Siyonist İsrail'in Yenildiği 8 Günlük Savaşın Farkı
Siyonist rejimin Gazze halkına dayattığı son savaş, sekizinci gününde ateşkesle sona erdi. Bu savaşın Netanyahu tarafından Siyonist rejimin çevresini güvenli hale getirmek için başlattığı söylenmektedir. Ancak önceki savaşlarda olduğu gibi Siyonist işgalci ordu, bu savaşı da yürütemedi. Birkaç gün içinde ateşkesi kabul etmek zorunda kaldı. Savaşta hayatını kaybeden ve yaralanan Gazzelilerin sayısı bini geçti. Direnişin seçkin komutanlarından biri şehid edildi. Siyonist rejimin tabiatından bütün bu katliamlar hiç kimse tarafından bu rejimin başarısı olarak nitelendirilmemektedir. Aksine herkes Siyonist rejimin cinayetlerine karşı Gazze halkının direnişini, Filistin halkının zaferi olarak nitelendirmektedir. Siyonist rejim bu savaşta en düşük hedeflerine bile ulaşamadı. Bütün çabalarına rağmen Filistinlilerin füze fırlatma merkezlerine darbe vuramaması, Siyonist rejimin ordusunun başarısızlığa uğradığı söylentilerini kamuoyuna yerleştirdi. Bu yenilginin Siyonist rejimin önceki yenilgileriyle ne tür farklılıklara sahip olduğunun kritiği yapılmalıdır.
Daha önceki savaşlarda olduğu gibi yedek ordularını cepheye çağıran ve kara savaşından defalarca bahseden Siyonist rejim, Gazze şeridine yönelik kara harekâtına cesaret edemedi. Zira bunda başarısızlığa uğrayacağını ve ağır bir yenilgi alacağını biliyordu. Bu durumda Gazze savaşı daha önceki savaşların üçte biri kadar bir müddetten fazla sürmedi. Diğer taraftan Filistinli direniş grupları çok sayıda uzun menzilli füzeyi işgal topraklarına fırlatmayı başardılar. Demirden kubbe adını verdiği siperiyle övünen Siyonist rejim, direnişçilerin fırlattığı füzeleri bütünüyle engellemeyi başaramadı. İşgal topraklarına fırlatılan 1500 roketten yaklaşık 500 tanesini karşıladığını iddia etmektedir. Bu, Siyonist rejimin kontrolündeki bölgelere binin üzerinde roketin isabet ettiği anlamına gelmektedir.
İşin dikkat çekici yanı; bugüne kadar direniş ateşinin yakıldığı bütün savaşlarda sağlam kalan Telaviv’in, direnişçilerin fırlattığı uzun menzilli füzelerin hedefi olmasıydı. Bütün çabalarına rağmen Siyonist rejim son güne kadar bu füzelerin fırlatma merkezlerine zarar veremedi. Sekiz günlük savaşın can alıcı noktası, direnişçilerin işgal topraklarına fırlattıkları füzelerin İran yapımı Fecr–5 olmasıydı. Netenyahu’nun İran’ın nükleer tesislerini vurmaktan bahsettiği bir dönemde, İran füzelerinin Siyonist rejimin burnunun dibine kadar yerleştirildiği görülmektedir. Gazze’yi tümüyle kuşatma altında tutmasına rağmen Siyonist rejim, bu füzelerin direniş topraklarına girmesine engel olamadı.
İran yapımı füzelerin Filistin topraklarından fırlatılması; İran’ın, Filistin savunma gücünü dünyanın en donanımlı ordusuna karşı güçlendirdiğini ortaya koymaktadır. Böyle bir gelişme, caydırıcılığa yol açmakta ve Siyonist rejimi yeni bir savaşa karar vermede belirsizliğe sürüklemektedir.
Müslüman halkların kıyamı, Arap ülkelerinde meydana gelen değişiklikler ve bölgedeki İslami uyanışın sekiz günlük savaşın üzerindeki siyasi etkisi inkâr edilemeyecek kadar büyüktür. Mısır ve Tunus bu savaşta Siyonist rejimi savunmamakla kalmadılar, Mısır Başbakanı ve Tunus Dışişleri Bakanı Filistinlilere destek amacıyla Gazze’yi ziyaret ettiler. Böylece, Arap ülkelerinin, bir numaralı düşmanları olan Siyonist rejimi unutmadıkları gerçeği, bu rejim için belirli hale geldi. Bu arada Kahire, Filistin direniş gruplarının görüş alışverişi ve meşverette bulunma merkezine dönüştü. Bu da bugünkü Mısır’ın, Mübarek dönemindeki Mısır’a göre değiştiğini ortaya koymaktadır.
Siyonist rejimin sekiz günlük savaştaki yenilgisi, gelecekteki olası bir savaş için Siyonist rejimin eylem gücünü sınırlandırmış, Siyonist rejimin Nil’den Fırat’a sloganını unutması bir yana, İran’ın desteğindeki Lübnan ve Filistinlilerin güç gerçeğini de görmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Hizbullah’ın Lübnan topraklarını Siyonist rejimin işgalinden kurtarması gibi, Filistinlilerin de işgal edilmiş topraklarını fazla uzak olmayan bir gelecekte kurtaracaklarını Siyonist rejim bilmeli, hesaplarını ona göre yapmalıdır.
“Ey iman edenler, eğer siz Allah'a (Allah adına İslam’a ve Müslümanlara) yardım ederseniz, O da size yardım eder ve sizin ayaklarınızı sağlamlaştırır” (Muhammed 7)
Yazan: Hüseyin Alai
Kaynak: Cumhuriyé İslami Gazetesi
Çeviren: Ahmet Dağcı