Hep Beraber Sabredelim... Ama Nasıl?
"Sabrederk ve namaz kılarak (Allah'tan) yardım dileyin. Şüphesiz namaz, Allah'a derinden saygı duyanlardan başkasına ağır gelir." (Bakara:45)
"Ey iman edenler! Sabredin. Sabır yarışında düşmanlarınızı geçin. (Cihad için) hazırlıklı ve uyanık olun ve Allah'a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz." (Al-i İmran:200)
Kur'an-ı Kerim'de, Ümmetin Önderi Hz.Muhammed(sav)'in hadislerinde ve gerek diğer İslam Önderlerinin hikmetli sözlerinde sabır ile ilgili çok ciddi tavsiye ve emirleri görebiliriz.
Peki, sabırda kastedilen şey durup beklemek midir?
Tam tersine sabır evresi durup beklemek değildir. Çok hızlı, ciddi, kapsayıcı ve İslami Davanın lehine olacak şekilde Hikmet çerçevesi içerisinde durmadan çalışmaktır. Sabrın odak noktası ise Alla(cc)'a olan yakınlığın arttırılmasıdır. Eğer herşey O'nun adına ve hatırına yapılıyorsa o zaman biz Müslümanların birinci çabası Allah(cc)'a yakınlaşmak olmalıdır. Bu birinci adımda her Müslümanın gayret göstereceği konusunda asla şüphem yoktur. Çünkü hepimizin gayesi Allah(cc)'a yakınlıktır ve O'nun rızasıdır.
Asıl mesele toplumsal yaşamdaki sabırda ne yapmamız gerektiğidir. Dedik ya sabır beklemek değildir. O zaman sabır harekete geç! demek ise durmayalım ve hep beraber harekete geçelim.
Bulunduğumuz yerde birileri İslam'a ve Müslümanlara zarar veriyorsa ve bizim de elimizle karşılık verme şansımız yok ise mutlaka başka yollar aramalıyız. Dedik ya sabır beklemek değildir, harekete geçmektir. Ama hikmet çerçevesinde... Son zamanlarda Türkiye'nin doğusunda İslam'a ve Müslümanlara çok ciddi derecede düşmanlıklar yapılıyor ve zararlar veriliyor. Müslümanlar saldırıya uğruyorlar ve insanların gözü önünde katlediliyorlar.
Sabır, bu düşmanların kara yüzlerini Bölge ve Ülke halkına göstermektir.
Sabır, kalemiyle ve diliyle medyaya çıkıp hakikatleri hiç korkmadan haykırmaktır.
Sabır, yorulmak nedir bilmeden, bütün herkese gidip bu zulümleri anlatmaktır.
Sabır, okumaktır. Yazan kalemi güçlendirmektir. Dili ve düşünceyi geliştirmektir.
Sabır, Dava’yı canından aziz bilip herşeyi feda etmektir.
Sabır, İslam düşmanlarının korkulu rüyası olan Tebliğ çalışmalarını kat be kat arttırmaktır.
Sabır, düşmanları İslami çalışmaların kalesine hapsetmektir. Öyle bir hapis ki, her nefes alış verişlerinde İslami çalışmaları görecekler ve kinlerinden kudurup kendilerini kemirecekler.
Sabır, bilinçlenmek ve bilinçlendirmektir.
Sabır, okunan kitap sayfasını arttırmak, İslamı anlattığımız insan sayısını arttırmaktır.
Sabır, Kur'an-ı Kerim'i daha fazla okumak, gece namazlarına kalkmak ve nafile ibadetlere daha fazla sarılmaktır.
Sabır, insanların hidayeti için dua etmektir.
Sabır, kardeşliği pekiştirmektir.
Ne dersiniz? Sabır deyip bekleyecek miyiz? Yoksa sabırdaki o gizemli olan manayı, yani harekete geçmeyi mi tercih edeceğiz.
O zaman, haydi hep beraber sabr edelim. Ve Kur'an-ı Kerim'in dediği gibi bu sabrı da birbirimize tavsiye edelim...
Allah(cc)'a emanet olunuz.
(Gap Urfa)
(Gap Urfa)