Dünya Kudüs Haftası ve Düşündürdükleri
Uluslararası Müslüman Alimler Birliği 8-14 Mart arasını Dünya Kudüs Haftası” ilan etti. Bu konudaki duyuru da birliğin sekreteri Ali Muhyeddin Karadaği tarafından yapıldı.
Konuya, Kudüs’ün savunulması, Kudüs’ün özgürleştirilmesi mücadelesinde ümmet çapında bir duyarlılık oluşturulması açısından baktığımızda elbette her çaba değerlidir ve hepsinin başımızın üstünde yeri vardır.
Ama bugün Kudüs davası denilince konuşacağımız konu, bütün Filistin toprakları ve Kudüs’ün siyonist işgalden kurtarılması için sürmekte olan direnişin yanında durmak, öncelikli gündemimiz olmalıdır.
Nitekim Rahmetli İmam Humeyni’nin “Dünya Kudüs Günü”nü ilan etmekle ortaya koyduğu hedef de buydu. İslam devriminin hemen ardından ortaya konulan en büyük ve öncelikli hedef, Kudüs’ün kurtarılması ve siyonist rejimin ortadan kaldırılması idi. O zamandan bu güne kadar kesintisiz olarak bu hedefin gerçekleştirilmesi için her alanda çalışıldı. Siyasi, diplomatik, ekonomik, askeri alanda her tür mücadele ortaya konuldu...
Nitekim islam devrimi, siyonist rejimin kabusu oldu ve siyonist rejim hiç ummadığı yenilgilerle karşılaştı. Birleşik Arap ordularını kovalayan siyonist rejim, direniş güçleri karşısından kaçtı. Siyonist rejim Arap devletlerine el öptürürken, direniş o elleri kırdı...
Şimdi “Dünya Kudüs Haftası” denilince neyi konuşacağız, hangi programları ve hedefleri gündemimize alacağız? Siyonist rejimle savaş sahnesindeki direniş erleri ile dayanışma içinde mi olacağız? Siyonist düşman karşısında direnişin caydırıcılık gücünü artırmak için kanalları mı harekete geçireceğiz? Siyonist düşmanla normalleşme içine giren hain rejimlerin ellerinin kırılmasına mı çalışacağız? Siyonist rejimin en büyük destekçisi büyük şeytana karşı İslam coğrafyasında bir mücadele dalgasının oluşmasına mı çalışacağız?
Bu hedef ve programlar gündemimizde değilse ve olmayacaksa, siyonist düşmanla anladığı dille konuşmak için fiili bir adım atılmayacaksa, lütfen kenarda durun, hayriye olarak ne yapacaksanız yapın, ama Kudüs’ün özgürleşmesi için savaşanların önüne çıkmayın, karşısında durmayın ve onların aleyhinde olmayın. Kudüs için yapacağınız en hayırlı amel budur. Zaten direniş cephesi bu kanser urunu ortadan kaldırmak için her şeyi yapmaktadır ve Allah’ın izniyle bu fetih yakında gerçekleşecektir...
Tarihten günümüze hakiki ve vâkii eksenler karşısında sanal ve yalan eksenler hep kurulmuş ve oluşturulmuştur. Bunun diğer bir adı “paralel çizgi”dir. Paralel çizgilerin amacı, hakka olan eğilimleri durdurmak için hakka benzer çizgilerin ortaya çıkarılmasıdır. Ta ki insanların eğilimleri o yöne kaydırılsın ve hakiki ve vâkii eksenler zaafa uğrasın ve yalnızlaşsın...
Bizler “hakiki” ile “sanal” olanı birbirinden ayıracak basirete ve kıstaslara sahip olmalıyız. Onun için ümmetimizin düşmanlarına bakalım; Amerika ve İsrail’in korkusu ve kaygısı nerede? Kimlere dost kimlere düşmanlar? Kudüs davası hangi kulvarda zafere ulaşıyor, hangi kulvarda kumpasa düşüyor?
Aksi takdirde siyonist düşmanla savaşımızda, onu vuracağımıza, onunla savaşanları vurmaya kalkabiliriz! Ona düşman olacağımıza onun düşmanlarına düşman olabiliriz! Ne yazik ki İslam dünyası ümmetin içinden çıkan birtakım kurumlar ve şahıslar eliyle bu oyunlara çok düşüyor ve düşürülüyor...! (Nureddin Şirin)