Batının Elleri Hep Kanlıdır
Batı, İslam’a karşı düşmanlığından hiçbir zaman vazgeçmedi. Hiçbir zaman Müslümanlarla bir arada barış içinde yaşama gibi bir yolu tercih etmedi. Hiçbir zaman Müslümanlara saygı duymadı, duymak için çaba içerisinde bulunmadı. İslam’ın ilk günlerinden bugüne hep düşman olarak görüp kin ve nefretle baktı. Hep darbe vurmak için fırsat kolladı.
Son zamanlarda Batıda gelişen İslam düşmanlığından doğrudan Batı rejimleri sorumludur. Zira İslam’a karşı kin ve nefret söyleminin gelişmesi doğrudan ya da dolaylı şekilde desteklenirken, Müslümanların değerlerine yapılan her saldırı “Fikir ve düşünce özgürlüğü!” yalanı altında gizlenmekte, böylece İslam düşmanı teröristlerin Müslümanlara karşı saldırıya geçmeleri için gerekli zemin hazırlanmaktadır. Müslümanlar her zaman potansiyel suçlu görülürken, İslam terörle eşdeğer kabul edilmekte, herhangi bir olumsuzluk karşısında İslam’ı terörizmle birlikte anıp kimliklerini deşifre ederlerken, Batıda yaşayan Müslümanlar bu ülkedeki kimi grupların ve ipsiz sapsız terör ruhluların hedefi haline getirilmektedir.
Birkaç gün önce Kuzey Carolina’nın Chapel Hill kasabasında kendisini “ateist” olarak tanımlayan Craig Stephen Hicks tarafından 23 yaşındaki diş hekimliği öğrencisi Deah Barakat, 21 yaşındaki eşi Yusor Muhammed Ebu Salha ve 19 yaşındaki baldızı Razan Muhammed, kafalarından silahla vurularak şehid edildiler.
Bu olayın failleri Amerikalı ve Batılı bütün yöneticilerdir. Zira sürekli İslam’a ve Müslümanlara dil uzatarak töhmet altında bırakan, Müslümanların aleyhinde yalan ve iftira haberleri yayan basın organlarının yayınlarını destekleyen, Batıyı Müslümanlar için zindana çeviren oluşumlara sessiz kalan ya da destekleyenler Batılı siyasetçilerdir. Müslümanlara karşı yapılan saldırıları ya görmezden gelerek ya da basit olaylar gibi nitelendirip geçiştirerek, her gün onlarca medya organındaki saldırıları düşünce özgürlüğü perdesinin altına saklayarak geçiştiren yine Batılı ülkelerin yöneticileridir. Dolayısıyla kendisini ateist olarak tanımlayan Craig Stephen her ne kadar tetikçilik yapsa da bu olayın failleri ve azmettiricileri öncelikle Batılı yöneticilerdir. Olayın diğer faali Batıdaki medya organlarıdır.
Chapel Hill kasabasında şehid edilen üç Müslüman gencin katline karşı gösterdikleri ölüm sessizliği ve ilgisizlik, ya da olayı park meselesi veya katilin akli dengesinin yerinde olmaması gibi ilgisi olmayan perdelerin arkasına saklamaya çalışmaları büyük bir densizlik ve kepazeliktir. Kedileri ölse bunu bütün Müslümanlara mal edip İslam’ı terörle eşdeğer saymakta ve her türlü hakareti sıralamaktan geri durmamaktadırlar. Ancak Müslümanların katledilmesi vicdansızların, barbarların ve küstahların nazarında haber değeri bile taşımamaktadır.
Yıllardır tekrar ediyoruz. Batının bahsettiği insani bütün vasıflar vahşi ve barbar çehresinin üzerini örtmeye çalışan köpükten perdelerdir. İnsan hakları ve özgürlükler gibi ifadeler Müslümanlara hakaret edildiğinde, Müslümanların kutsalları ayaklar altında çiğnendiğinde ve Müslümanların kanları akıtıldığında suçlu katillerin masum gösterilmesi için kullanılan kalkanlardır. Teknolojisi gelişse de Ortaçağ zihniyetini aşamamış olan Batının kararmış ruhu kokuşmuşluktan ve çürümüşlükten dolayı mide bulandırmaktadır.
Batının içimizdeki uzantıları olan İslam düşmanlarına, “Hepimiz Charlie Hebdo’yuz” diye bağıran Batılı emperyalistlerin kiralık kalemlerine ve ucuz maşalarına bir şey demek istemiyorum. Zira her köle efendisinin yolundan gitmeye ve taklit etmeye mecburdur. Daha çok Batı emperyalizmine karşı olanların Müslüman gençlerin katledilmesine gösterdikleri cılız tepkiye değinmek istiyorum. Hz. Peygamber Aleyhisselatu Vesselam’a hakaret eden ve aşağılayan Charlie Hebdo karikatür dergisine yapılan saldırıyı kınamak için dünyanın dört bir yanındaki İslam düşmanları bir araya gelirken, onların gözüne girmek ya da başka nedenlerden dolayı yüzleri kızarmadan kuyruklarına takılan kimi Müslümanların, İslam ve Müslümanların aleyhinde yapılan gösteride yürümeleri çirkin bir tablo oluştururken, buna karşın sırf Müslüman oldukları için ABD’de katledilen üç genç için verdikleri cılız tepki büyük bir utanç göstergesidir.
İslam düşmanları ve onların dostları olduklarını dile getirmek için çırpınanlar “Hepimiz Charlie Hebdo’yuz” diye bağırırken, halkımızın ülke çapında ayağa kalkması “Hepimiz Muhammediyiz” diye haykırması gerekiyordu. Yeryüzünün bir yerinde zulme uğramış ve Müslüman oldukları için katledilmiş insanların şehadetine bütün Müslümanlar ses verseydi İslam düşmanları zulümlerini sürdürmeye cesaret edemeyeceklerdi.
Batıda İslam ve Müslümanlara düşmanlık ve saldırı her geçen gün artarak devam etmektedir. Bunu engellemenin biricik yolu Müslümanların güçlü bir irade sergilemeleri ve feryatlarını dile getirip her fırsatta tepkilerini ortaya koymalarıdır. Aksi takdirde saldırılar devam edecek ve adet olduğu gibi arkasından cılız sesler ve üzüntüler sergilenecek. Bütün bunlar saldırganları daha fazla cesaretlendirecek ve daha çok azgınlaşmalarına yol açacak.
(Hürseda Haber)