Uygar Devletler niÇİN Barbardırlar!
Biismihi Teala...
(Bu ayeti aklımızda , ezberimizde tutalım)
Ey iman edenler, sizden olmayanları yakın dost edinmeyin. Onlar size, fenalık yapmaktan geri durmazlar. Sizin, sıkıntıya düşmenizi isterler. Kinleri ağızlarından dökülür. Sinelerinin gizlediği ise daha büyüktür. Eğer sizler, Allahın emir ve yasaklarını, öğüt ve uyarılarını düşünen insanlarsanız, biz size öğüt ve ibret alacağınız âyetlerimizi açıkladık.(Ali imran 118)
Amerika, Sömürgeci bir devlet olarak dünya sahnesine çıktığından beri, sömürgeciliğin eski ve yeni şekli ile Kapitalizmi yaymaya başladı. Zira sömürgecilik bu ideolojiyi yayma metodudur.
Sosyalizmin çöküşü ile Kapitalizm devletlerarası alanda yalnız kaldı. Çünkü şu anda dünyada Kapitalizmin dışında bir başka ideolojiyi taşıyan ve taşıdığı ideolojiye göre devletlerarası siyasetini oturtan, yürüten bir devlet bulunmamaktadır.
(Fransa ,Cezayiri, İşgal etti 1954-1962 arasında gerçekleştirilen Bu süre içinde Fransız işgalciler bir buçuk milyon Cezayirliyi hunharca şehit etmişlerdir.
İsrailin son 50 senede Lübnana, Libyaya, Suriye ye ve Mısıra yapılan saldırılarında dört bin iki yüz müslüman şehit edilmiştir.
Son olarak komünist kızıl Çinlilerin Türkistandaki, soykırımı patlak verdi. Yine binlerce müslümanın kanı bir hiç uğruna alkıtıldı ve akıtılmaya devam ediyor.
Bu son yarım asırda ,10 milyona yakın müslümanı katleden , evlerini başlarına yıkan, camilerini yurtlarını talan eden, kadınlarına kızlarına tecavüz eden , barbar sömürgeci, Zalimlere karşı öncelikle Hangi ruh hali, içindeyiz.? diye tüm müslümanım diyenlere sormak istiyorum.
Bir ikincisi, sözde uygar, özde kan emici bu kapitalist Devletler özellikle Müslüman halklara karşı Niçin Barbar’lar?
Sorduğum her iki soru nun yanıtı da birbiriyle bağlantılıdır aslında.
Kapitalist ideolojisini, gerek gayri müslim halklara, gerekse müslüman halklara dayatıran sömürgeci Devletler, plan ve projelerini sadece maddiyata menfaate dayalı bir düzen için değil aynı zamanda Toplumu veya toplumları ifşa etme, kendi düzenlerinin kölesi haline getirme metodunu pratiğe geçirmişlerdir.
Her ne kadar Barbar Batının bu saldırılarının arkasında, Kapitalist aç gözlülük, ve müslümanların topraklarında var olan servetlere olan düşkünlükleri, bu ülkelerdeki stratejik coğrafyadan faydalanma, batı menşeli mallar için büyük bir pazar olma ve sanayileri için zorunlu olan hammaddelerin temin edilebildiği bir kaynak, yaşam için hayati bir öneme sahip bol miktarda petrollere sahip olması gibi faktörler varsa da Sömürü Devletlerini böylesi bir saldırılara sevk eden asıl faktör bunlar değildir.
Asıl faktör İslâm ümmetinin, bünyesinde batının devletlerarası nüfuzuna ve çıkarlarına hatta ve hatta batının varlığına yönelik tehlikeleri barındırmasıdır. İslâm ümmetinin uykusundan uyanıp kalkınması ve risaletini dünyaya taşımaya başlaması endişesi batıyı korkutmaktadır
Diğer yandan, müslüman halkların kapitalist sisteme ayak uydurmaları,Dünya hayatına temayülleri, onlardan olmayanlarla Dostluk kurmaları, tavizkar tutumları buna en olası sebeplerdir diye düşünüyorum. Tüm bu unsurların, neticesinde, tıpkı yukarıda verdiğim Ayeti kerime de olduğu gibi , Sizden olmayanlar size Fenalık yapmaktan geri durmazlar..ve hiç bir zaman da durmayacaklardır.
Sizi sıkıntıya düşürmek isterler.
Kinleri ağızlarından boşalır.
Sinelerinin gizlediği ise daha büyüktür..
Mekke döneminde , İslamın ilk ortaya çıktığı zamanlarda ,Bir grup müşrik topluluğun, Peygamber efendmize sataşması durumunu Cebrail a.s Resulallaha bildiriyor. Ey Allahın habibi, bir bilsen bu müşriklerin sana ve islama olan kinlerini, onlar seni şuan(evlerine gidip kılıclarını almadan)hemen şuracıkta Gözleri ile boğmak istiyorlar..kalplernin se gizlediği daha büyüktür.”
Son yaşanan soykırıma bakıldığında, Uygurlar, geçmişte Çin ile dostça ilişkiler kurmuş, ticareti geliştirerek,kalabalık şehirler haline gelmiştir. Tarihlerinde iki defa, 1933 ve 1944 yıllında, kendi otonom Cumhuriyetlerini kurmuş olsalarda, Çin, tarfından 1949 da işgal edilmiştir. Uygur halkı, Çin içerisinde kendi geleneklerini, kültürlerini inançlarını yaşayamadıklarını her fırsatta yakınarak dile getirmiş ama bir türlü o istedikleri Bağımsız Devlet hayali ne kavuşamamışlardır.
Diğer bir yandan Bu vahşete, bakıldığında bana KÜRT, masum ve mazlumların kendi coğrafyalarında tutsaklığını esaretini hatırlattı.Gerek, İslami, Gerek sosyal, haklarından mahrum bırakılan üvey evlat muamelesi gören, haklarını aramaya çalıştığında DARBE ler le susturulan mazlum bir halk bugün , Urumçi,de katledilen Uygur Türklerinin halini , mazlumiyetini ,mağduriyetini daha iyi anlıyor.
Doğu Türkistanlılar Kur an okuduklarında dayak yiyor, Kur an öğrenmek istediklerinde hapse giriyor. Daha doğmadan yasaklarla karşılaşıyor, eğer devlet tarafından "fazlalık" olarak addedilirlerse annelerinin karınlarından zorla çıkartılıp öldürülüyor. Kendi dillerini, tarihlerini öğrenme hakları yok. İstedikleri üniversiteye girmek, istedikleri işte çalışmak onlar için hayalden de imkansız. Hayatlarının her aşamasında kimlikleri soruluyor. Suçları bir hak talep etmekse, bunun bedelini fazlasıyla ödüyorlar. Hesapsızca işkence görüyor, hapislerde ölüme terk ediliyorlar.
Sonuç olarak şunu diyebilirim.
Bu tarz Katliamlar hiç bir zaman bitmeyecektir.
Çünkü, Dünya ya zuhur ettiğimiz andan itibaren (Allahın takdiriyle) tarihin her sayfasında , her Habilin karşısında bir Kabil, Her Musanın karşısında bir Firavun, Her İbrahimin karşısında, bir Nemrut, her Muhammedin karşısında bir Ebu cehil, her Rantisinin karşısında bir Şaron , olmuştur ve olmaya devam edecektir.
Vesselam
Tayfun HAK / Hürseda Haber