İran’ın BRICS'e üyeliği ABD'nın yalnızlaştırma siyasetine bir darbedir
Mehr Haber Ajansı'na konuşan gazeteci-yazer Mehmet Ali Güller, İran’ın BRICS'e üyeliğinin ABD'nın yalnızlaştırma siyasetine bir darbe olduğunu belirtti.
Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika'dan oluşan BRICS ülkeleri, Güney Afrika'nın Johannesburg kentinde düzenlenen ve 24 Ağustos'ta sona eren 15. Liderler Zirvesi'nde, dünya düzenini yeniden kurmak ve küresel etkisini artırmaya yönelik adımlarını hızlandırmak amacıyla Suudi Arabistan, İran, BAE, Mısır, Etiyopya ve Arjantin'in bloka üyelik taleplerini kabul etti.
BRICS Liderler Zirvesi'ne ev sahipliği yapan Güney Afrika lideri Cyril Ramaphosa, yeni ülkelerin 1 Ocak 2024 itibarıyla bloka üye olacaklarını açıkladı. Bu kararla yeni yılda BRICS'in üye sayısı 5’ten 11’e yükselecek.
Mehr Haber Ajansı bu konu hakkında gazeteci-yazar Mehrmet Ali Güller ile bir röportaj gerçekleştirdi:
1- Bazı konularda görüş ayrılıkları bulunan ve normalleşmeye doğru ilerleyen İran, Suudi Arabistan, Mısır ve BAE'den oluşan dört ülke artık resmi olarak BRICS örgütüne üye oldu. Bu örgütün bu ülkeler arasındaki ilişkilerinde ve bölgesel gelişmelerde nasıl bir etkisi olacak?
Bölgemizin çok önemli dört ülkesinin Küresel Güney ülkelerini temsil eden BRICS’te buluşması, bu ülkeler için de, bölgemiz için de çok olumlu bir gelişmedir. Hatta “barış perspektifi” açısından çok önemli bir virajdır. Çünkü emperyalist ABD, bölgedeki varlığını çatışmalara ve cepheleşmelere dayandırmaktadır; BRICS ise tersine bölge ülkelerini barışa teşvik ediyor. Çin’in arabuluculuğunda İran ve Suudi Arabistan’ın normalleşmesi, Yemen’den Filistin’e kadar önemli gelişmeler doğurdu. Ve o süreç, şimdi İran ve Suudi Arabistan’ın BRICS üyeliğiyle taçlanıyor.
Bu ABD için birkaç nedenle en istenmeyen durum:
Birincisi ABD, İran’ı bölgede ve dünyada yalnızlaştırma siyasetinde darbe gördü; İran hem bölgedeki ülkelerle normalleşti hem de o dünyanın en önemli organizasyonlardan birine girmiş oldu.
İkincisi ABD, enerji-politik güç mücadelesinde ağır bir darbe almış oldu. BRICS’e üye olan dört ülke, önemli petrol ve doğalgaz üreticileri. Dahası, artık dünyanın en büyük 9 petrol üreticisinden 6’sı BRICS üyesi. Bu durum, ABD’nin bölge ve İran’a abluka siyasetini gerilecektir.
Üçüncüsü ABD’nin bölgedeki geleneksel müttefikleri olan üç ülkenin, Mısır, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri’nin İran’la birlikte BRICS’e girmesi; kendisi açısından ciddi bir güç erozyonu olacaktır.
Dördüncüsü, dört ülkenin BRICS’e katılması ve BRICS’in lider ülkelerinden Çin’in Filistin meselesinde 3 maddelik bir çözüm planı açıklaması, Filistin cephesini güçlendirecektir.
2- BRICS aslında kıta ötesi bir örgüttür ve ekonomik çıkarları bu örgütün ve üyelerinin ana önceliğidir. Peki bu örgütün siyasi ve uluslararası çıkarları nasıl ilerleyecek? Başka bir değişle BRICS tek kutuplu sistemle baş edebilecek mi? Sizce BRICS gelecekte doların saltanatını kırabilir mi?
BRICS, Küresel Güney ülkelerinin etrafında kümelendiği çok önemli bir organizasyon. Elbette BRICS öncelikle bir ekonomi organizasyonu. Ama ekonomi kararları haliyle siyaseti de biçimlendirecektir.
Örneğin BRICS’in en önemli konularından biri ulusal paraların kullanılmasıdır. Nitekim son zirvesinde de ulusal paraların rolünün artırılması üzerinde durulmuş, küresel ticarette ulusal paraların kullanılmasını teşvik etmiştir. Bu karar, haliyle doları egemenliğini ve o egemenliğe dayanarak dünyayı sömüren ABD’yi hedef almaktadır. Uygulama, doların egemenliği nedeniyle ekonomileri zarar gören ülkelerin ise önünü açacaktır. Bu ekonomik tablodan ortaya çıkacak sonuç, bir siyasal sonuç olacaktır aynı zamanda.
Doların egemenliğinin zayıflaması ve adım adım saltanatının yıkılacak olması, yarının en büyük gerçeğidir. Çünkü bu artık tersine çevrilemez bir büyük değişim sürecidir.
Özetle BRICS, çok kutupluluk inşasında ve uluslararası ilişkilerin demokratikleşmesinde çok önemli bir fonksiyon görecektir.
3- Türkiye'nin BRICS organizasyonuna bakış açısı nedir? Ankara'nın BRICS üyeliği durumunda Türkiye'ye fayda sağlayabilir mi?
Yeni bir dünya kuruluyor, BRICS de kurulmakta olan yeni dünyanın en önemli sütunlarında biri. Haliyle Türkiye de kurulmakta olan yeni dünyadaki yerini alabilmek için mutlaka BRICS’le ilişkileri geliştirmeli, özellikle ve öncelikle BRICS Yeni Kalkınma Bankası’na katılmalıdır.
Kuşkusuz Ankara açısından bu karar, Türkiye’nin NATO üyeliği nedeniyle bölgemizdeki diğer ülkelere göre daha zordur ama imkânsız değildir. Tersine, BRICS üyeleri Rusya ve İran’ın Astana Platformu’nda Türkiye’nin ortakları olması, bu zor süreci kolaylaştıracak bir fırsattır. (mehr)