Tunus'ta Gelişen İslami Uyanış Goncaları
Arap ülkelerindeki kıyam hareketleri Tunus’la başlayıp dalga dalga yayılarak birçok alanı kapladı. Tunus’un bugünkü konumu ve geldiği nokta Müslümanları sevindirirken, İslam düşmanlarını oldukça rahatsız etmektedir. Bir müddet önce yapılan seçimlerde özgürce oy kullanma imkanına kavuşan Tunus halkı, İslami kesimi tercih etti. Geçen ay Kurucu Meclisinin oluşumunun ardından cumhurbaşkanı ve başbakan seçildi. Müslümanlar tarafından kurulan hükümetin ve Tunus’un özgürlükçü gruplarının göze batan ilk girişimleri, Siyonist rejimle ilişkilere son verilmesiydi. Zira daha önce Siyonist rejimle çok iyi olan ilişkiler böyle bir safhaya girerken, bir taraftan bu ülkenin cumhurbaşkanı el-Mezruki, diğer taraftan en-Nahda partisinin lideri, İran’la irtibatlarını geliştireceklerini ileri sürdüler. Gelişmeler, bu ülkenin tedrici olarak İslami kültürüne doğru yol almakta olduğunu göstermektedir.
Fransız 24 televizyon kanalına bir mülakat veren Tunus Cumhurbaşkanı Mensif el-Mezruki, Suudi Arabistan’dan, bu ülkeye kaçmış Tunus diktatörü Bin Ali’yi iade etmesini talebinde bulundu. Konuyla ilgili konuşmasında şunları dile getirdi: “Suudi Arabistan makamlarından Bin Ali’yi Tunus’a iade etmelerini istiyoruz. Zira inanıyoruz ki halkın beş milyar dolarını beraberinde götüren Bin Ali’nin sığınma talebini kabul etmek doğru bir iş değildir”
İslami hareketin liderlerinden Nureddin el Buheyri ise, yapılan spekülasyonlara verdiği cevapta hareketlerinin Katar’dan hiçbir şekilde mali yardım almadığını ileri sürdü. Aynı şekilde Buheyri, hareketlerinin rehberi olan Gannuşi’nin Arap liderlerine çağrıda bulunarak halklarının isteklerini dikkate almalarıyla ilgili sözlerini değerlendirirken şunları dile getirdi: Arap ülkelerinin yöneticilerinin halklarının görüş ve isteklerini dikkate almaları gerekir. Hiçbir şekilde düşüncelerini halka dayatmaya yeltenmemelidirler.
Nureddin el Buheyri, konuşmasının devamında, kendilerinden önceki diktatör hükümet tarafından Tunus halkanın gasp edilmiş haklarını geri vermek için ellerinden geleni yapacaklarını söyledi. Görünen o ki, Tunus halkının gerçekleştirdiği inkılabın zarar görmemesi için ülkenin bugünkü yöneticileri işlerini bilinçli bir şekilde yerine getirmek için çabalıyorlar. Böylece hem ülke içindeki oyuncuların hem de ülke dışındaki oyuncuların hareketlerini gözetleyebiliyorlar.
Bugünkü Tunus’ta iki grup birbirlerine rakip olarak karşılıklı saf bağlamış durumda. Bunlardan birincisi Avrupa ve Amerika’ya bel bağlayan ve Batılıların yardımlarından umutlanan liberal ve laik kesimlerden oluşmaktadır. Diğer bir grubu ise İslami kesim oluşturmaktadır. Bu kesim kendi imkanları ve Tunus halkın desteğiyle ayakta durmaktadır. Tunus inkılabı İslami ve laik liberal gruplara göre iki önemli kategoride değerlendirilebilir. İslami kesim, hareketlerinin gayesini Tunus’a İslam şeriatının yerleştirilmesi şeklinde ifade etmektedirler. İslami olmayan kesim ise Batı demokrasisinin yerleştirilmesi için çabalamaktadır. Durum bu olunca, İslami kesimin partisi olan en Nahda’nın inkılaba İslami bir yön vermesi ve ülkeyi şeriatın hâkimiyetine doğru götürmesine Batı izin verecek mi? Acaba böylesi zor bir ortamda İslami kesim İslami bir hükümet kurabilir mi ki sonraki adımlar için manevraya uygun ortam oluşturulabilsin? İslami kesim İslam şeriatına dayanarak İslami hükümeti tesis ederse, böylece diktatörlüğe engel olup ülkede halkın katılımına dayanan bir İslami bir sistemi kurabilirse, bir kere daha Arap ülkelerinde, özellikle de Kuzey Afrika ülkelerinde İslami dönüşüm için çok önemli bir olgu oluşturabilir. Gelişmeler bunun dışında gerçekleşirse muhtemelen dış oyuncular bütün kozlarını oynayıp, İslami kesimin başarılı olmadığını topluma göstermek için her türlü oyun ve hileye başvuracaklar. Batı muhtemelen bunun için de içerideki oyuncuları alet olarak kullanacak.
Zira İslami kesimin bütün bu tehlikeleri göz önüne alıp bilinçli bir şekilde adım atması, karşı tarafın gelişmeleri kendi menfaatleri için kullanmasına izin vermemesi gerekir. Ülkede İslami uyanışın köklerinin daha muhkem hale gelmesi ve İslami kesimin faaliyetlerini kökleşmesi için çalışılmalıdır.
Kaynak: İslam Times
Çeviren: Ahmet Dağcı