FETÖ’nün siyasi ayağı araştırılsın
Bismillahirrahmanirrahim;
“FETÖ’NÜN siyasi ayağının araştırılması” ile ilgili “Meclis Önergesi”nin AKP ve MHP oylarıyla reddedildiğini biliyorsunuz. Bu önergeye en çok “Evet” demesi gereken parti AKP olmalıydı. Çünkü bu konuyla ilgili o kadar çok itham var ki! Pensilvanya’daFETÖ’nün AKP milletvekilleriyle beraber yayınlanan resimleri; hatta 24 Haziran’da hâlâ bazı FETÖ’cülerin milletvekili yapıldığına dair ağır ithamlar; AKP’li kardeşlerimizin bu şaibelerden “aklanmasını” zorunlu kılıyor. Bu tavırlarıyla, “Yoksa FETÖ’nün siyasi ayağı AKP mi?” şüphesini üzerlerine çekiyorlar.
Meclis’te Cihangir İslam’ı konuşturmamak için sözünü kesmek, sıralara vurmak şeklindeki tavırlar, “Yoksa bir şeyi mi gizliyorlar?” algısını oluşturuyor. Cihangir İslam’a lütfen 5 dakikacık söz hakkı tanınıyor. AKP’nin saatlerce söz hakkı var. Cihangir Bey ne söyleyecekse söylesin; siz de -varsa- yanlışlarına cevap verin ki, fikir alış verişi olsun.
AKP’liler fikre fikirle cevap verecek yerde, karalama ve iftira yolunu seçtiler. Millet sizi 16 senedir dinliyor. Bırakın da, Saadet Partisi’nin 2 milletvekiline arada bir verilen 5’er dakikalık konuşma haklarını rahatça kullansınlar. Meclis’e Saadet Partili 2 milletvekili girdi, diye “tüzük değişikliği”ne gitmek hiç de “şık” olmamış; Meclis grubu olmayan milletvekillerinin konuşmaları kısıtlanmıştır.
Cihangir Bey’in konuşması, 16 senedir doğru çözümleri sunan bir partiye “Türkiye barajı, TV’lerde ambargo, seçim yardımı yapılmaması” gibi hiçbir vicdan sahibinin kabul edemeyeceği haksızlıklara karşı tepkidir.
GİZLİ BİR ŞEY KALMASIN
CİHANGİR İslam’a “FETÖ’cülük” yakıştırması yapanlar hangi suçlarını örtmeyi amaçlıyorlar? Çünkü Milli Görüş, önde gelen siyasi partiler içinde “FETÖ’cülüğe bulaşmamış” tek siyasi harekettir. Olayları birlikte yaşadığımız için, kamuoyu bunu çok iyi bilmektedir.
Saadet Partisi Konya Milletvekili Abdülkadir Karaduman bu gerçeği şöyle anlattı: “FETÖ’nün siyasi ayağının araştırılmasını yüreği yetmeyenlerin kendi günahlarını temizlemek maksadıyla, FETÖ’nün yanından bile geçmemiş insanları FETÖ’cülükle suçlaması en basit ifadesiyle ahlaksızlıktır.”
5.5 senedir FETÖ’yü konuşuyoruz. Biz, Gülen’cilerin nasıl itibarlılaştırıldığını, dokunulmaz insanlar muamelesi yapıldığını, devlet görevlerinde “referans durumuna getirildiğini” çok iyi biliyoruz. O dönemde insanların çoğu Gülen’e toz kondurmazken; 15 Temmuz sonrası, Gülenci geçinenler de dâhil, çok kişi “FETÖ uzmanı” kesildi. Bu kaçak güreşme ne zamana kadar devam edecek? Abdülkadir Karaduman “Bunu araştıralım” dediği şu sözlerinde haksız mı:
“Bugün bir şeyler söylenecekse, 15 Temmuz gecesi olaylar başladığında; valizini, çantasını, paralarını toplayıp kaçarken; meydanlarda milletin hâkimiyetini görüp dönen ve miting meydanlarında nutuk atan belediye başkanlarının hesabının verilmesi lazım gelir. Bunun hesabını veremeyenler, ülkeyi parsel parsel bu terör örgütüne peşkeş çekenlerin bizi, yani Saadet Partisi’ni FETÖ’cülükle suçlamaya hiçbir haddi yoktur. Eğer, yüreği yeten varsa FETÖ ile kimin irtibatlı olduğunu hep birlikte oturup araştıralım.”
SORUNU MECLİS ÇÖZSÜN
TÜRKİYE’DE bilinmezlikler artarak sürüyor. FETÖ’nün üstünde küresel role sahip olan sözde papaz, ajan Brunson’ın hukuk kullanılarak salıverilmesi düşündürücüdür. Brunson’ın Türkiye’de anayasal düzeni ortadan kaldırmak istediği yargının “gerekçeli kararı”ylaaçıklanmıştır. Hükümet, aynı günlerde, yargının “Andımız” kararına ateş püskürürcesine “tepki” gösterirken; Brunson kararına karşı niçin “sessiz” kalmıştır?
Önde gelen pek çok AKP yöneticisinin Gülen’i yere göğe sığdıramayan övgü sözleri, birlikte çekilen resimler yıllardır sosyal ağlarda dolaşmaktadır. Medyaya yansımış pek çok itiraf da ortadadır. FETÖ’nün siyasi ve ekonomik ayağının, işbirlikçilerinin teşhir edilmesi zamanı gelmiştir. Türkiye bu işi bitirmeli, geleceğini sağlıklı bir zemine oturtmalıdır.
Cumhurbaşkanı, 07.06.2018 günü CNN, Kanal D ortak yayınında açıkladı: “FETÖ’nün bizim dönemimizde büyüdüğü doğrudur. Biz, bu tür bir ihanet içinde olduğunu hiç düşünmedik.”
Abdüllatif Şener, 2001’de parti kurulurken, Erdoğan’ın ABD’deki Gülen’le görüşmesine Ali İbiş, Ahmet Ergun ve Turan Çömez’in eşlik ettiğini anlattı. (07.06.2018).
Kırıkkale AKP eski Milletvekili Ramazan Can 13.06.2018’de FETÖ’yle işbirliği yaptıklarını itiraf etti: “Siyasette yükselmek için FETÖ’yle işbirliği yaptık. Biz, siyasetçiler olarak bunun hesabını vermek zorundayız.”
Abdülkadir Karaduman soruyor: “FETÖ’nün 15 Temmuz siyasi ayağı ve işbirlikçilerinin teşhir edilmesi kimleri, niçin rahatsız etmektedir?”
Saadet Partisi’nin ne kadar rahat ve şeffaf davrandığı ortada. “Hodri meydan” diyerek konunun milletin “Meclis”ince araştırılıp karara bağlanmasını istiyor. Meclis’e güvenmezsek, kime güveneceğiz? (Milli Gazete)