Hizbullah'tan PKK'ye, ''Êdi Bese''
Kürdistan coğrafyası İlhadi ideolojilerin oluşturduğu kirli savaşın korkunç ateşinde cayır cayır yanıyor...
Mustazaf Kürtler ise Kemalist güç merkezlerinin ürettiği ideolojik şike çatışmasının tam ortasında hayatta ve ayakta kalma mücadelesi veriyor...
Statüko'nun Türk ve Kürt mahallesindeki derin siyasi aktörlerinden Kürtlere dair muhabbet beklemek elbette safdilliktir...
İki arada bir derede kalan gariban halkın çektikleri Devlet'in ve PKK'nin umurunda değil...
Yitirilen sivil canları Devlet ve PKK umursamıyor...
Ne Devlet ne de PKK Kürt halkının İstikbalini ve İstiklalini düşünmüyor...
Aksine ellerinden gelen tüm imkanları can-hıraşane seferber ederek hayatı Kürtlere zehir zıkkım etmenin peşindeler...
Kürtler ağlıyor, sızlıyor, inliyor, yanıyor, ölüyor...
Devlet ve PKK zerre kadar Kürt toplumunun çektiklerini görmüyor ve acılarıyla ilgilenmiyor...
Yitirilen nesiller... Kaybedilen gençlik... Vurulan jenerasyon...
Devlet'in ve PKK'nin ideolojik rant ve şike savaşının kurbanları...
Ateş düştüğü yeri yakıyor...
Devlet ve PKK'nin yandığı yok...
Onlar daha fazla yakmanın arayışındalar...
Gariban Türk ve Kürt ailelerin savaş ve ateşin içine atılan çocukları heder edildikçe, Kemalizm ve onun gayrı meşru çocuğu Apoizm güç kazanıyor...
Daha fazla ideolojik güç ve siyasi rant kazanmak istedikçe halkın çocuklarını daha fazla ateşin içine atıyorlar...
Halk Politik şeytanlara itiraz ve isyan seslerini yükseltince ise hemen hedef tahtasına oturtuluyor ve infazına karar veriliyor...
Onlar halka duydukları ''kin'' oranında ''kan'' kusturmaktan hazzediyorlar...
Bu arada bir güç devreye giriyor...
Halkın refahından ve ferahından yana olup pratiğiyle bunu ispatlayan bir Şefkat eli garibanlara uzanıyor...
Bu iradenin diğer sömürgeci güç odaklarından farkı, Mustazaf halkın sorunlarını Adalet'in Asaletine dayanarak kendi omuzlarında yüklenmesidir...
Toplumun sırtından geçinenlerden farkı, halkın yüklerini sırtlanması...
Kürdistan'daki bu gücün adı Hizbullah'tır...
Bu bir tespit veya teşhis değil, aksine vakıa...
Statüko ve onun Kürt mahallesindeki temsilcisi PKK bu realitenin farkında...
Devlet ve PKK Kürt halkına karşı ''Sırtlan'', Hizbullah Cemaati ise hep ''Sırt'' olmuştur...
Hizbullah'ın Hak-perest ve Halk-Perver çizgisini, varlıklarının önündeki en büyük engel olarak görüyorlar...
Kürdistan halkının Hizbullahi çizgiye kayması, onların daha fazla Hizbuşşeytan'laşmasına yol açıyor...
Halk Fıtrat'a döndükçe, Hilkat'le buluştukça, Vahiy'le barıştıkça ve İslam'la varoldukça Sistem'in tetikçileri kahroluyorlar...
Anlaşılan o ki; Devlet ve onun palazlandırdığı PKK, Hizbullah'a karşı gizli bir ajandaya sahipler...
PKK, Hizbullah'la baş edemeyeceğini bildiği halde maalesef böylesi çılgınlıklara tevessül edebiliyor...
Hizbullah'ın etkin ve aktif olduğu Kürdistan'da, Hizbullah'ı hesaba katmadan at koşturuyor!..
Halkı çatışmalarda kalkan yapıyor... Yol kesip insanları kaçırıyor... Köylerden gençleri zorla dağa kaldırıyor...
Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesine bağlı Yaygınyurt köyünde İmamlık yapan Mehmet Uzun'u İslami Kimliğinden ve halkla kaynaşmasından ötürü katlediyor...
Üstelik bir gözü görmeyen Mehmet Uzun'un yüzde 50 oranında gören diğer gözüne kurşun sıkarak infaz ediyor...
Son Oremar (Dağlıca) saldırısında öldürdüğü gençlerden biri Hani'li Mütedeyyin bir genç kardeşimiz...
Allah'ın Mescidlerinde yalnızca ona kulluk yaptığı herkesçe bilinen bir Müslüman; Cahit Kılıç...
Diyarbakır'a bağlı Sur beldesi Hastahaneler caddesi üzerinde sivil halkın olduğunu bile bile Polis otosu tarayıp 1'i sivil 2'si polis 3 kişiyi yaralamak, ne demek oluyor...
Bizzat ben hastalanan çocuklarımı defalarca mezkur cadde üzerinden gece saatlerinde yaya veya araçla Hastahene'ye götürmüşüm...
Benim gibi yüzlerce insanın yolu ateşi yükselen veya havale geçiren çocuğundan dolayı o vakitte Hastahane'ye düşüyor...
Şimdi sivil halkın yoğun olduğu noktalarda Polis'e eylem düzenlemenin mantığı ne?..
PKK sivilleri takmıyor tabii...
Şemdinli/Navşar'a bağlı Durak köyüne gelip bir genci zorla dağa çıkarmak isteyen ve gençle beraber yakınları diretince yaylım ateşine tutarak birini katledip diğerlerini yaralayan bir PKK Terörizmi'nden bahsediyoruz...
Bahar ayı geldiğinde Gever'de ideolojik İstismar malzemesi haline getirmek için yaptığı infazların çoğu halkı korkutmak ve kendisine bağımlı hale getirmek amaçlı bir örgüt ile karşı karşıyayız...
Yüksekova/Gever'de 15 yaşındaki Ayşe'yi Muhbirlikle suçlayıp katlederek halka gözdağı veriyor...
Devlet'in 12 yaşındaki çocuğa 13 kurşun sıkmasını Vahşet olarak nitelendirip kıyameti koparanlar, 15 yaşındaki Ayşe'nin bedeninin delik deşik edilmesi karşısında sus pus...
3 günlük bebeklerin üzerine babaları muhalif diye şarjör boşaltan PKK'yi konuşmak, birilerinin hesabına gelmiyor...
Biz sesimizi yükseltince lanetli sağduyu! telkincisi koro tek merkezden yönlendirilmişçesine bizi susturmak için devreye giriyor...
PKK/KCK bizi fişliyor... Fotoğrafımızı tüm birimlerine dağıtıyor...
Evimizi tespit çalışmaları için, Apocu Gençlik İstihbarata başlıyor...
Hedef PKK'nin kirli çamaşırlarını deşifre eden Murat Burtaş...
İçeriden vicdan sahibi birileri bizi sevdiğinden gelip bu iğrençlikleri bize haber veriyor...
''Aman ha benim bildirdiğimi duymasınlar, yoksa yüz adım atamadan beni havaya uçururlar'' demeyi ihmal etmeden...
PKK mertlikten nasibini almamış namert bir yapı...
''Kalleş''nikof'tan ziyade ''Yalan''nikof'a dayanıyor...
PKK'yi ayakta tutan en büyük güç ''Kalleş''nikof'' değil, ''Yalan''nikof''...
Vahşet ve katliamlarını usta yalanlarla örtbas etmekle kalmayıp, akıttığı kanı ''Yalanizm'' ile ideolojik güce dönüştüren PKK'nin Dünya'da bir örneği yoktur...
İşte PKK bu ifsad ve imha politikasını Hizbullah'ın gözlerinin içine baka baka yapmakla kalmayıp, bir de perde arkasında gizli mahfillerde ''Derin Dayılar''la birlikte Hizbullah'ı bitirme planları hazırlayıp yürürlüğe sokma çabası içerisine girince; Hizbullah'ın damarına basıyor...
Tüm bu katliamları Hizbullah'ın gözleri önünde yap, sonra kalk Hizbullah'ı hedefe oturt... Ne büyük alçaklık...
Çoğu zaman Hizbullah mensupları ve ona gönül veren gariban halk Devlet ve PKK arasındaki çakma şike çatışmasından ciddi zararlar görüyorken, bu yetmiyor bir de Hizbullah'ı Pasifize ve Nötralize etme senaryosunun Derin Devlet destekli gönüllü ''Cahş''lığına soyunuyorsun...
Hizbullah'a karşı Derin Devlet patentli gizli projeler geliştiriyorsun...
Şimdi Hizbullah kalkıp bu hayasızca akına karşı açıklama yapmasın mı?..
Kendisinin ve Temsil ettiği yüz binleri aşan kitlenin huzurunu bozan ve hayatına kasteden fesad kumkuması ve kumpasına tavır almasın mı?..
PKK, Hizbullah cemaati ve tabanı üzerinde her türlü kirli hesabı yapacak ve Hizbullah Cemaati susacak!..
Birileri PKK'ye tavır almaktan tırsabilir...
Ancak Hizbullah'tan böyle bir Ahlaksızlık beklemek kimsenin hakkı değil, haddine de değil...
PKK'nin her türlü şımarıklığına ve sahtekarlığına karşı Hizbullah'ı etkisiz, tepkisiz ve sessiz olmaya çağıranlar, Hizbullah'a Zillet çağrısı yaptıklarını unutmasınlar...
Hizbullah'a sabır, sağduyu ve sükunet çağrıları yapanlar, PKK'ye nötr kaldıkları müddetçe iki yüzlülükten kurtulamazlar...
''Hizbullah Basın Bürosu''nun son yaptığı açıklamaya anlam veremeyenler ya Gündemi takip etmiyorlar, ya da uzayda yaşıyorlar...
Belli ki PKK'nin şirretliklerini görmek hesaplarına gelmiyor...
PKK'nin dağları aşacak boyutta büyük cinayetlerini unutmaya ve unutturmaya endekslenmişler...
Bir kez daha anlaşıldı ki; PKK'nin katlettiği binleri ve terör estirdiği yüzbinleri görmeyip, Hizbullah'ın haklı açıklamasına kafayı takanların insafı ve vicdanı yok...
PKK Hizbullah'a karşı sinsi niyetler besleyince Kürtlerin kavmi birliği bozulmuyor!, Hizbullah PKK'nin aktörlüğünü yaptığı derin komploya karşı ''Bedeli ne olursa olsun karşı koyma'' bildirisi yayınlayınca hemen ''Kürtlerin Milli Birliğini bozmak'' gibi ucuz ve çirkin ithamlara maruz kalıyor...
Açıkça bir kez daha belirtiyorum ki; PKK Kürtler arası birliğin önündeki en büyük engeldir...
PKK Kürt halkı arasındaki İttifak ve İttihadı dinamitlemek için bünyemize yerleştirilmiş bir fitne tohumudur...
Kim PKK'yi Müslüman Kürtler'in kardeşi olarak pazarlıyorsa; dolaylı veya direkt Kemalizm'in yanındadır...
PKK'nin Kürtler arası birlikten ne anladığı oldukça açıktır...
Hizbullah'ı DTK/KCK çatısı altına çağırmak ''Milli Birlik Çağrısı'' mıdır?..
Yoksa Hizbullah'ı PKK'nin güdümüne sokma girişimi midir?...
Hizbullah'a ait şu cümleler PKK'nin Hizbullah'ı güdümlüleştirme projesine vurulan büyük bir tokattır...
''Biz ilk günden şimdiye kadar hiç bir gücün icazetiyle hareket etmediğimiz gibi bundan sonra da hiç kimsenin ve hiç bir gücün icazetini alarak hareket etmeyeceğiz. Kendi bağımsızlığımızdan ve özgün hareket etme özelliğimizden taviz vermeyeceğimizi herkesin bilmesini isteriz.''
İpi birilerinin elinde olan PKK bağımsız, bağlantısız ve güdümsüz olmanın tadına henüz varmadığı için Hizbullah'ı anlamayacaktır...
Nasıl ki ''Bağımsız Birleşik Kürdistan'' hayalleri kurduğu yıllarda birilerine ''Bağımlı'' idi...
''Özerk Kürdistan'' rüyaları gördüğü şu günlerde bile kendi başına ''Özerk'' ve ''Özgür'' hareket etmiyor...
PKK'nin ''Teker''i hep derinlerin ''Tekel''inde olunca ürettiği kavram ve sloganlar da anlamsızlaşıyor böylece...
''Bağımsız Kürdistan'' deyip ''Bağımlı'' olmak!..
''Özerk Kürdistan'' deyip ''Özüterk'' takılmak!..
Bu ancak PKK'ye yakışabilecek ve yalnız kendisinin kazanabileceği bir ihanet karakteridir...
Hizbullah'ın PKK'ye ''Êdi Bese'' öfkesi, PKK'nin Müslüman Kürt halkına yönelik ''İhanet Hesapları''ndan dolayı kabardı...
Ben bunu bilirim, bunu söylerim...
Not:26 Haziran 1992 yılında PKK'nin Silvan Susa köyü Mescid'inde İslami Mücadele veren Müslüman Kürtlere yönelik kalleşçe saldırısında 10 Müslüman Kürt Şehid edilmişti...
Susa Şehitlerinin 20'nci Şehadet yıl dönümünde kendilerini rahmet ve Minnetle anıyoruz, anlıyoruz...
Susa-Der'in 26 Haziran Günü saat 15.00'te Susa köyünde düzenleyeceği anma ve anlama etkinliğine katılmak dileğiyle...
Bu arada Muhterem büyüğümüz Mekki Çetinkaya'nın kızı, kıymetli Afif Çetinkaya'nın ablası ve Keké Abdurrahim'in eşi Muhtereme Ümmühan ablamızı ani kaybetmenin hüznü içindeyiz...
Allah'tan Ümmühan ablamıza Rahmet dilerken, yakınlarına Sabrı Cemil Dilerim...
''Allah'tan geldik, tekrar ona döneceğiz''...
(Hürseda Haber)