Hak Yolda Çekilen Çile Kutsaldır
Biismihi Teâlâ
“Ebu Leheb'in iki eli kurusun, kurudu da! Malı ve kazandığı kendisine fayda vermedi. Alevli ateşte yanacaktır. Karısı da odun hamalı olacak! Boynunda sağlam hurma lifinden örülmüş bir ip bulunacaktır.” (Tebbet Suresi)
PKK/BDP doğasının gereğini İslami derneklere, vakıflara ve bu derneklerde hayır işleriyle uğraşan Müslümanlara saldırmaktan geri durmuyor…
Halkına yıllardır işkence ve zülüm eden, kendi milletine bile eza edecek kadar kör olan, kalpleri kin, öfke, nefretle yoğrulmuş, bu nedenle hain saldırılarla mazlum insanları öldürerek, İslam’a olan teveccühü kırmak ve yeni provokasyon yaratmak için düğmeye basan PKK/BDP üyeleri, bu son yaptıkları çirkeflikle, ne kadar zavallı durumda olduklarını gözler önüne serdi…
BDP sempatizanlarının, İslam’a ve Müslümanlara olan tahammülsüzlükleri, son zamanlarda sınırını iyice aşmışa benziyor.
“Sivil itaatsizlik” dediler, Allah’a itaatsizliği amaçladılar… Camileri hedef aldılar... Halkın Müslüman olduğu bir coğrafyada, insanları tehdit ederek onları camiden men etmeleri, Camiyi boykot edip, kendi çadırlarında Cuma namazını kılmaları, camilere karşı adeta bir savaş başlatmış olduklarını göstermektedir.
Açıkça görülüyor ki, İslam’ın Bölgedeki yükselişi ve halkın İslam’a teveccühünün getirdiği 'hazımsızlık' onları şekilden şekil sokuyor.
Zira İslam’a ve İslam’ın değerlerine sıkı sıkıya bağlı olan bölge halkı, bu güruhun tehditlerine baskılarına aldırmayıp 'Peygamber Sevdalıları'nın safları arasında yer almış, hep bir ağızdan 'Can u mal u ewladé me jıtere fedayé ya Resulullah' (Canımız malımız evladımız sana feda olsun ya Resulullah) diyerek, kendini feda etmeye layık yegane şahsiyetin, Resulullah olduğunu cümle âleme göstermiştir.
Yüksekova ilçesindeki Mustazaf Der Şubesine silahla saldıran PKK yandaşları, Tunceli kırsalında öldürülen 7 gerillanın intikamını, İslami bir derneğin Başkan yardımcısından nasıl alabiliyor veneye dayanarak İslami bir derneği ateşe vermeye cesaret edebiliyor? Emniyet güçlerinin olaylara seyirci kalması, akıllara “Emniyet bu provokasyonlara ortak mıdır?” sorusunu getiriyor.
Polisin, eylemcilere müdahale etmemesi, göstericilerin defalarca dernek binasına taş ve molotofla saldırmaları, dernek binasında mahsur kalan dernek üyelerinin, kendi imkânlarıyla eylemcilere karşılık vermesi, Türkiye de hukukun, emniyetin, asayişin hangi aşamada olduğunu gösteriyor.
Provokatör diye hedef tahtasına konulması gerekenler, saldırganlardan önce bu olaylara seyirci kalan güvenlik güçleridir…
İslam’ın önlenemez yükselişi devam edecektir… Bu yükselişe tahammül edemeyenler de kendi adetlerinden dönecek değildir. Çünküonların''kinleri ağızlarından taşmaktadır, kalplerinin gizledikleriyse daha büyüktür''
Haramzadeler ve zalimler hakikatleri göremezler, hakikatleri söyleyemezler. Kendi günahlarını örtmek, kendi kirli işlerini kamufle etmek için namuslu ve şerefli insanlara çamur atarlar. Ama güneşin üflemekle sönmediği gibi doğu halkının İslam’a bağlanma ve Hz. Peygamber’in sünnetiyle hayat bulma sevdası, sönmeyecektir…
Hayatını İslam yoluna vakfeden Ubeydullah kardeşimizin şehadeti mübarek olsun...
(Hürseda Haber)