Kendini Dünya Devi Olarak Yutturan ABD'nin Karizması Bir Kez Daha Çizildi
Yemenin mazlum halkını okulunda düğününde cenazesinde acımasızca bombalayan Suudi Amerika öncülüğündeki koalisyon güçleri Aramconun vurulması ile ağır bir darbe aldılar elhamdülillah. Dünya olayın şaşkınlığını yaşıyor.
Olaydan hemen sonra ABD İran petrol kuyularını vurmaktan söz etti. Bununla aslında Suudi diye bir devletin olmadığını kendilerine ait sömürge topraklarının dolayısı ile bir petrol tesislerinin vurulmuş olduğunu itiraf etti.
Biz İslam coğrafyasının mukaddes beldelerimizin necis müşriklerin ve küresel Siyonizm’in işgalinden kurtarılması gerektiğini bunun için DİRENİŞ EKSENİNİN çok ciddi bedeller ödediğini bu nedenle ümmetin iftihar kaynağı olduğunu söylerken besleme basını şöyle bir tez ileri sürüyordu: “İran’ın Suudi’ye yönelik tehditleri ABD ile danışıklı dövüşten ibarettir. Bu tehditlerle Suudi’nin ABD’den daha çok silah satın almasına hizmet edilmektedir. İran’ın tehditleri olmasa Suudi hac ve umre gelirlerinin ABD’ye yedirmek zorunda kalmaz”.
Suudi’nin işbirlikçi ihanetinin bedelini dahi İran’a fatura etme ahlaksızlığı Aramco’nun vurulması ile çökmüştür. Şimdi bu petrodolarla beslenen kalemşörler bu olaya ne diyecekler merak ediyorum. Aramconun vurulması sadece Trump döneminde alınan 400 milyar dolarlık silahın hiçbir işe yaramadığını göstermiştir. Muhtemelen şimdiye kadar trilyonlarca dolarlık silah da işe yaramamıştır. Bu durumda kalemşörlerin Suud’u temize çıkarma tezi çökmüştür. Demek ki ABD silahları, bırakın İran’ın gelişmiş füzelerine Husi’lere karşı bile işe yaramamıştır. Acaba bu beslemeler beslenme kaynaklarını riske atarak Suudi’ye: “bundan sonra boşuna ABD’ye silah için para verme” diyecekler mi?
Biz bu süfeha takımına bir kez daha şunu hatırlatıyoruz. İran’ın başını çektiği direniş eksenin mezhebi ümmet topraklarını işgalden kurtarmaktır. Bu mücadelede şehit olanlar ümmetin mazlumlarının haklarının zalimlerden almak için toprağa düşmektedirler. Merhum İmam Humeyni Amerikan köpeği şaha dünyayı dar ettiğinde biz İran’ın Kisra’dan kurtarıldığına ve yeniden fethedildiğine şahit olduk. Sünni bir Müslüman olarak “İran artık bizim” dediğimi hatırlıyorum. Mısırın Suud’un Ürdün’ün körfezin hâsılı işgal altındaki toprakların yeniden “BİZİM” olması için Direnişe destek olmak mecburiyetindeyiz.
Bu toprakların işgalden kurtarılması en çok da orada yaşayan mazlum ve mustaz’af halklar için önemlidir. İslam Cumhuriyeti Suud ailesini Şah’ın akıbetine uğrattığında Arabistan düşmeyecek aksine ayağa kalkmış olacaktır. Düşen ABD’nin elindeki kuklasından ibaret olacaktır.
“İran İslam Cumhuriyeti’nin ABD/İsrail düşmanlığı göstermelik! şimdiye kadar onlara bir şey yaptığını gören oldu mu?! İran sadece üfürüyor” diyenlere diyoruz ki; haklısınız! İran şimdiye kadar onları sadece öncü kuvvetleri ile vurmuştur. Asli unsurlar henüz devreye girmemiştir. İran’ın öncü (akıncı) birlikleri ile ABD Fransa ve İsrail’e vurduğu darbeleri görmek isteyenler aşağıdaki linklere bir göz atsınlar.
(Hacı Hisarlı - HÜRSEDA)