının bir kumpası sonucu bu davanın hazırlatıldığına dikkat çeken Bozdaş, “FETÖ tarafından İstanbul Mustazaf-Der ve onunla beraber diğer sivil toplum kuruşu yöneticisi ve üyesi kişilere yönelik soruşturma başlatılmış ve mahkûmiyet kararları verilmişti. Kanun yolu aşamaları sonrasında dosya Yargıtay’dan bozulup geri döndü. Yargıtay ilanına göre, Bahattin Temel, Sait Şahin, Fikret Gültekin haricindeki diğer sanıkların beraat etmesi gerektiği, M. Bahattin Temel, Sait Şahin ve Fikret Gültekin’in ise suç vasfında yanılgıya düşerek 'terör örgütü yöneticiliği' değil, 'terör örgütü üyeliği'nden ceza almaları gerektiği ifade edildi. Bu üç kişi bugün ‘terör örgütü’ üyeliğinden ceza aldı. FETÖ’nün başlatmış olduğu bir kumpas ve sahte delillerle diğer İslami sivil toplum kuruluşları ve Müslüman camiaları hedef aldığı bilinmesine rağmen bu kişilerin ceza alması çok düşündürücüdür.” dedi.
Dosyada bu kişiler hakkında ceza almalarını gerektirecek herhangi bir delilin olmadığını söyleyen Bozdaş, “Sanıklar, sivil toplum hizmeti gerçekleştiren, bu kapsamda da toplumun takdirini kazanan ve önemli hizmetler gerçekleştiren kişiler. Toplumdaki mevcut konumları da düşünüldüğünde cezalandırılmaları oldukça düşündürücüdür.” ifadelerini kullandı.
"FETÖ’nün başlatmış olduğu bir soruşturma, sahte delillerle ve toplumum önde gelen Müslüman kişiliklerinin hedefe gösterilmesi neticesinde başlatılan bir soruşturma." diyerek dava sürecinden önce başlayan kumpasa işarete eden Bozdaş, açıklamalarına şöyle devam etti:
“Bu kişiler hakkında dosyada soyut isnatlar haricinde bir şey yok. Tamamen sivil toplum kuruluşu hizmetleri yürütmeleri 'terör örgütü' faaliyetiymiş gibi gösterildi. Bunun üzerine de kendileri 'terör örgütü' üyeliğinden cezalandırıldılar. Anayasal hakların kullanımının geldiği netice çok acı verici bir durumdur."
Bozdaş, temyiz yolunun açık olduğunu ve dosyayı yeniden Yargıtay’a göndereceklerini belirtti. 15 Temmuz ABD destekli darbe girişiminin yıl dönümüne kısa süre kala, darbe girşiminin karşısında etkin bir şekilde durmuş HÜDA PAR yöneticileri hakkında böylesi bir kararın çıkması kamuoyu tarafından ise dikkat çekici bulundu. Konu hakkında özellikle sosyal medyada yoğun tepkilerin dile getirildiği görüldü. (Hürseda Haber)