Türkiye'nin Felâket Bilânçosu...
Paris’te infaz edilen üç PKK’yı kadının ve peşinden Birand’ın cenâzesi, Rasmussen’in ifâdesiyle butonu NATO’nun elinde olacak Patriot füzelerinin Türkiye’ye konuşlandırılması ve “İmralı süreci” gibi bağlantılı iç ve dış hararetli gündemin karmaşasında birçok önemli konu gündemden kaçıyor, kaçırılıyor.
Bunlardan biri de toplumu tahrip eden dizi filmler gibi, uyuşturucu ve içki iptilası.
Son on yıllık dönemde uyuşturucu kullanımının kat kat artıp yaygınlaştığı, içki tüketiminin yüzde 133 arttığı, resmî raporlarla ortaya konuldu. Ahlâkî aşınmanın vahim boyutlara ulaştığı, çılgınlığın, serkeşliğin, sarhoşluğun, tâcizin arenasına dönüştürülen eğlence ve sefâhet sektörünün palazlandığı, araştırmalarla tesbit edildi.
2006’dan bu yana her yıl rapor yayınlayan Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Madde İzleme Merkezi’nin (TUBİM) verileriyle, Türkiye’de uyuşturucu-uyarıcı madde kullananların, alkol bağımlılarının sayısı her geçen gün ürkütücü bir biçimde artıyor. Güvenlik birimlerinin “kaçakçılık operasyonları raporu”nda, uyuşturucu madde kaçakçılığının yüzde 25 arttığına ve sadece uyuşturucudan son beş yılda 66 bini aşkın kişinin gözaltına dair tesbitleri, dehşet durumu ele veriyor.
RESMÎ RAPORLAR VE ARAŞTIRMALAR
Dünya Uyuşturucu Raporu’na göre, Türkiye’de uyuşturucu kullanımında yaş sınırı her geçen gün düşüyor. Okullarda “alarm zilleri” çalıyor. Kötü madde bağımlılığı, içki ve alkol tüketimi ilkokul seviyesine kadar inip sosyal bir âfete dönüşmüş.
Yeşilay ve Tüketiciler Birliği araştırmalarına göre, Türkiye`de alkole başlama yaşı 11`e kadar inmiş. İlköğretimde hayatı boyunca en az bir kez alkol kullananların oranı da yüzde 15`in üzerinde.
Ortaöğretimde alkol kullanımı yüzde 50 düzeyinde çıkarken, üniversiteliler arasında alkol kullanma sıklığı yüzde 50`leri aşmış.
Hal böyle iken, daha önce umuma açık içkili yerlerin okullara uzaklığı 200 metreden 100 metreye indirilip, turizmi teşvik kapsamında olan yerlerde mesafe şartı aranmayacağı hükme bağlandı (Türkiye, 4.4.2004). Sonra “AKP alkolü yasaklıyor” manşetleri atılırken, “alkol tüketiminin altı yılda iki kattan fazla arttığı gerçeği ortaya çıktı. (Zaman, 30.1.2011)
En son bir kısım medya ve malûm mahfillerin dile dolamasına karşılık, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumunun (TAPDK) çıkardığı “içki yönetmeliği”nin içki satışını etkin olarak yasaklamadığı, bizzat siyasî iktidarca itiraf edildi. İçki satışına sınırlama konusuyla ilgili tartışmalar devam ederken TAPDK verileri ile son 7 yılda içki tüketiminin 1 milyar 396 milyon litre arttığı açıklandı. Yeni yönetmelikte de, “18 yaşını doldurmuş her kişinin istediği zaman istediği kadar alkollü içki satın alabileceği ve tüketebileceği” teminatıyla “içki yasağı” da lâfta kaldı.
TUBİM’in resmî ve özel kurum ve kuruluşlardan temin ettiği verilerle hazırlanan “Türkiye Uyuşturucu Raporu” ise madde kullanma oranlarındaki felâket bilânçoyu ortaya koyuyor.
Yine TUBİM’in toplam 8045 kişiye ulaşılan ve cevaplanma oranı yüzde 43,9 olarak hesaplanan anketinde, katılımcıların yüzde 51,8’inin sigara, puro, pipo, nargile vb. bir tütün ürününü, yüzde 28’inin alkollü içecekleri denediği açıklaması, topluma musallat olmuş belânın bir diğer korkunç ifadesi.
Diğer yandan, Türkiye genelinde 2010′da 31, 2009′da 25 ton esrar ele geçirilirken, 2011’de bir önceki yıla oranla yüzde 50.4′lük bir artışla 46 ton 918 kilogram esrar ele geçirilmesi de düşündürücü. Son beş yılda ele geçirilen esrar miktarının yüzde 249 oranında yükselmesi; diğer kötü maddelerde de oranların kat kat artması, gençliğe ve topluma yönelik tehdidi ortaya koyuyor. (www.topakev.be)
ÂCİL TEDBİR ŞART
Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından Mart 2012’de açıklanan ‘Türkiye Uyuşturucu Raporunda 2011’de Türkiye genelinde toplam 81 bin 960 uyuşturucu olayı meydana geldiğine dikkat çekilerek, bu bağlamda 126 bin 99 şüphelinin yakalandığının bildirilmesi ve “problemli madde” kullanma sayısının 17 bini aşması, bir diğer felâket rakamı.
Keza AA’nın haberine göre, Haziran 2012’de Türkiye’de yapılan uyuşturucu araştırmasında çıkan çarpıcı sonuçlar da Türkiye’de uyuşturucu kullanımı ve bağımlılığında s.o.s. işâretleri veriyor. Uyuşturucuda en düşük başlama yaşının 12’ye inmesi ve diğer yandan en büyük başlama yaşının 66’ya çıkması, vaziyeti deşifre ediyor. Türkiye’de geçen yıl uyuşturucu kaçakçılarına yönelik 18 bin 24 operasyonda 6 ton 412 kg eroin, 46 ton 918 kgm esrar, 106 kg afyon ve 589 kg kokain ele geçirilmesi, fecaati gösteren diğer göstergeler.
TUBİM’in Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi’nin kriterlerine göre AB üyesi 27 ülkeyle birlikte hazırladığı “2012 uyuşturucu raporu”nu değerlendiren Prof. Dr. Halil İbrahim Bahar’ın nazara verdiği verilerle, 2011 yılında 260’ı dolaylı, 105’i doğrudan olmak üzere toplam 365 kişinin madde bağlantılı olarak ölmesi, mânevî ve ahlâkî bunalımı açığa çıkarıyor. (hibahar@ankarastrateji.org , 27.12.12)
İnanç boşluğu ve mânevî zâfiyetin üfunetli ortamından türeyen uyuşturucu ve içki belâsı, çeşit çeşit maddî hastalıklara, travmatik fâcialara, hunharca cinâyetlere, felâketlere, âilelerin parçalanmasına ve toplumun darbelenip dağılmasına, hapishanelerin dolmasına sebebiyet vermiş.
Bu felâket bilânçosuna karşı, âcilen bu ahlâkî ve kültürel tahribatla mücadele edilmesi, maddî ve mânevî tedbirlerin, yasal önlemlerin alınması gerekiyor…
(Yeni Asya)