Şehid Seyyid Hadi Nasrallah'ın vasiyeti ve Ailesinin tavrı
Hizbullah Hareketi’nin Lideri Seyyid Hasan Nasrallah’ın oğlu şehid Hadi Nasrallah’ın vasiyeti. Babasına yazdığı mektupla vasiyetini ilan eden Şehid Hadi, şehadetiyle nasıl bir Anne ve Babanın oğlu olduğunu bir kez daha aleme ilan ediyordu.
Annesine Şehadet haberi verildiğinde Annesi “Allah’ım bu kurbanımızı kabul et, Ey Hadi, Allah senin yüzünü ak etsin. Çünkü sen Hz. Fatıma-i Zehra’nın huzurunda benim yüzümü ağarttın ve beni Ehl-i Beyt’in musibetlerine ortak ettin.” diyen bir şehidin vasiyeti…
Hizbullah Hareketi’nin lideri Seyyid Hasan Nasrallah’a oğlu Hadi Nasrallah'ın şehadeti haber edildiğinde vakarlı, tıpkı bir şehid babası gibi dik bir duruş sergiler ve şöyle der “Hep beraber savaşıyor, hep beraber şehid düşüyor, hep beraber kurban veriyoruz.” Sonra da şöyle devam eder: (Şehid ailelerine seslenirken oğlunun şehadet haberini alıp) başını kaldırarak ve gülümseyerek "Şu anda Allah bana şehid babası olmayı nasip etti, Dün sizin karşınızda başımı dik tutmaktan utanıyordum; ama şimdi izin verin ben de sizlerden biri olayım. Bizler Hizbullah'ın liderliğini yaparken oğullarımızı gelecek için saklamıyoruz, Aksine bizler onların yüce şehidlik mertebesine nail olmasından onur duyuyoruz."
Lübnan tarihinde gerek iç savaş döneminde gerekse İsrail işgaline karşı yürütülen savaş sırasında, siyasi veya milis grupların liderlerinden birisinin oğlunun savaş meydanında öldürüldüğü o güne kadar görülmemişti.
Hizbullah Hareketi’nin Lideri Seyyid Hasan Nasrallah’ın oğlu şehid Hadi nasrallah’ın vasiyeti. Babasına yazdığı mektupla vasiyetini ilan eden Şehid Hadi, şehadetiyle nasıl bir Anne ve Babanın oğlu olduğunu bir kez daha aleme ilan ediyordu.
İşte 12 Eylül 1997’de cephede Siyonistlerle çatışırken Şehid olan Seyyid Hadi Nasrallah’ın Vasiyetnamesi…
Şehid Seyyid Hadi’nin Vasiyetnamesi
"Bismillahirrahmanirrahim
“Rabbim göğsümü genişlet, işimi kolaylaştır, dilimden düğümü çöz ki sözümü anlasınlar.” (Taha, 25–28)
Ey efendim, Ya Eba Abdullah, şefaatçilerin şefaat ettiği o günde bana şefaat et!
Selam Hz. Kaim’e, Beklenen O Hüccete (İmam Mehdi). İmam Humeyni’nin mukaddes ruhuna selam olsun!
Selam büyük rehberim ve önderim Seyyid Ali Hamenei’ye! Hizbullah’ın rehberine selam!
İslami direnişin Seyyid-es Şuhedası Abbas Musevi’ye ve Şehitlerin Şeyhi Ragıp Harb’e, İslam’ın ve İslami direnişin tüm şehitlerine, bütün mücahitlere, güneyin ve batı Bekaa’nın direnen halkına selam olsun!
Bizleri dinine hidayet eden ve Emirül Müminin Ali bin Ebu Talib’in (a) ve Ehl-i Beyt’in takipçilerinden kılan Allah’a hamdolsun. Allah’tan dileğim kıyamet gününde bizim ve tüm Müslümanların şefaatçileri olmalarıdır.
Selamdan sonra sizlere vasiyetimi yazıyorum.
Allah’ın lütfu ve yardımıyla bugün İslami direnişin savaşçılarından biriyim, vatanımın özgürlüğüne kavuşturulması ve Yüce Allah’ın dininin savunulması için bu topluluğa katıldım. Allah’tan beni kendi yolunda şehadetle rızıklandırmasını diliyorum.
Allah’a şükürler olsun ki babamın rızasını alarak tahsilimi terk edip İslami direnişin ve Hizbullah savaşçılarının arasına katılmak suretiyle, uzun zamandır arzuladığım şeyi yapabildim. Lübnan’ın yüksek dağlarında din, velayet ve İslam Ümmetinin sancağını taşıyarak çocuklar, yaşlılar ve bütün mazlum halkı savunduğum için Allah’a şükrediyorum; ta ki Allah’ın ve halkın düşmanları olan Siyonistlerle savaşmak suretiyle bana vacip olan görevi yerine getirebileyim ve ya zafere ya da Hak yolunda şehadete nail olayım.
Aziz babacığım…
Efendim, Velim ve Eminim, Rehber, Üstat ve Mürşidim…
Selam sana ki hem babam, hem efendim, hem de rehberimdin… En kalpten selamlar sana…
Selam sana doğduğun, büyüdüğün ve kıyam ettiğin günde, selam sana okurken, konuşuyorken, uyurken ve kalkarken…
Babacığım,
Beni sen terbiye ettin, beni eğittin ve irşat ettin, inşallah senin arzuladığın gibi bir insan olurum. Sizden istediğim yegâne şey benim için dua etmeniz ve insanın babasından, eşinden ve çocuklarından kaçtığı kıyamet gününde bana şefaatte bulunmanızdır. Benim için çok önemli olan şey; İslami direnişin önderliği, Hizbullah ve mahsusen İslam ümmetinin savaşçılarının zaferi için –bu ümmete şeref, zafer ve azamet getiren bu kişilerin cihad vazifelerinin ifasında Allah’ın yardımını almaları için- dua etmenizdir. Onlar sizin ve Veliyy-i Emr-i Müslimin Ayetullah Hamenei’nin dualarına şiddetle muhtaçtırlar.
Aziz babacığım,
Sizden ricam beni bağışlamanız, benim için dua etmeniz ve hakkınızı helal etmenizdir… Hakkını helal et, hakkını helal et…
Sevgili anneciğim…
Allah’ın selamı üzerine olsun…
Ey kardeşler!
Mazlumları, çaresiz çocukları ve yaşlıları savunun; onları düşmanlar için kolay bir av haline getirmeyin, zorluklara rağmen kendinizi ve milletinizi savunun.
Size Hizbullah liderini dinlemenizi ve ona göre hareket etmenizi tavsiye ediyorum.
İmam Hamaney ve Hizbullah'ın (Lübnan) genel sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah'a karşı görevlerinizden sorumlu olun. Çünkü onlara itaat etmek, Beklenen İmam Mehdi'ye (atfs) itaat etmektir. Allah'tan iyi amellerinizde sebat etmeniz ve eylemlerinizde samimiyet bahşetmesi için dua ediyorum.
İmamlarımız ile karşılaşma ve özellikle de Hazreti Zehra (s.a) ile karşılaşma ile Allah'a yakınlaşacağız. Her gün veya imkanınıza göre Ziyarat-e-Aşura, Ziyarat-e-Veretha ve Kur'an'ın bazı özel ayetlerini okumanızı ve bunlardan hasıl olan sevabı bu sonsuz yolculuğu yürümeyi seçen şehidlerin ruhlarına göndermenizi tavsiye ediyorum……. Kalplerimiz onları asla unutmayacak, zaman geçse bile….. Sizden beni affetmenizi ve dualarınızda beni anmanızı rica ediyorum."
BABASININ DİLİNDEN ŞEHİD HADİ
Hadi Nasrallah 18 yaşındaydı, babasının Hizbullah hareketinin lideri olması onun cephede olmasına engel değildi. Hasan Nasrallah şehid oğlu için şöyle der: “Şehid oğlum bu yolu kendi iradesiyle seçti. Dosta düşmana, hiç kimsenin “Bu genç, babası olan Genel Sekreterin baskısı ile cihada gitti” demesini istemiyorum.
Hadi Nasrallah, Hizbullah direnişine katıldığında; “Allah’a şükürler olsun ki babamın rızasını alarak tahsilimi terk edip İslami direnişin ve Hizbullah savaşçılarının arasına katılmak suretiyle, uzun zamandır arzuladığım şeyi yapabildim” der.
Ve arzulayarak girdiği bu yolda 1997'de güney Lübnan'daki Cebelu'r Refi bölgesinde İsrail ordusunun mevzilerine yönelik saldırısında başka bir mücahid ile birlikte şehid olur. ve cenazeleri İsraillilerin eline düşer. İsrail televizyonu bu iki kişinin kimliğini bilmeden onların kanlı resimlerini yayınladı.
İsrail medyası 10 saniyelik bir videoyla basına verir görüntüleri. O sırada Hasan Nasrallah canlı yayındadır. Haberi alır. Vakarlı, tıpkı bir şehid babası gibi dik bir duruş sergiler Hadi’nin babası ve şöyle der “Hep beraber savaşıyor, hep beraber şehid düşüyor, hep beraber kurban veriyoruz.”
Hasan Nasrallah'ın oğlu Hadi'nin şehadetinden sonra esir takası teklifi yapan İsrail'e verdiği cevap:
"Oğlumun cenazesenin en temiz ve en kutsal topraklarda tutulması benim için bir onurdur.Oğlumun cenazsesini şehadet şerbetini içen şehid esirlerin naaşları ile birlikte canlı esirleri de geri almadan kabul etmeyeceğim. Görmek istediğim son cenaze oğlumun cenazesidir. Çünkü canlı esirler benim için oğlumun cenazesinden çok daha değerlidirler."
Ve istediği gibi oldu Nasrallah'ın, 1998'de Almanya'nın aracılığıyla gerçekleşen esir değişiminde 145 canlı esir ve 140 şehid esirin mübarek bedenleri, Hadi'nin naaşı ile birlikte İsrailli cesetlerin kalıntılarıyla değiştirildi. (Hürseda Haber)