Grönland ve Arktik bölgesi ABD'nin yeni savaş alanı mı olacak?
NATO, Arktik'te Rusya ile olası bir çatışmaya hazırlanırken, buzulların erimesiyle açılan yeni deniz yolları ve zengin doğal kaynaklar bölgenin stratejik önemini artırıyor. ABD, Grönland'ı Arktik Denizi'ne açılan kritik bir kapı olarak görüyor.
Tarih boyunca, Arktik bölgesindeki katı buz tabakaları, ticaret gemilerinin bu zorlu denizleri aşmasını neredeyse imkânsız kılmıştı. Ancak son yıllarda yapılan araştırmalar,buz örtüsünün hızla azaldığını ve bu sayede yeni, daha kısa ve verimli deniz yollarının ortaya çıktığını gözler önüne seriyor.
Arktik bölgesi, sadece stratejik geçiş yolları sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda Grönland ve çevresindeki bölgelerdeki yeraltı zenginlikleriyle de dikkat çekiyor. Altın, gümüş ve diğer nadir elementler gibi değerli doğal kaynaklar, bu bölgenin ekonomik potansiyelini daha da artırıyor.
Bütün bu gelişmeler, bölgedeki rekabeti de körüklüyor. Rusya ve ABD'nin bölgedeki askeri varlıklarını güçlendirmeleri, bu bölgenin önemini tekrar hatırlatıyor.
Bu noktada ABD, Arktik'teki çıkarlarını pekiştiren bir adım daha attı. Ukrayna'daki Rusya'nın yürüttüğü özel askeri operasyonu bahane edip İsveç ve Finlandiya kamuoylarını da ikna ederek iki ülkeyi NATO'ya aldı. Savaşın yarattığı ortamı fırsat bilen ABD, bu iki ülkenin NATO üyeliği ile stratejik bir alan daha kazanmış oldu.
Donald Trump'ın son günlerde sıkça söz ettiği Grönland ise ABD için Arktik bölgesine giriş kapısı özelliği taşıyor. Dolayısıyla, bu bölgeye hâkim olamayan bir ABD, Arktik’te söz sahibi olamayacak gibi görünüyor.
Binlerce NATO askeri bu yüzden, Kuzey Kutup Dairesi'nde savaş tatbikatlarına katılıyor. Son olarak, Kasım ayında Dynamic Front 25 tatbikatı gerçekleştirildi.
ABD, bölgedeki askeri tatbikatlar ve kıta sahanlığının genişletilmesi gibi tek taraflı adımlarla Rusya'nın bölgedeki stratejik denetimini kısıtlamayı amaçlasa da bu, bölgedeki istikrarsızlığı artırıyor ve Soğuk Savaş dönemine ait fay hatlarını yeniden harekete geçiriyor.
Ancak uzmanlar NATO askerlerinin Arktik koşullarında hayatta kalma ve operasyon yürütme konusunda yetersiz olduğunu söylüyor.
"Arktik'te nasıl hayatta kalacaklarını biliyorlar mı?"
Arktik güvenliğiyle ilgili bir bilgilendirme toplantısında konuşan, savunma ve güvenlik araştırmacısı Minna Ålander, askerlerin söz konusu yetersizliğini şu sözlerle ifade etti:
"NATO askerlerimiz var, ancak savaşa girmeden önce Arktik'te nasıl hayatta kalacaklarını biliyorlar mı?"
"ABD bile, bu özel koşullarda normal operasyonların nasıl yürütüleceğine dair temel eğitim konusunda tam anlamıyla yeterli olmayabilir."
"NATO müttefiklerinin hepsi, Arktik çevresi ve ikliminde çalışabilecek gerekli yeteneklere sahip değil."
"Çok soğuk olduğunda en basit işler bile çok özel gereksinimlere ihtiyaç duyar."
"Uygun bir üslenme olmadan, askerlerle keşif operasyonları yapamazsınız. Aksi halde doğal nedenlerle hayatlarını kaybederler."
"Bu, ittifak genelinde bir eksiklik. Her ülkenin bu konuda yetkinliğe sahip olması gerekiyor."
"Lojistik bir kabus"
Arktik savaş rehberi hazırlayan Oscar Rosengren ise, Grey Dynamics adlı istihbarat firmasında, "karlarla çevrili olmayı" "lojistik bir kabus" olarak tanımladı.
Rosengren, "Dondurucu soğuklar, aşırı hava koşulları ve doğanın acımasızlığı, Arktik iklimlerde savaşan her aktöre bu koşulların zorluklarını hatırlatacaktır. Konvansiyonel asker grupları yeterli eğitimden yoksundur. Bu tür ihmaller kaçınılmaz olarak ölümcül sonuçlar doğuracaktır." ifadelerini kullandı.
Finlandiya hazırlıklı mı?
Uzmanlar Finlandiya'nın Rusya’ya karşı her zaman hazırlıklı olduklarını ileri sürüyorlar.
1991’de Sovyetler Birliği’nin çöküşünden bu yana Finlandiya'nın Rusya'ya karşı Avrupa’nın en hazır askeri güçlerinden biri olduğu idda ediliyor. 2022’de NATO’ya katılan Finlandiya, olası bir savaşta NATO ittifakın savunmasına önemli katkı sağlama kapasitesine sahip olduğu da yazılan haberler arasında.
Ülkenin, her yıl 21.000’den fazla yeni asker eğittiği ve 285.000 yedek askeri sürekli savaşa hazır tuttuğu ve bunun da NATO’daki en büyük yedek piyade gücünü oluşturduğu biliniyor.
Finlandiya’nın Jaegar Tugayı, dünyanın en uzmanlaşmış Arktik kuvvetlerinden biri olarak kabul ediliyor. Tugayın kış savaş kursu, ABD ve İngiltere ordularının Arktik savaşlarına hazırlık için eğitim aldığı kritik bir program olarak öne çıkıyor.
Rusya kazanmakta kararlı
Rusya, Arktik bölgesine geçmişten bu yana hakim konumda.Ancak NATO’nun bölgede genişlemesi nedeniyle giderek daha fazla tehdit altında hissediyor. Arktik bölgesi Norveç, İsveç, Finlandiya, Danimarka, Kanada, ABD, İzlanda ve Rusya arasında paylaşılıyor.
Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya katılmasıyla birlikte, Arktik ülkelerinin tamamı (Rusya hariç) artık NATO üyesi oldu. Bu durum, Rusya’nın kendisini “kuşatılmış” hissetmesine yol açıyor. Rusya doğal olarak Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğinin ülkenin kuşatılmasının devamı olarak görüyor.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, eylül ayında yaptığı bir açıklamada ülkenin NATO ile Arktik’te bir savaşa "tamamen hazır" olduğunu belirtti. Lavrov, “NATO’nun Arktik’teki kriz senaryolarına yönelik tatbikatlarını artırdığını görüyoruz. Ülkemiz, çıkarlarını askeri, siyasi ve teknolojik açıdan savunmaya tamamen hazırdır” dedi. Ayrıca, “Arktik, NATO’nun bir bölgesi değildir” diyerek Çin ve Hindistan gibi ülkelerin de bu bölgede çıkarları olduğuna dikkat çekti.
Rusya, Arktik kıyı şeridinin %53’üne sahip ve bölgedeki doğal kaynakların kontrolünü uzun yıllardır elinde bulunduruyor. Bu durum ABD ve batılı müttefiklerinin Rusya'yı zayıflatmak ve bölgede kontrolü ele geçirmek için Arktik'i yeni hedef haline getiriyor. (CGTN Türk)