Felluce, Amerika'nın Halepçesi
Amerikalıların Felluce’de kimyasal silah kullanımından sonra Irak çocuklarının sakat doğumunda patlama yaşanmaktadır. Yapılan araştırmalar, Iraklı çocuklarda görülen sakatlık ve kanser gibi hastalıkların işgalcilerin Irak’ta kullandığı beyaz fosfor silahlarıyla çok yakın ilişkisi olduğunu ortaya koymaktadır. Irak’ta bu sorunlar yaşanırken dünya ülkelerinin büyük bir sessizliğe gömüldüğü, Arap ve Batılı ülkeler ve buralarda faaliyet yürüten ilgili kurumlardan en küçük bir tepkinin gelmediği görülmektedir.
İngiltere’de yayınlanan İndependent gazetesinin haberine göre Kuzey İrlanda’da Ulster Üniversitesinin öğretim görevlilerinden Chris Basby adına yayınlanan araştırmaya göre Felluce şehrinde çoğu kanser hastalığına yakalanan çocuklar ölüm tehlikesi ile karşı karşıyadırlar.
Araştırmalar, bunun 2004 yılında ABD’nin burada gerçekleştirdiği kimyasal silahlardan kaynaklandığını ortaya koymaktadır.
Her ne kadar bu şehirdeki doktorlar 2005 yılından itibaren çocukların hasta ve sakat doğduklarına tanık olsalar da, yeni araştırmalar kansere yakalananların sayısının dört kat arttığını, çocukların arasında artan bu hastalığın 12 kata çıktığını haber vermektedir. Aynı şekilde İndependent gazetesi, 2010 yılında Felluce kentinde 11 araştırmacının katılımıyla Felluceli 711 aile üzerine yapılan araştırmalar neticesinde, Lomsi hastalığına yakalanma oranının yüzde 38 attığı ortaya çıktı. Aynı şekilde göğüs kanserine yakalanma oranının ise yüzde on arttığı göründü.
Bu araştırmalar kimyasal silahların atılmasından sonra erkek ve kız çocuklarının doğum oranlarında da değişikliğin olduğunu ortaya koymaktadır. Tabii durumda bu oran 1000 erkeğe karşı 1050 kız çocuğuyken, bu şehirdeki erkek çocukların doğumunda yüzde 18 düşme görünmektedir.
Filistin’in El-Kudüs gazetesinde yayınlanan bir makalede Felluce’nin musibetlerinden bahsedilmektedir. 2004 yılından sonra Felluceli çocukların çoğunun sakat olarak doğduğundan haber verilen makalede, bazı çocukların başsız doğduğu, bazılarının iki kafasının bulunduğu, bazılarının ise alınlarında tek bir gözün bulunduğu bunların çoğunun ise doğumdan kısa bir süre sonra ise öldüğü bildirilmektedir.
El Cezire televizyonunun İndependent gazetesine dayanarak verdiği haberde, İngiltere’de yayın yapan İndependent gazetesinin konuyla ilgili raporların bir kısmını gündeme taşıyıp Felluce’de sakat ya da eksik organlarla dünyaya gelen çocukların dramından bahsettiği bildirilmektedir.
Söz konusu gazete şunları dile getirmektedir: Yapılan araştırmalar, ABD askerleri tarafından Felluce şehrine karşı beyaz fosforlu silahların kullanıldığını ortaya koymaktadır. Bu da bu şehirde sakat çocukların doğmasıyla yol açan en büyük etkendir.
Araştırmacı, yazısının devamında, sakat çocuklara sahip olan ailelerin çoğunun çocuklarından ayrılmak istemediklerini, başkalarının doğuştan sakat çocuklarının kendileri için uğursuzluk olduğunu söylemelerinden korktukları için başkalarıyla irtibat içinde bulunmak istemediklerini bildirmektedir.
Yazının devamında Amerika askerlerinin Felluce’de beyaz kimyasal fosfordan istifade ettikleri bildirilmekte, konuyla ilgili yayınlanan raporların Felluce’de sakat olarak doğan çocukların oranının Irak’ın diğer şehirleri ve diğer Arap ülkelerine nispeten daha fazla olduğu ileri sürülmektedir.
İngiliz gazeteci, 2004 yılından bu güne yapılan araştırmalar neticesinde Felluce’de kanserden dolayı ölümlerde büyük artışın göründüğünü ileri sürmekte, bu şehrin çocuklarının yüzde 15’inin doğuştan sakat olduğunu bildirmektedir.
Ancak Amerika ve Irak makamlarının Felluce’de tanınmamış silahların kurbanlarına yönelik ilgisizlikleri işi daha fazla yokuşa sürüklemektedir. Bu arada büyük vahşiliklere sebep olan Amerika askerlerinin tehlikeli kimyasal maddelerin kullanıldığı yerlerde bulunup bundan etkilenmeleri Amerika’da da ciddi sorunların yaşandığını göstermektedir.
United Presse International’in haberine göre, Amerika Oregon Eyalet heyeti, kimyasal silahtan etkilenen 12 ABD askerine savunma şirketleri tarafından 85 milyon dolar tazminat ödendiğini bildirdi.
İngiltere’de yayınlanan El Kudüs’ül Arabi Gazetesinin yazı işleri müdürü Abdulbari Atvan, Felluce’de Amerika Halepçe’si adlı makalesinde şunları dile getirmektedir: Gerçekten Irak’ın yöneticilerinin duyguları hakkında yeterli bilgiye sahip değiliz. Bu siyasetçiler Amerika savunma bakanlığının sözcülerinin itiraflarında Irak halkına ve özellikle de savunmasız Felluce’ye karşı kullanılan kimyasal silahlardan bahsetmenin dışında bir şey yapmıyorlar.
Söz konusu gazeteci, Irak yöneticilerinin çoğunun, Amerika’nın eski cumhurbaşkanının aptalca cesaretine sahip olmadıklarını ileri sürmektedir. Amerika’nın kimyasal silahlarını ispat etmek için çabalayanlar, Amerika’nın Irak’ı işgaline karşıydılar. Bundan dolayı Amerikalılar bu şahıslara istediklerini yaptırdılar. Amerikalılar tarafından Felluce’de kullanılan tehlikeli kimyasal silahlar, derinin yanmasına ve dökülmesine sebep olmaktadır. Kimyasal silahların yasaklanmasıyla ilgili 1993 nolu uluslararası anlaşmaya göre bu silahların kullanılması yasak olup uluslararası kanunlara aykırıdır.
Atvan yazısının devamında şunları dile getirmektedir; Bu tür silahlar Halepçe’de Saddam tarafından kullanıldı. Bu gelişme ABD’nin Irak’a saldırması ve rejimini değiştirmesi için bir bahaneydi. Ancak sonradan Amerikalıların da Irak’ta bu silahları kullandıkları ortaya çıktı. Bazı ABD askerleri itiraflarda bulunmasaydı, ABD askerlerinin Irak’ta kimyasal silah kullandıkları bilinmeyecekti. Bununla birlikte, basın ve ifade özgürlüğünden bahseden ve haberleşmenin özgürce ve yaygınca yapılmasını savunan ABD, Irak’ta yalanlarla ve gerçekleri farklı şekilde yansıtarak kamuoyunun zihnini yıkamaya çalışmaktadır.
Kuds’ül Arabi gazetesindeki başka bir makalede ise şunlara yer verilmektedir: Arap ülkelerinin ve dünyanın diğer ülkelerinin ölümcül sessizliği bu şehirde insan onurunun ayaklar altında çiğnenmesine sebep oldu. Arap Birliği Teşkilatı ve Birleşmiş Milletler bu doğrultuda herhangi bir girişimde bulunmadılar. Bununla birlikte Felluce’de yaşanan vahşeti ve buradaki hakikatleri yazan gazeteler ve haber ajansları Amerikalılar tarafından baskı altında tutulmakta ve ciddi sınırlamalarla yüz yüze bırakılmaktadır.
Kaynak: İrna Haber Ajansı
Çeviren: Ahmet Dağcı