Avrupa'nın/liberallerin jeopolitik zavallılığı
![](https://hurseda.net/resimler/yazarlar/25/1/04/prof-dr-hasan-unal.png)
Trump’ın Amerika merkezli dış politika açıklamalarından sonra Avrupa başkentlerinde kafa karışıklığı ve endişe hâkim; çünkü Avrupa devletleri onlarca senedir kendi işlerini kendileri görmediler, başta güvenlik olmak üzere önemli konuların neredeyse tümünü Amerika’ya havale ettiler. On dokuzuncu ve yirminci yüzyılın koca koca sömürge imparatorlukları Amerika olmaksızın deniz aşırı askerî harekât bile yapamayacak kadar basit ve zavallı hale geldiler.
Öyle ki, üzerinde güneş batmayan Britanya İmparatorluğu ve yine büyük sömürgelere sahip Fransa’nın son deniz ötesi askerî harekâtı 1956 yılında Mısır’a daha doğrusu Mısır lideri Nasır’a karşı gerçekleştirdikleri Süveyş operasyonu idi. İsrail ile birlikte giriştikleri bu harekât askeri olarak ‘başarılı’ olmakla birlikte Amerikan Başkanı Eisenhower’ın şiddetli muhalefeti ve Sovyetler Birliği’nin ‘sizleri hiç bilmediğiniz silah sistemleriyle haritadan silerim’ tehditleri karşısında tam bir siyasi başarısızlıkla sonuçlandı. Yakın geçmişin büyük devletleri Mısır’da işgal ettikleri yerlerden süklüm püklüm çekilip gitmek zorunda kaldılar.
O günden bugüne tek başlarına veya birkaç Avrupa devleti bir araya gelerek ortak operasyon yapacak kabiliyetler elde girişimleri tam anlamıyla başarısızlıkla sonuçlandı. Örneğin eski Yugoslavya’daki hava operasyonlarında (önce Bosna 1995, sonra Kosova 1999) Türk Hava Kuvvetleri Avrupa hava kuvvetlerinin neredeyse hepsinden belli konularda daha iyi performans göstermişti. Kosova’da 78 gün süren hava harekâtında Türk savaş uçakları Amerikan hava kuvvetlerinden sonra gece görüş sistemleriyle operasyon yapabilen tek hava kuvveti olmuştu.
Amerika'ya bağımlılık ideolojik bir saplantıya dönüştü
Soğuk Savaş yıllarında Sovyetler Birliği’nin yayılmacılığı karşısında ABD liderliğinde bir araya gelen Batılı devletler arasında ‘hür dünya’ terimi kullanılırdı. Amerika tek kutuplu dünya düzeninde bu terimi genişleterek uluslararası ilişkilerin ahlaki değerleri olarak piyasaya sürdüğünde Avrupalılar bunları sorgulamadan kabullendiler. Demokrasi, insan hakları, özgürlükler vs. lafları yaklaşık otuz yıl boyunca Amerikan Derin Devleti’nin istediği şekilde bütün dünyada dolaşıma sokuldu. Amaç, karşıt veya düşman olarak görülen devletleri zayıflatmak, istenmeyen hükümetleri devirmek idi. Kendilerini liberal olarak tanımlayan bu elitler ve onların oluşturduğu hükümetler kendi halklarının çıkarlarından ziyade giderek bu Amerikan projesinin parçası oldular.
Trump liberal safsataları sonlandırdı
Trump’ın gelişi Avrupa’daki bu liberaller için adeta bir kabusa dönüşmüş görünüyor; çünkü jeopolitik özürlü bu elitler Amerika’nın Ukrayna savaşını iyilerle kötülerin, demokrasilerle otokrasilerin mücadelesi gibi kabullenip kamuoylarına sattılar yıllarca. Şimdi Trump’ın Ukrayna savaşını devam ettirmeme iradesi karşısında ne yapacaklarını bilmez durumdalar. Komedi gibi laflarla Amerika olmasa da Ukrayna’ya silah/mühimmat ve para sevkiyatını kendilerinin yapacaklarını anlatıyorlar ama pek kimse inanmıyor bu laflara.
Amerika’nın başını çektiği bu savaşı Rusya açıkça kazanmışken, uygulanan yaptırımlardan Rus ekonomisi fazlaca etkilenmeden ayakta kalıp buna karşılık Avrupa ekonomileri yerlerde sürüklenirken bu savaşın sadece Avrupa’nın yardımlarıyla Amerika olmadan nasıl sürdürüleceğine dair mızmızlanmaları oyuncağı elinden alınan çocuğun hırçınlıklarına benziyor. Hele hele Trump’ın ‘Grönland’ı bana vereceksiniz’ azarlaması karşısında şok olmuş Danimarka Başbakanının ağlamaklı haline karşılık Fransa’nın Grönland’a asker çıkarma teklifine ne demeli?
Normalde AB ülkelerinin Trump’ın bu tavır ve teklifleri karşısında Rusya ve Türkiye politikalarını gözden geçirmeleri gerekir. Başlarına gelen bütün kötülüklerin kaynağının Ukrayna savaşı yüzünden Rusya’dan ucuz enerji alımına son vermeleri olduğunu anlayıp buna hemen son vermenin yollarına bakmaları çıkarlarına daha uygun. Fakat yapamazlar; çünkü köhnemiş liberal dış politika anlayışı buna engel. Bunun yerine eski Doğu Avrupa ülkelerinin Rusya karın ağrılarıyla ‘aman Rusya geliyor’ safsataları eşliğinde ‘Amerika neden bu hale geldi’ diye birbirlerine sorup kafa çekerler.
Rusya ile birlikte bir Avrupa güvenlik mimarisi oluşturmak için de Türkiye politikalarını tamamen yeniden tasarlamaları lazım gelir. Örneğin AB’nin önde gelen ülkelerinden Almanya, Fransa, İtalya ve bir iki başka devlet (Hollanda, İspanya) Türkiye’yi de yanlarına alarak ‘Rusya Ukrayna’dan sonra bütün Avrupa’yı işgal edecek’ karabasanını psikolojilerinden atabilirler. Ama heyhat! bunu da yapamazlar. Bunun yerine Kıbrıs Rumları ve Yunanistan’ın ‘Türkiye hepimizi işgal edip Doğu Akdeniz’de imparatorluk kuracak’ hikayelerini buzuki eşliğinde dinleyip sızarlar.
Buna liberal jeopolitik körlük demek lazım galiba. Çünkü çok kutupluluğun yerleştiğini, Amerika ve Trump’ın yaptığı gibi her devletin kendi bacağından asılacağını hesap etmezler bu ideolojik kafa yapısı içerisinde. Trump’ın doğru yaptığını kabul etmek yerine kaba saba ve hiçbir şeyden anlamayan birisi olduğunu düşünürler. Böyle giderse ülkelerinde iktidarlarını daha gerçekçi politikalar savunan ve ‘aşırı sağ’ diye yaftalamaktan öteye hiçbir şey yapamadıkları partilere bırakmaları fazla sürmeyecek görünüyor. İşte o zaman partinin sona erdiğini ve sabahın geldiğini belki anlayacaklar… (CGTN Türk)
NOT: Alıntı makaleler Hürseda Haber'in yayın politikasını yansıtmayabilir.