Özgüvenimiz saldırı altında
Daha önce bu sütunlarda defalarca yazdık: Maalesef bizde televizyon kanallarında, gazeteler gibi medya organlarında haberler izlenecek durumda değildir. Kendim bile televizyonda haberleri takip etmeye tahammül edemiyor, hemen başka bir kanala geçiyorum. Nerede bir cinayet, kavga, aldatma ve özellikle taciz, çocuk istismarı gibi facialar varsa uzun uzun üstelik abartarak yayınlamaktalar. Sanırsınız ki bu ülkede her şey kötüye gidiyor, güzel şeyler olmuyor. Haberleri izledikçe içiniz kararıyor, neşeniz kaçıyor.
Bazı ebeveynler bilhassa anneler televizyonda uzun uzadıya verilen taciz olayını veya çocuk kaçırma hadisesini izleyince kendi evlatlarının üzerine daha bir düşerler, evhama kapılırlar. Çocuğa da sürekli olumsuz ve karamsar mesajlar verirler: “Aman dikkat et, bak görüyorsun çocukları kaçırıyorlar, taciz ediyorlar.”
Veya evladının dışarı tek başına çıkmasını istemez, “Ortalık tehlikeli” derler.
Çocuk ise korku ve endişe içine girer, her an ‘kötü amcaların’ kendine kötülük edeceklerini sanırlar. Giderek kendine güveni azalır, içe kapanır, mutsuz olurlar.
Sadece ebeveynler değil her insanımız bu tip haberlerden menfi etkilenir. Ülke adına karamsarlaşır, yığın ve bitkin hale gelirler.
Gazetelerde Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal’ın sözlerini okuyunca bunlar aklıma geldi. Şimdi birilerinin milletin itibarına saldırdığına dikkati çekiyor ve şöyle devam ediyor Sayın Ünal; “Ana haber programlarını 30 dakika izleyin, zannedersiniz ki bu millet hırsızlıktan, tacizden, çocuk istismarından, çirkin işlerden başka sanki hiçbir şey yapmıyor gibi yarım saat içerisinde ne hale gelirsiniz? Kendinizden ve milletinizden nefret eder hale gelirsiniz. Peki, niye yapıyorlar bunu? Uyuyan dev uyandı şimdi onun öz güvenine saldırıyorlar. Onun erdemlerine, onun ferasetine, onun cesaretine saldırıyorlar. Biz bunun farkındayız. Bunun farkında olacağız. Sakın ola ki bu kahraman milletle ilgili asla bir şek ve şüphe oluşmasına müsaade etmeyin” diye konuşmuş.
Sayın Mahir Ünal’a hak veriyor, medyayı sorumluluğa davet ediyoruz. İnsanımızın içini karatmaya kimsenin hakkı yoktur. (Milat)