Kuşak ve Yol’a karşı Koridor mu?
G-20 zirvesi sırasında 7 ülke tarafından mutabakat zaptı imzalanan “Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Ekonomik Koridoru”, daha çok “Çin’in liderlik ettiği Kuşak ve Yol’a karşı bir Batı-Hindistan ortaklığı” bağlamında tartışılıyor.
Bu koridorun mutabakat zaptının imzacıları Hindistan, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Fransa, Almanya, İtalya, AB ve ABD oldu.
Deniz yolu ve demiryolu ayakları olan koridorun rotası özetle şöyle: Hindistan’dan deniz yoluyla Birleşik Arap Emirlikleri’ne uzanacak, Suudi Arabistan ve Ürdün üzerinden İsrail’e ulaşacak, tekrar denizyolu ile Yunanistan’a varacak.
İSRAİL İÇİN ABD DEVREDE
ABD Başkanı Joe Biden, koridor için imzalanan mutabakat zaptını “bu gerçekten büyük bir anlaşma” diyerek kutladı ve “G20 zirvesinin ve ortaklığın odak noktası” olarak niteledi.
ABD’nin bu koridorla ilgili bir süredir çalışma yapmakta olduğu anlaşılıyor. Zira koridorda önemli bir yere sahip olan İsrail için devrede olanın bizzat Washington yönetimi olduğu anlaşılıyor.
İsrail Başbakanı Netanyahu, ülkesinin bu projede önemli bir kavşak olacağını belirttiği konuşmasında, “projeye katılmaları için ABD’nin kendileriyle birkaç ay önce temas kurduğunu ve o tarihten bu yana bu atılımın gerçekleşmesi için yoğun diplomatik temaslar yürüttüklerini” açıkladı.
Projeyi “İsrail tarihindeki en büyük işbirliği” olarak niteleyen Netanyahu, bu projenin demir yolları, fiber optik kanallar ve elektrik hatlarının döşenmesi ile diğer altyapı işlerini kapsayacağını belirtti.
BIDAN’IN İŞARET ETTİĞİ İKİ KORİDOR
ABD’nin koridoru Çin’e karşı düşündüğünün en net göstergelerinden biri de Biden’ın konuşması sırasında ikinci bir koridora işaret etmesiydi.
Biden, ikincil olarak da Sahra altı Afrika’da, “Trans-Afrika Koridoru”na yatırım yapmak için özel bir kamu ortaklığı için çalıştıklarını duyurdu ve buna AB’nin katıldığını söyledi.
Proje özetle Afrika’nın güneyindeki Angola’dan Hint Okyanusu’na uzanacak bir demiryolu hattını içeriyor.
İşte Biden bu iki koridorun, Hindistan-Ortadoğu-Avrupa koridoru ile Trans-Afrika koridorunun, oyunun kurallarını değiştiren iki büyük yatırımolarak niteledi.
KORİDORUN FİNANSMAN SORUNU
Peki bu proje ne zaman başlayacak, nasıl finanse edilecek?
Zapta imza atan ülkeler, bağlayıcı bir finansal taahhütte bulunmadı, yalnızca iki ay içinde koridorun oluşturulmasına yönelik bir “eylem planı” hazırlamayı kabul etti.
Yapılan değerlendirmelerde, ABD’nin bu en önemli sorun için AB ve Japonya’ya yaslanmayı planladığı anlaşılıyor.
AB’nin geçen yıl Kuşak ve Yol’a alternatif olarak açıkladığı Küresel Ağ Geçidi projesi için 2027’ye kadar gelişmekte olan ülkelerin altyapı yatırımlarına ayıracağını açıkladığı 300 milyar avroluk kaynağın, buraya yönlendirileceği belirtiliyor.
Diğer yandan Japonya da projede rol üstleneceklerini duyurdu. Japonya Başbakanı Kişida, ülkesinin “partner ülkelerin ekonomik gelişimlerini desteklemek amacıyla altyapı yatırım projelerine öncülük edeceğini” söyledi.
TÜRKİYE RAHATSIZ
Toplam bir değerlendirmeye geçmeden, koridorla ilgili Türkiye’nin tutumunu da not edelim.
Konu, G20 dönüşü sırasında gazeteciler tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da soruldu. Koridor Türkiye’den geçmiyor, Avrupa’ya bağlantı Körfez ülkeleri-İsrail-Akdeniz üzerinden kuruluyor.
Belli ki Erdoğan bu durumdan rahatsız. Zira net bir şekilde “Hindistan-Ortadoğu-Avrupa koridoru Türkiye’siz olmaz” dedi.
Erdoğan, gazetecinin “koridor Çin’in ve Kuşak ve Yol’una karşı mı” sorusuna ise şu yanıtı verdi: “Kuşak ve Yol girişimi konusunda Çin mesafe aldı, devam ediyor. Biliyorsunuz bizim de Çin’in attığı bu adıma yönelik aldığımız mesafe var. Yani Marmaray’a varıncaya kadar hepsi o projenin, planın içinde.”
DEĞİŞEN DÜNYA HESAPLARI DA DEĞİŞTİREBİLİR
Genel bir değerlendirmeye geçersek…
1) ABD’nin, bu koridoru Çin’in liderlik ettiği Kuşak ve Yol’a karşı düşündüğü açık.
ABD, Çin’e karşı Hindistan’ı başından beri dengeleyici güç olarak görüyor ve bu nedenle Hindistan’ı Çin’i hedef alan büyük stratejisine eklemlemeye çalışıyor. ABD yönetimi sırf bu amaçla, Asya-Pasifik ismini bile Hint-Pasifik’e çevirdi.
Hindistan ise ŞİÖ ve BRICS’te ortağı olduğu Çin ve Rusya’ya karşı ABD’nin müttefikliğini kabul etmiyor ama QUAD ve bu türden ekonomik koridor projelerinin içinde yer alarak kendisine alan açmaya çalışıyor.
Görünen o ki Hindistan “bağlantısızlık geleneği” üzerinden her iki tarafla da işbirliği yürütmeyi, bu şekilde konumunu güçlendirmeyi hesaplıyor.
2) ABD, bu koridor üzerinden sadece Hindistan’ı değil, son dönemde Çin’le işbirliğine ağırlık veren Suudi Arabistan ile Birleşik Arap Emirlikleri’ni de yeniden yanına çekmeyi hedefliyor.
3) Koridorun hayat bulmasının önündeki en önemli sorun, finansman sorunu. ABD’nin bu projeye açıkladığı kaynağı yok, yukarıda da belirttiğimiz gibi AB ve Japonya kaynaklarına dayanacağı anlaşılıyor.
Oysa Kuşak ve Yol’da büyük mesafe alınmış durumda ve AB’nin 2027’e kadar 300 milyar avro kaynak düşündüğü şartlarda, Çin’in 2027’ye kadar 1.7 trilyon dolar harcamış olacağı hesaplanıyor.
4) Çok kutupluluk/merkezlilik, ülkelerarası ilişkileri çok hızlı etkiliyor ve değiştiriyor. ABD’nin en önemli müttefiklerinin Çin’le son yıllarda derinleştirdikleri işbirliği ve BRICS’e Küresel Güney’in yönelimi gibi durumlar, hesapların her zaman tersine dönebileceğinin de göstergesi.
Nasıl ki ABD müttefiki Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri ile Rusya’yı yıpratacak enerji hamlesi yapmayı planlarken tersi oluştuysa, bu gibi projelerde de günün sonunda hesaplar değişebilir!
Özetle Koridor, Kuşak ve Yol’un alternatifi olamaz ama ortak çıkarları yükseltmek üzere Kuşak ve Yol’un içinde koridor olabilir… (CRI)