Caferilik hak mezhep mi? Ezher Ulemasının cevabı..
'Cübbeli' olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü'nün ABD-İsrail-Suud tezleriyle paralel biçimde "Caferilik Fıkhı Kitabı"na saldırması Türkiye'de Caferilik Mezhebini gündeme oturttu. Peki Caferilik hak mezheb midir? Cevabı Ezher Ulemasından...
Kur’an’ın da emri olan Ehl-i Beyt sevgisi (Şura/23) tüm Müslüman ülkelerde Müslüman ulema tarafından açıklanmakta ve anlatılmaktadır. O yüce şahsiyetlerin görüşleri ilk etapta kabul gören görüşlerdir. İslam ilimleri merkezi sayılan Mısır el-Ezher Üniversite’sinin de bu konuya özel bir teveccühü vardır. Binlerce makale ve kitap Ehl-i Beyt ve İmam Cafer Sadık hadislerine dayanarak yazılmış ve basılmıştır. Özellikle de Caferî fıkhı üzerine meşhur bir fetva da vardır ki işaret edilecektir.
El-Ezher Üniversitesi ve özellikle Şeyh Mahmut Şeltut (1893-1963) Caferî fıkhını İslam ümmeti içindeki en muteber fıkıhlardan biri olarak bilmektedir.
Mahmut Şeltut’un fetvası şöyledir:
“Oniki İmam Mezhebi olarak meşhur olan Caferî Mezhebi diğer Ehl-i Sünnet mezheplerinde olduğu gibi tabi olunabilecek ve şeriata uygun bir mezheptir. Müslümanların bu konuyu bilmeleri, yersiz taassuptan kaçınmaları ve belli bir mezhebi tek mezhep gibi savunmaları doğru değildir. Allah’ın dini ve şeriatı tek bir mezhebe tabi ve sınırlı değildir. Kim içtihat makamına ulaşır ve müçtehit olursa Allah katında amel ve görüşleri kabul olacaktır. Görüş ve içtihat gücüne sahip olmayan herkes de ona tabi olabilir ve ona taklit edebilir. Onun söylediği fıkhi hükümlere göre de hareket edebilir. Bu konuda ibadet ya da alışveriş hükümlerinde fark yoktur.”
Şeyh Mahmut Şeltut'un Tarihi Fetvası
Suriyeli Ehl-i Sünnet müftüsü ve ayrıca Nakşibendî tarikatı şeyhlerinden Dr. Recep Deib, 2011 yılında Emin b. Salih Heran el-Haddad tarafından yazılmış ve basılmış olan ‘Fıkhu’l Al’ kitabına yazmış olduğu mukaddimede şöyle diyor:
“Peygamber’in (s.a.a) Ehl-i Beyti fıkhî bir mektebe sahip olmaya diğer âlimlerden daha layık oldukları üzerine hiçbir şüphe ve terdit bulunmamaktadır. Çünkü onlar Peygamber ağacının meyveleridirler. Ataları ilim şehri ve babaları ise ilim şehrinin kapısıdır. Peygamber ailesinin başına getirilmiş olan olaylar ve sıkıntılar, Abbasilerin diğer fıkıhlara önem vermesi, Ehl-i Beyt fıkhının yazılmadığı manasını getirmez. Hatta Ehl-i Sünnetin kendisi de itiraflarında fıkıhlarını Ehl-i Beyt’ten aldıklarını söylemektedirler. Kendilerine Ehl-i Sünnet diyorlar ve unutmayalım ki Peygamberin fıkhına ulaşmanın yolu Ehl-i Beyt fıkhıdır. Ehl-i Beyt fıkhı, Ehl-i Sünnet fıkhının vazgeçilmez temelidir. İmam Ebu Hanife ve İmam Malik’in kendileri İmam Cafer Sadık’ın talebeleridirler. Tüm ihtilaflara rağmen Ehl-i Beyt fıkhı sahih bir yolla ele geçirilirse diğer tüm fıkıhlara üstünlüğü vardır. Tüm Müslümanlar Hazret-i Resulullah (s.a.a) tarafından Ehl-i Beyt fıkhına davet edilmiştir. Kur’an’a tabi olmamız emredildiği gibi Peygamber ve Ehl-i Beyt’ine de tabi olmamız emredilmiştir.”
Fıkhu’l Al / Emin b. Salih Heran el-Haddad
Yine Ehl-i Sünnet'in büyük âlimlerinden Ürdünlü Dr. Addab b. Mahmud Huş da bu kitaba yazdığı mukaddimede Sakaleyn hadisine işaret etmiştir. Ehl-i Beyt fıkıh ve hadislerini bizlere ulaştıran bu kitabın okunmasını da tavsiye etmiştir.
Bu kitap (Fıkhu’l Al) Ehl-i Beyt ve İmam Cafer Sadık fıkhı ve ilmi konusunda yazılmış olan tek kitap da değildir.
İnsafı elden bırakmayan birçok Ehl-i Sünnet âlimi de bu konuya işaret etmekteler ve Ehl-i Beyt İmamlarının ilmi ve manevi boyutlarına vurgu yapmaktadırlar. Ehl-i Beyt imamlarının hiçbir şekilde öğretmenleri olmadığı gibi onlar Ehl-i Sünnet imamlarının öğretmenleri olmuşlardır.
Bu fetva ve görüşler ışığında çıkaralıcak sonuç şudur:
Ümmetin arasında mezhepçilik fitnesini yayanlar ABD-İngiliz-İsrail-Suud tezlerine hizmet ederek ümmeti parçalama, bölme ve bir birine düşman etmek için dolaylı ve direkt olarak taraf olmuşlardır. Konumu, ilmi seviyesi veya niyeti ne olursa olsun bilerek veya bilmeyerek İslam düşmanlarına hizmeti tercih etmişlerdir. Allah (cc) ümmeti ve bütün insanlığı, bizden görünen bu taifenin her türlü şerrinden muhafaza eylesin. (Hürseda Haber)