AK Parti Diyarbakır'da ikinci vekili çıkarır mı?
7 Haziran’da Diyarbakır’da tam bir hezimete uğrayan AK Parti'nin, bu seçimde ikinci bir vekili çıkarma umudunu HÜDA PAR’dan gelebilecek oylarla, amca Ensarioğlu ile Haşim Haşimi’nin partiden götürebileceği oylara bağladığı belirtiliyor.
Al Jazeera'dan Gonca Şenay'in hazırladığı ve içerisinde önemli bilgilerin yer aldığı haberi sizlerle paylaşıyoruz:
"İstanbul nasıl tüm Türkiye için seçimin barometresiyse, Diyarbakır da Doğu ve Güneydoğu Anadolu için öyle. Bölgenin kalbi olarak nitelenen Diyarbakır’da kim kazanırsa bölgedeki seçim yarışını da o önde bitiriyor.
HDP çizgisindeki Kürt siyasi hareketinin seçimlere bağımsız girdiği 2011 seçimlerinde, bağımsızlar şehirde oyların yüzde 58’ini, AK Parti ise oyların yüzde 32’sini aldı. Hatip Dicle’nin milletvekilliğinin Yüksek Seçim Kurulu tarafından iptal edilmesinden sonra bu oy oranları ile AK Parti 6, HDP 5 vekil çıkarabildi.
7 Haziran seçimlerinde ise bu tablo çarpıcı bir şekilde değişti. Seçime parti olarak giren HDP’nin aldığı oy sayısı 640 bine, oy oranı yüzde 79’a çıktı. AK Parti’nin oy oranı ise yüzde 18 oranında geriledi ve yüzde 14 oldu. Bu oran partinin 118 bin oy kaybederek aldığı 122 bin oyun karşılığı. Bu oy oranları ile HDP 10 milletvekilliği AK Parti ise sadece bir vekillik alabildi. Şehirde CHP’nin de MHP’nin de sadece 10’ar bin oyları var.
HÜDA PAR'ın oy oranı önemli
7 Haziran’da şehirde milletvekili seçilecek kadar olmasa da önemli bir oy alan isim ise HÜDA-PAR’ın desteklediği bağımsız aday, partinin Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu’ydu. Yapıcıoğlu, seçimden 27 bin 887 oyla çıktı.
AKP listesi işadamı ağırlıklı
1 Kasım seçimlerine girerken AK Parti bölgenin bir çok ilinde yaptığı gibi Diyarbakır’da da aday listesini tamamen değiştirdi. 7 Haziran’da listenin ilk sırasında yer alan ve şehirden tek milletvekili seçilen Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, daha önce vekilliğini yaptığı Bingöl’e kaydırıldı. Yerine listenin birinci sırasına 2011 seçimlerinde vekil seçilen ancak 7 Haziran’da aday gösterilmeyen Galip Ensarioğlu getirildi.
Bir dönem Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı yapan Ensarioğlu’ndan sonra listede yer alan isim Diyarbakır Ticaret Borsası’nın Başkanlığı’nı yapan Ebubekir Bal. Üçüncü sırada yine bir işadamı Abdullah Atik, dördüncü sırada ise avukat Beran Çelik yer alıyor. Çelik’in ailesinin de hayvancılık ve besicilik sektörlerinde faaliyet gösteren aile şirketleri bulunuyor.
Listesinde yer verdiği 11 kişiden 10’unu vekil seçtiren HDP ise birinci sırasında İmralı heyeti üyesi İdris Baluken’in yer aldığı aday listesini değiştirmedi.
HÜDA PAR'ın tavrı vekil sayısını değiştirir
1 Kasım seçim sonuçlarını etkileyebilecek önemli hamlelerden biri ise bir adaydan değil aday olmayan bir isimden geldi. 7 Haziran’da bağımsız olarak yarışa giren HÜDA-PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, parti kararı doğrultusunda bu seçimde aday olmadı. AK Parti 1 Kasım’da eğer 5 bine yakın oy daha alabilirse ikinci milletvekilini çıkarabilir. Şehirde HÜDA-PAR oylarının AK Parti’ye gideceği izlenimi hakim. Bu durumda HDP 10’uncu milletvekilliğini kaybediyor. Ancak bunu yapabilmesi için AK Parti’nin hiç oy kaybetmemesi gerekiyor. Fakat bu noktada da bağımsız adayların etkisi devreye giriyor. Daha önce her ikisi de AK Parti’den aday olan bu isimlerin oylarını da bu partinin tabanından alacağı hesaplanıyor. Bağımsız adaylardan biri AK Parti’nin adayı Galip Ensarioğlu’nun amcası Salim Ensarioğlu. Diğer bağımsız aday ise uzun süredir AK Parti çizgisinde siyaset yapan Haşim Haşimi. Her ikisi de AKP listelerinde kendilerine yer bulamayınca bağımsız aday oldular. Her iki ismin de seçilmek için 60 binin üzerinde oy alması gerekiyor. Seçilecek oy oranına ulaşamasalar bile bağımsız adayların AK Parti tabanından ne kadar oy alacakları, vekil dağılımının belirlenmesinde etkili olacak.
Şehirde gündem seçim değil çatışma
Şehrin nabzını tutmak için gittiğimiz Diyarbakır’da Türkiye’nin bir çok ilinde olduğu gibi seçim atmosferi yok denecek kadar az. Bunda tüm ülkede etkili olan üst üste ikinci kez seçime gidiliyor olmasının yarattığı "bezginlik"ten çok, seçim sonrası girilen çatışmalı ortam kat kat daha fazla etkili. Üstelik bu dönemin Diyarbakır için farkı, çatışmaların şehir merkezine taşınmış olması. Şehrin ticari olarak en hareketli bölgelerinden biri olan Sur mahallesinin aşağı sokaklarında kazılan hendekler, ilan edilen sokağa çıkma yasağı ve güvenlik güçleri ile YDG-H’liler arasında yaşanan çatışmalar, Diyarbakırlılar için büyük bir kırılma noktası olmuş. Can güvenliklerinin tehlikeye atılması ve esnafın günlerce işyerlerini açamayacak noktaya gelmesi, bu kırılmanın iki önemli nedeni.
Çatışmalar nedeniyle Diyarbakır'da özellikle akşam saatlerinde sokaklar durgun.
Sokağa çıkma yasağı olmasa bile olay çıkarsa endişesi ile Diyarbakır’da hava kararır kararmaz sokakta kimse kalmıyor, esnaf da aynı endişe ile saat 17.00-18.00 sıralarında işyerini kapatıyor. Bu atmosferde zaten şehirde seçim kampanyası da, klasik bir seçim kampanyası gibi şehrin ihtiyaçları, işsizlik gibi problemleri üzerinden yürümüyor. Çözüm süreci, barış, çatışmalar, iki partinin de kampanyasının aslî unsurları. Diyarbakır sokaklarında “7 Haziran’da bu yana yaşananlar sandıkta tercihinizi nasıl etkiler?” sorusuna farklı yanıtlar var.
Genel hava, AK Parti’nin ikinci vekili çıkarabilecek kadar oy oranını artırmasının kuvvetli bir ihtimal olduğu yönünde. Diyarbakır seçmeni çatışmaların başlaması, Ankara’daki patlama ve Şırnak’ta cenazenin bir polis aracı arkasında sürüklenmesi gibi olaylardan dolayı 7 Haziran’a kıyasla AK Parti’ye daha kızgın. Ancak bu seçimde farklı olan, seçmenin belirgin bir şekilde ve çoğunlukla da gizlemeden HDP’ye de kırgın olduğunu dile getirmesi. Bunun en önemli nedeni çatışmaların şehir merkezine taşınması.
"İki parti de bize yaramadı"
Diyarbakır’ın tarihi Ulucami’sinin hemen arkasındaki kapalı çarşının içinde bir çay ocağındayız. “Gazeteciyiz, seçimle ilgili bir iki soru sorabilir miyiz?” diye kapı önündeki masalardan birine yaklaşıyoruz. Masada oturanlardan biri Zeki Hatipoğlu, masadakiler “Hocamız bilir” diye bizi kendisine yönlendiriyor. Hatipoğlu, seçimle çok alâkası olmadığını söylese de son derece politize bir şehir olan Diyarbakır’da aslında bu çok da mümkün değil. Hatipoğlu’na göre 1 Kasım’da AK Parti oylarını artırabilir, “Bu bölgenin insanı ideolojik oy kullanır. Ben bu seçimlerde bir önceki seçime göre AK Parti’nin biraz daha fazla oy alabileceğini düşünüyorum. İkinci milletvekilini çıkarabilir. Listesi geçen seçime göre daha iyi.”
Mehmet Ali Ok ve Zeki Hatipoğlu ile kapalıçarşıda bir çay ocağında konuştuk.
Hemen yanında oturan Mehmet Ali Ok ise farklı düşünüyor. “7 Haziran’dan sonra ne değişti?” sorusuna, “Ölümden, işkenceden başka değişen bir şey olmadı. Olayların sorumlusunun AKP olduğu söyleniyor. Ben adayların geçen dönemki kadar kaliteli olduğuna inanmıyorum. Devşirme adaylar da var. HÜDA-PAR’ın bir kesimi AKP’ye oy veriyor ama bence olaylardan sonra AKP’nin buradan iki milletvekili çıkarması zor” yanıtını veriyor.
O olaylardan en çok etkilenenlerden biri kapalı çarşıda esnaf, Şahabettin Oğur.
Harput, "Bizim parti de bize yardımcı olmadı" dedi.
Oğur, “Biz Suriçi olarak çok etkilendik, çok zarara uğradık. Açmadığımız gün açtığımız günden daha iyi. Kimse uğramıyor dükkâna” diyor. Oğur, yaşadıklarından dolayı her iki partiye de tepkisini dile getirmekten çekinmiyor:
“AKP’ye tepki var. Bence ancak 1 milletvekili çıkarabilir. AKP’ye tepki var ama bizim parti de bize yardımcı olmadı. Her taraf ziyan. İşyerine diye geliyoruz, 'Suriçi yasak' diyorlar. Halk olarak her iki taraf da bize yaramadı. Acı çekiyoruz. Bir hanımefendi belediye başkanı oldu, bir gün yüzünü görmüyoruz. Ancak televizyonlara çıkıyor. Zaten 13 senedir biz bir belediye hizmeti görmedik burada.”
Başka bir semtte bir kahvede konuştuğumuz İbrahim İşlek ise AK Parti’nin 13 yıldır “Kürtlerin sırtına binerek iktidar olduğunu” savunuyor. “Barış süreci diye bir şey kalmadı. Kürtlere tekrar savaşı dayattılar” diyen İşlek de AK Parti’ye tepkisine rağmen şehirde HDP’ye yönelik kırgınlık olduğunu kabul ediyor, “Kırgınlık var ama bu halk AKP’ye oy verecek anlamına gelmiyor. Belki sandığa gitmez” diyor.
HDP’ye kırgınlık
1 Kasım seçimleri için yeni olan faktör bu; Diyarbakır’da seçmenin “HDP’ye kırgınlığı”. HDP bu kırgınlığın farkında. Al Jazeera’nin Diyarbakır otogarında seçim çalışması yaptığı sırada görüştüğü isim partinin 10’uncu sıradaki adayı Edib Berk, “Kırgınlık var, yakınma var. Ama bunun sandığa yansıyacağını zannetmiyorum. Biz bunu kendi içimizde hallederiz. Bunu dikkate alırız, telafi ederiz, konuşuruz, bir şekilde oluşan hasarları gideririz” diyor.
Edib Berk, otogardaki seçim çalışmasını sürdürürken Al Jazeera'nin sorularını yanıtladı.
Berk, HDP listesinde yeri en kritik olan isim. Çünkü vekil sayısını artırmayı hedefleyen AK Parti eğer oylarını artırabilirse ilk olarak ikinci vekilliği çıkaracak, yani Edib Berk’e düşen vekilliği alacak. Ancak Berk bunun çok da kolay olmadığını düşünüyor. 7 Haziran’da 10’uncu sırada yer aldığı için seçilmesine şaşırdığını anlatan Berk, bu seçimde ise 11’inci vekilliği hedeflediklerini söylüyor. Çünkü Berk’e göre AK Parti’nin bu listesi “Tamamen tüccarlardan oluşuyor ve daha kötü.”
HDP listesinin birinci sırasında yer alan isim ise son dönem partinin en önemli isimlerinden biri olan, İmralı heyeti üyesi İdris Baluken, bölgede 90’lı yılları aşan bir devlet terörü olduğunu belirtti.
Baluken, “HDP’ye kırgınlık sandığa yansır mı?” sorusuna şu sözlerle yanıt verdi:
“Bu öz yönetim ilanlarının modelleri ile ilgili, orada gençlerin yapmış olduğu bazı uygulamalara dönük tepkiler var. Bunlar bize de yansıyor. Biz HDP olarak öz yönetim talebinin ve demokratik özerklik çözümünün tüm Türkiye’nin projesi olması gerektiğini uzun süredir savunuyoruz. Ancak yerelde öz yönetim ve demokratik özerkliğin sadece hendeklerle, silahlı bir takım yöntemlerle gündemleşmiş olmasını tasvip etmediğimizi daha önce de söylemiştik. Öz yönetim ve demokratik özerkliğin 9 ana başlık altında yapılacak çalışmalarla şekillenmesi gerektiğini, sonra bunun siyasal olarak devlet tarafından kabulü ile ilgili siyasi bir programın gündemleşmesi gerektiğini söylemiştik. Bu tarz çalışmalar çok tüketilmeden, siyasi parti ve STK’lardan bağımsız olarak devletin baskılarına karşı ortaya koyduğu öz savunma refleksi ortaya çıktı. Kendilerini ve buradaki halkı koruma duygusu daha çok öne çıktı ama somut bir çalışma ortaya çıkmadığı için halkın bu öz yönetim modeli ile ilgili bazı kuşkuları ortaya çıkmış durumda. Bunu halkın bir eleştirisi olarak değerlendiriyoruz. Sandığa yansıması ya da başka bir partiye oy verme olarak yansıması söz konusu bile olamaz. HDP bu süreçte sivil katliamları önlemek için büyük çaba gösterdi, göstermese sonuç çok daha ağır olurdu.”
AK Parti seçmenini geri kazanmak istiyor
Diyarbakır seçmeni HDP’ye kırgın ama AKP’ye de kızgın. AK Parti’nin Diyarbakır’da seçim işleri ile ilgili çalışmalarını yürüten il yönetim kurulu üyesi Mehmet İhsan Aytekin, 1 Kasım’dan 7 Haziran’dan önceki oylarını da artıracaklarını söyledi.
“4-5 vekil bekliyoruz, bunun için çalışıyoruz. Biz 5 vekili alırsak HDP baraj altında kalır, biz de o zaman tüm vekillikleri alırız” diye konuşan Aytekin, HÜDA-PAR’ın AK Parti’ye desteği ile ilgili soruya ise, “Onların belli bir kitlesi var, kime oy verir bilemiyoruz. Onların takdirinde olan bir durum” yanıtını vermekle yetindi.
AK Parti cephesinden ulaştığımız bir diğer isim ise partinin ikinci sıradaki adayı Ebubekir Bal.
AK Parti oylarını artırabilirse Bal'ın vekil seçilme ihtimali kuvvetli.]
“7 Haziran’ı tersine çevireceğiz. Seçim çalışmalarında bunu çok net görüyoruz. Biz eski oyumuzu alma peşindeyiz. Hedefimiz 252 bin oya ulaşmak. Bizim hedefimiz en az 4 milletvekili çıkarmak. Kendi seçmenimizi geri getirmek istiyoruz.” diyor. Seçmenin bölgede yaşanan olaylardan dolayı partisine küskünlüğü olduğunu söyleyen Ebubekir Bal, “Tek hedefimiz kendi seçmen kitlemizi yeniden kazanmak. Bütün insanlar huzur ve barışı istiyor. Şu anda ekonomi ile ilgili tek bir soru ile karşılaşmıyoruz. Asıl olarak süreç ile ilgili sorularla karşılaşıyoruz” diye konuşuyor.
Bağımsızlar ne diyor?
AK Parti’nin Ebubekir Bal’ı Meclis’e milletvekili olarak sokup sokamayacağını belirleyecek olan faktörlerden biri de bağımsız adayların alacağı oy oranı. O adaylardan Salim Ensarioğlu, kendisinden emin.
Salim Ensarioğlu yeğeni Galip Ensarioğlu ile yarışıyor.
Ensarioğlu, şehirde iki partiye tepki olduğunu, bunun kendisinin şansını artırdığını söyledi. Diyarbakır’daki seçim ofisinde Al Jazeera’ye konuşan Ensarioğlu, zaman sıkıntısı nedeniyle herkese ulaşmakta sıkıntı çektiğini belirtti. Salim Ensarioğlu’na göre AK Parti’nin listesinin ilk sırasında yer alan yeğeni Galip Ensarioğlu’nun seçilemeyebilir.
Bir diğer bağımsız aday ise Haşim Haşimi. O da 7 Haziran seçimlerinde AK Parti listesinden seçime girmiş ancak seçilememişti. Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi ile yakınlığı ile bilinen Haşimi bu seçimde seçmenin sandığa gitmeyerek siyasilere tepkisini ortaya koymasını bekliyor.
Haşimi, Al Jazeera'nin sorularını seçim bürosunda yanıtladı.
Haşimi, “Bir rüzgar estirebilirsek tabloyu değiştirebiliriz ama imkanlarımız yok çünkü medya bize yüz vermiyor. Benim yaptığım bir duruştur. Geçen seçim sonuçlarını konjonktür belirledi. Kriz Roboski ile başladı, Kobani ile devam etti sonra Dolmabahçe görüşmeleri ve son olarak HDP mitinginde patlayan bomba her şeyi alıp götürdü. 7 Haziran listesinde 11 tane başbakan olsa sonuç değişmezdi. Bizim burada bir hatamız yok” dedi. AK Parti’nin 2002’den sonra iyi adımlar attığını ama sonunu getiremediğini belirten Haşimi, topluma “Hür irade, sağduyu ve temsil” önerdiğini söyledi.
"Esnaf hayal kırıklığına uğradı"
Şehirdeki atmosferi değerlendirmesi için kapısını çaldığımız bir diğer isim şehrin nabzını en iyi tutan isimlerden biri, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ahmet Sayar.
Sayar'a göre esnaf 7 Haziran sonrasında çatışmaların başlamasıyla hayal kırıklığına uğradı.
Çatışmalı sürecin seçim atmosferinin önüne geçtiğini ifade eden Sayar, seçim sonrası ile ilgili merak edilenin, sürecin akıbeti olduğunu söyledi:
“Katılım oranının bir önceki seçimde olduğu kadar yüksek olmayacağı kanaatindeyim. İki partiye yönelik kırgınlıkla bir kesimin sandığa gitmeyebileceği kanaatindeyiz. Ama bunun seçim sonuçlarına etki edebileceğini düşünmüyoruz. En fazla barışı isteyen, olaylardan en fazla etkilenen esnaf, sanatkar, tüccardır. Şu anda esnafta da bir hayal kırıklığı var. Çünkü süreçle beraber esnafın morali yerine gelmişti, kalıcı barış sağlanacak diye işini büyütme amacı ediniyordu. Şimdi büyük yatırım yapanlar kendisini kandırılmış da görüyor. Esnaf bir an önce çatışmaların sona ermesini, barış sürecine geri dönülmesini istiyor.”
CHP ve MHP Diyarbakır'da yok
Anamuhalef partisi CHP'nin de, MHP'nin de Diyarbakır'da bir varlığı yok. 950 bin seçmeni bulunan kentte her iki partinin de sadece 10'ar bin oyu var.
CHP 7 Haziran'da, 2011'e göre de 5 bin oy kaybedip yüzde 1'in altına geriledi. MHP ise oyunu 4 bin 500 artırıp ancak yüzde 1'e çıktı. (Kaynak: Al Jazeera)