Halep, 'en kötü günlerine' geri dönüyor
"Halep kentinde yaşayan siviller, geçmişte, özellikle 2012-2016 yılları arasında kentin doğusunu kontrol eden radikal grupların döneminde bile görülmemiş istisnai koşullarla karşı karşıya."
Suriye ordusu, son üç günde Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) ve beraberindeki silahlı grupların saldırılarını durdurmayı başardı ve kaybedilen bazı bölgeleri geri aldı. Suriye Başbakanı, tüm toprakları kurtarma sözü verirken, Cumhurbaşkanı Beşar el-Esed'in Moskova ziyareti ve bölgesel liderlerle diplomatik temasları dikkat çekti. Rusya, İran ve Türkiye ile yürütülen Astana süreci ve Soçi Mutabakatı’nın ihlal edilmesi çatışmaları alevlendirirken, Suriye, İdlib ve çevresinde kapsamlı askeri operasyonlar düzenledi. Rusya ve Suriye hava kuvvetlerinin desteğiyle, yüzlerce militan etkisiz hale getirildi. Türkiye ise, kuzey bölgelerinde Kürt gruplara karşı operasyonlarını yoğunlaştırdı. El-Ahbar muhabiri Alaa el-Halebi'ye göre Halep'te sivil yaşam ciddi anlamda zarar gördü. Gıda ve sağlık krizleri, su kesintileri, keskin nişancı saldırıları ve sokağa çıkma yasakları, halkı çaresiz bıraktı. Çıkış yollarının kapatılması durumu daha da kötüleştirdi.
Zorlu geçen üç günün ardından, Suriye ordusu nihayet durumu kontrol altına almayı başararak Heyet Tahrir eş-Şam (eski adıyla el-Kaide’nin Suriye kolu olan Nusra Cephesi) ve Türkiye destekli "muhalif" Milli Ordu’ya bağlı diğer silahlı grupların ilerleyişini durdurdu.
Suriye ordusu, kaybedilen bölgelerin bir kısmını geri almayı başlarken, Suriye Başbakanı Muhammed Celali, ülkenin tüm topraklarını kurtarma sözü verdi.
Bu gelişmeler, siyasi temasların yoğunlaştığı bir döneme denk geldi. Suriye Cumhurbaşkanı Beşar el-Esed, geçtiğimiz günlerde yaptığı gizli bir ziyaretle Moskova’ya giderek, ülkesinin en önemli müttefiklerinden biri olan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir araya geldi.
Rusya, Türkiye ve İran ile birlikte Astana sürecinin ve silahlı grupların ihlal ettiği Soçi Mutabakatı’nın garantör ülkeleri arasında yer alıyor.
Bu ziyaretin ardından, pek çok Arap ve bölgesel liderle gerçekleştirilen telefon görüşmeleri de dikkat çekti.
Bu liderler arasında Birleşik Arap Emirlikleri Devlet Başkanı Muhammed bin Zayid en-Nahyan, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan, Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdülati, Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen Safedi ve Irak Başbakanı Muhammed Sudani bulunuyordu. Görüşmelerde Suriye'nin egemenliğinin korunması ve terörle mücadelenin önemine vurgu yapıldı.
Bu diplomatik görüşmeleri takiben, İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, dün akşam acil bir ziyaret kapsamında Şam’a ulaştı ve burada Beşar el-Esed ile bir görüşme gerçekleştirdi.
Görüşmede el-Esed, Suriye’nin devlet, ordu ve halk olarak, ülkenin her bir karışını teröristlerden temizleme konusundaki kararlılığını yineledi. Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamada, "Terörle mücadele ve terörün altyapısını yok etmek sadece Suriye’nin değil, tüm bölgenin istikrarı, güvenliği ve ülkelerin selameti için hayati önemdedir," ifadelerine yer verildi.
İran Dışişleri Bakanı Arakçi ise görüşmede, İran’ın Suriye’ye desteğinin sarsılmaz olduğunu ve Şam hükümetine her türlü desteği sağlamaya hazır olduklarını belirtti.
Arakçi, Suriye’nin geçmişte bugünkünden çok daha zor dönemleri atlattığını ve bugünkü mücadelede de terör ve destekçilerine karşı zafer kazanabileceğine olan inancını dile getirdi. İranlı bakan, Şam’dan sonra Ankara’ya geçerek Suriye’deki durumu tartışmak üzere Türk yetkililerle görüşme yapacak.
Arap Birliği, yayımladığı bir açıklamada, Suriye Arap Cumhuriyeti’nin birliği, egemenliği ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesi gerektiğinin altını çizerek, "terör örgütlerinin faydalanacağı kaos" tehlikesine karşı uyarıda bulundu.
Öte yandan ABD, bu saldırılara dahil olduğu yönündeki iddiaları yalanladı ve saldırıyı düzenleyen grubun, terör listelerinde yer alan bir oluşum olduğunu ifade etti.
Türkiye ise bu saldırılardaki rolünden sıyrılmaya çalışırken, saldırıları başka bir şekilde kullanma girişiminde bulundu.
Türkiye, Halep’in kuzeydoğusundaki kırsalda, muhalif gruplara hava desteği sağlayarak Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) karşı bir saldırıyı destekledi.
Bu operasyon sırasında Tel Rıfat kaybedildi. Türkiye’nin bu hamlesinin, Halep-Gaziantep Uluslararası Yolu üzerindeki kontrolü sağlama planının bir parçası olduğu değerlendiriliyor.
Aynı zamanda Türkiye Cumhurbaşkanı, defalarca Menbic’i hedef alacağını belirtti. Bu bölgeyi kontrol etmenin gerekçesi, Kürt grupları sınırdan uzaklaştırma olarak gösterilirken, gerçek hedefin Türkiye'nin nüfuz bölgelerini birleştirmek ve M4 Karayolu’nun doğu kesiminde kontrolü sağlamlaştırmak olduğu düşünülüyor.
M4, Halep’ten başlayıp batıda İdlib, Hama ve Lazkiye’ye kadar uzanan stratejik bir yol. Ancak bu bölgeler, şu anda radikal grupların kontrolünde bulunuyor.
Değişen harita
Suriye ordusu, Halep’teki bir dizi geri çekilmenin ardından Hama’da kuvvetlerini toplayarak savunma hattını yeniden organize etti.
Radikal grupların Hama’ya sürpriz bir saldırı düzenlemeye çalıştığı bu süreçte, saldırılarda Fransız insansız hava araçları kullanıldı. Fakat Suriye ordusu bu saldırıları püskürtmeyi başardı.
Saldırılarla eş zamanlı olarak büyük bir medya propagandası yapıldı; grupların Hama şehrine girdiği iddiaları yayıldı.
Bu iddialar, Halep’te yaşanan paniğin tekrarlanmasını hedefliyordu. Ancak, Hama Valisi’nin Suriye devlet televizyonuna çıkarak bu bilgileri yalanlaması, kamuoyunda oluşan kafa karışıklığını giderdi.
Ardından Suriye ordusu, hızla karşı operasyonlar başlatarak militanları Murik bölgesine geri çekilmeye zorladı ve çok sayıda militanı yakaladı.
Radikal grupların, Hama kırsalında durdurulduğu bölgeler, aslında 2017’de imzalanan “Çatışmasızlık Bölgeleri” anlaşması sırasında kontrol ettikleri yerlerdi.
Suriye ordusu, daha sonra bu grupları İdlib’e doğru geri püskürtmüş ve Hama ile İdlib’in kırsal bölgelerinde tam kontrol sağlamıştı. Bunun ardından, Soçi Mutabakatı’nın bir parçası olan ek protokollerle yeni sınırlar belirlenmişti.
Ancak son saldırılar, bu mutabakatın ve çatışmasızlık düzenlemelerinin tamamen çökmesine yol açtı.
Şam, bu savaşta kararlılığını ve Suriye topraklarını geri alma niyetini göstermek amacıyla önemli bir adım daha attı. Suriye Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı General Abdulkerim Mahmud İbrahim, Hama’da konuşlanmış birlikleri ziyaret ederek, kuvvetlerin hazırlıklarını yerinde inceledi.
Hama kırsalındaki bölgelerin ve kasabaların geri alınmasına yönelik operasyonlarla eş zamanlı olarak, Suriye ve Rusya hava kuvvetleri, İdlib ve civarında silahlı grupların bulunduğu noktalara şiddetli saldırılar düzenledi.
Savunma Bakanlığı tarafından yayımlanan görüntülerde, İdlib'in doğu kırsalında onlarca araç ve mühimmat yüklü konvoyun hedef alınarak imha edildiği belgelenirken, Bakanlık peş peşe yayınladığı açıklamalarda, Halep'in doğusunda Sefire bölgesinde ve şehir merkezindeki Hamdaniye Stadyumu civarında militanlara yönelik saldırılar düzenlendiğini bildirdi.
Şehir içinde ise, özellikle Üniversite Meydanı gibi bölgelerde saldırılar kaydedildi. Rusya-Suriye Koordinasyon Merkezi ise Halep, Hama ve İdlib kırsallarında düzenlenen operasyonlarda 320 teröristin etkisiz hale getirildiğini ve 63 araç ile zırhlının imha edildiğini duyurdu.
Bu operasyonların, silahlı grupların İdlib’i operasyon merkezi olarak kullanmalarını hedef aldığı belirtiliyor.
Bu bağlamda, Halep ve İdlib kırsallarındaki Türkiye sınırına yakın üç farklı kamptaki yerel kaynaklar, el-Ahbar gazetesine verdikleri demeçlerde, Halep, Hama ve İdlib kırsallarında düzenlenen hava saldırılarında öldürülen onlarca militanın cesetlerinin bölgeye ulaştığını bildirdi.
Aynı zamanda, eski el-Kaide liderlerinden Ebu Muhammed el-Culani tarafından yönetilen HTŞ, militanların ölümleriyle ilgili haberlerin yayımlanmasını yasaklayarak, yalnızca "devam eden fetihlere" odaklanılmasını emretti.
Culani’nin yönetiminde Halep’te yaşam
Halep kentinde yaşayan siviller, geçmişte, özellikle 2012-2016 yılları arasında kentin doğusunu kontrol eden radikal grupların döneminde bile görülmemiş istisnai koşullarla karşı karşıya.
Özellikle sağlık sektöründeki doktor eksikliği gibi sorunlar baş gösterirken, fırınların çalışmayı durdurması şehirde ciddi bir gıda krizine neden oldu. Bu durum karşısında silahlı gruplar, İdlib’den getirdikleri ekmekleri belirli mahallelere dağıtarak krizi hafifletmeye çalıştı.
Suriye’nin ekonomik başkenti olan Halep, şu anda neredeyse tamamen felç olmuş bir durumda. Bir yandan radikal gruplar tarafından uygulanan sokağa çıkma yasağı, diğer yandan ise suikast ve keskin nişancı saldırılarıyla ilgili haberler, şehirde korku ve belirsizliği artırıyor.
Şehirde sokaklarda cesetlerin bırakıldığı, kamu binalarının baskına uğradığı ve su şebekelerinin uzun süreli kesintilere uğradığı bildiriliyor.
Halep’teki bu kaotik durum, özellikle yılbaşı kutlamaları için süslenen ağaçların dahi zarar gördüğünü gösteren bazı görüntülerin sızdırılmasıyla daha da dikkat çekiyor.
Ayrıca, Halep’ten çıkış yollarının tamamen kapanması, şehirdeki insanların durumu daha da çaresiz hale getirdi.
Son çıkış noktası olarak kullanılan Hanasir bölgesinin radikal grupların kontrolüne geçmesiyle bu yol artık kullanılamaz hale geldi.
Bu yolda, Halep Bilimsel Araştırmalar Direktörü Dr. Yervant Arslanyan’ın keskin nişancılar tarafından hedef alınarak hayatını kaybettiği bildirildi.
Suriye medyası, bu yolun kullanılmaması konusunda yurttaşlara uyarılarda bulundu.
(Alaa el-Halebi, El-Ahbar - Çeviri: YDH)
NOT: Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Hürseda Haber’in editöryal politikasını yansıtmayabilir.