Allah Resulü Muhammed (a.s)'a Sevgimiz Nereden Geliyor?
Amerika’da yaşayan Kıpti asıllı İslam düşmanı bir yönetmenin İsrail terör devletinin ve abd’nin teşvikiyle yönetmenliğini üstlendiği “ İslam’a ve özelde Efendimiz Muhammed aleyhisselam’a hakaretlerle dolu” filmin fragmanlarının sanal ortama düşmesiyle yer yerinden oynadı.
Müslümanlar, haklı ve doğal olarak canlarından daha aziz bildikleri EFENDİLERİ MUHAMMED aleyhisselam’ı sahiplenmek niyetiyle meydanlara indiler.
Küfür cephesi de bildiğimiz o meşum suretini bir kez daha sergileyerek tepkileri minimize etmek ve haksız bir konuma düşürmek için işi işgüzarlığa vardırarak “ sanatın özgürlüğü” yaftasına tutundular. Her karesiyle şeytani bir üflemenin kirli ve necis bir görüntüsü olan bu filmin içeriğinden bahsetmeyi bile edebimize sığdırmazken “ Fenanın tasviri bile fenadır.” Darb-ı meselini hatırlatıp konunun bu yönünü geçiyoruz.
Bu arada üçüncü bir grubun yaptıklarını ise ne İslami bir endişe gereği ne de aklın mantıksal tutarlılığı gereği bir kefeye koyamama sıkıntısıyla karşı karşıyayız.
Yıllardır hoşgörü, diyalog teraneleriyle İslam’a düşmanlığın her adımını, işgale uğrayıp da viranelere dönen her Müslüman ülkenin halini, namusları heba edilen bacılarımızın feryatlarını kendilerince komplo teorilerinin bir sonucu sahip kayıtsız kalanlar, bugün nerdeyse haklı tepkileriyle meydanlara inen Müslümanları suçlu sayacaklar. Zaten bol acılı(!) gözyaşları içinde israilli çocuklara ve Libya’da duman zehirlenmesi sonucu ölen abd elçisi ve elçilik görevlisine Amerika seyrangahın da salya sümük ağlayanların çok hikmetli(!) beyanlarının da bu minval üzere olması da bizi şaşırtmadı.
Muhammed aleyhisselam’ı sahiplenen Müslümanlar, İslam’ın izzetini her yerde haykırırken bizler de bu haykırışa bir gerekçe olur babından “ Canımız, Efendimiz Muhammed’i sahiplenmek neden gereklidir ve Muhammed aleyhisselam niçin canımız, nefsimiz, neslimiz ve malımızdan bize daha sevimlidir?” sorusuna birkaç ayet ve hadisle cevap aramaya çalışacağız.
Şüphesiz ki Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem'i sevmek imandandır.
"De ki: 'Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, soy ve sopunuz, elinize geçirdiğiniz mallar, durgunluğa uğramasından korktuğunuz ticaret ve hoşunuza giden meskenler size Allah'tan, Rasûlünden ve onun yolundaki cihaddan daha sevgili ise, o halde Allah'ın emri gelinceye kadar bekleye durun. Allah fâsıklar topluluğuna yol göstericilik yapmaz." (et-Tevbe, 9/24)
"De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah gafûrdur, rahîmdir." (Âl-i İmran, 3/31)
İmam Buhârî, Abdullah b. Hişam Radıyallahu anh'dan şöyle dediğini rivayet etmektedir: Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem ile birlikte idik. O sırada Ömer b. el-Hattab Radıyallahu anh'ın elini tutmuştu. Ömer Radıyallahu anh ona:
"Ey Allah'ın Rasûlü, şüphesiz ben seni kendi öz canım dışında, her şeyden daha çok seviyorum!" dedi. Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu:
"Canım elinde olana yemin ederim ki, kendi öz nefsinden dahi beni çok sevmedikçe olmaz."
Bunun üzerine Ömer ona:
"Şu anda -Allah'a yemin ederim- seni öz canımdan dahi daha çok seviyorum." Bunun üzerine Nebi Sallallahu aleyhi vesellem:
"Şimdi oldu ey Ömer!" diye buyurdu.[
Buhârî ve Muslim'in Enes Radıyallahu anh'dan rivayetlerine göre Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur:
"Üç husus vardır ki, bunlar kimde bulunursa imanın tadını alır: Allah'ı ve Rasûlünü onların dışındaki herbir şeyden daha çok sevmek, sevdiği kimseyi ancak Allah için sevmek ve ateşe atılmaktan hoşlanmadığı gibi tekrar küfre geri dönmekten hoşlanmamak."
İmam Muslim'in rivayetine göre Enes b. Malik Radıyallahu anh şöyle demiştir: Bir adam Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem'e gelerek:
“Ey Allah'ın Rasûlü kıyamet ne zamandır?”, diye sordu. Nebi Sallallahu aleyhi vesellem:
"Kıyamet için ne hazırladın ki?" diye sordu. Adam:
“Allah'ın ve Rasûlünün sevgisi!”, dedi. Peygamber:
"Şüphesiz ki sen sevdiklerinle beraber olacaksın!" diye buyurdu.
İşte Allah resulü’nü sevmemizin gerekçesi… Bu gerkçelerden daha kuvvetlisi olur mu? Dolayısıyla İslam’a, imana ve Allah Resulü’ne düşmanlık besleyen yürekleri kahredinceye, söze dökülen dilleri lal edinceye, uzanan elleri kırıncaya, saldıran ülkeleri dize getirinceye kadar duaya, mücadeleye ve bu uğurda ölmeye devam edeceğiz. Bu sevgimiz, aşkımızı Allah(c.c) kabul ettikten sonra kim de derse desin!
(İbrahim Dağılma)