İran'dan Yemen'e, Yükselen Kıyam Kardeşliği ve Tarihin Terakkisi
Uluslararası müstekbir güçleri ve işbirlikçileri nezdinde Dünyanın neresinde olursa olsun, kendilerinin planlamadıkları, veya çıkarlarına hizmet etmeyecek hiçbir devrim onlar nezdinde meşru değildir.
Arka planının dini içerikli yada ideolojik olmasının hiçbir önemi yoktur.
İster meşruiyetini halktan alan, 10 milyonlarca insanın kıyamıyla gerçekleşen İran İslam (halk) Devrimi olsun, isterse ülkelerinin Suud ve İsrail hizmetine girmesine başkaldıran şanlı Yemen Devrimi olsun.
Asla kabul etmezler.
Ve anında etki alanlarındaki güç odaklarını harekete geçirip, devrimi boğmak, devrime olan halk desteğini düşürüp kıyamı bir terör organizasyonu gibi algılatmak isterler.
Bu onların Şeytani bir karektere sahip olmalarındandır.
Şeytanın safında Allah'ın askerleri ile savaşma heveslerindendir.
Ne kadar ilginçtir ki, 79 İran İslam İnkılabı sonrası Irak hattında oluşturulan koalisyon güçleri ile bugün Yemen e saldıran Suud önderliğindeki koalisyon güçleri tıpa tıp aynı.
Perde gerisindeki siyonist kuşatma aynı.
Silah kaynakları aynı.
Tesis edilmek istenen İslam nizamına olan düşmanlık aynı.
Yaratılmak istenen mezhep savaşı algısı aynı.
Oysaki İslam tarihi, ihlası kuşanmış, fedakar Allah erleri karşısında, tüm bu saldırıların ne kadar beyhude olduğunu ne kadarda doğru tefsir etmiştir.
“Ey iman edenler!.. Siz doğru yolda olduktan sonra sapanlar size zarar vermez.” (Maide, 5/105)
Onlar istedikleri kadar büyük bütçelerle saldırı planları yapsalar da, atlarını mahmuzlayıp savaş uçaklarını mazlumların göğüne saldırtsada, yaylarını gerip mustazafların göğsüne mermilerini boşaltsada,savaş naraları ile ciğer yiyen Hind gibi kiralık katillerini ezilmiş Yemen halkının üzerine salsalar da yinede başaramazlar.
Çünkü ;
"Hatırlar mısın? İnkâr edenler seni etkisiz hale getirmek veya öldürmek ya da yurdundan çıkarmak için tuzaklar kuruyorlardı; onlar tuzak kuruyorlardı Allah da bozuyordu. Tuzak bozma işini en iyi yapan Allah’tır." (Enfal 30)
Kuşkusuz şanlı peygamberini sahiplenip, muhafaza eden Kahhar olan Allah, peygamberinin yolunu ve mazlumiyetini temsil eden her toplumu bu ayetin emanı altına alacaktır.
Öncelikle Yemen Halk Devrimini, kılcallarına kadar işlenmiş bir İslam Devrimi olarak nitelemek, Yemen halkına yapılacak en adil bir davranış biçimi olacağı kanaatindeyim.
Devrimin en önemli dinamiği ve kazanımının, Abd ve Suud menşeli itibarsızlaştırma ve bir islam devrimi olmadığı ,mezhepsel bir kalkış olduğu yönündeki propagandaları boşa çıkarmak yönünde olacağından kuşku yok.
Yemen kıyamı 21.yüzyılın en masum çehrelerinden'dir.
Müslüman ,ezilmiş Yemen halkının, zamanının geldiğine inanarak satılmış, Siyonizm'e boyun eğmiş bir yönetime karşı geliştirdikleri bir İslami dirençtir.
Haklı bir başkaldırısıdır.
"İman edenler Allah yolunda savaşırlar, inanmayanlar ise bâtıl dava uğrunda savaşırlar. Şu halde şeytanın dostlarına karşı savaşın. Şüphe yok ki şeytanın planı (tuzağı) daima zayıftır." (Nisa 76)
İlhamını İslamın İzzetinden ,özgürlük aşkından,boyun eğmeyen enerjisinden alan tüm kıyamlar kardeştir. Tıpkı Şeyh Sait kıyamı gibi,İran İslam İnkılabı gibi ,Yemen devrimi gibi.
Zulmün ve haksızlığın ,acımasızca canlara kıymaların ,hak gasplarının olduğu her beldede islamın gür sedası zalimlerin korkulu rüyası olagelmiştir.
Şu an mazlum Yemen halkı üzerine bombalar yağdıran koalisyon devletleri hepsi Allah'a değil şeytana uşaklık eden, siyonizme asker olmuş sözde İslam devletleri.
Suudi Arabistan, Bahreyn, BAE, Mısır, Ürdün, Kuveyt, Fas, Katar, Senegal, Sudan.
Diğer tarafta ise Yemen'in tek desteği kıyam kardeşliği yaptığı İran İslam C.
Sıkıntının düğümlendiği nokta kuşkusuz Yemen devriminin ümmetin kukla devletlerinin saldırılarına maruz kalmaları değil.
Sorun , özgür halkların, ümmet bireylerinin, tuğyan bilincine sahip örgütlü İslami yapıların gündemlerinde Yemen diye bir başlığın olmaması.
Oysa Allah Azze ve celle buyurur ki;
"Allah, inananların dostudur, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkâr edenlere gelince, onların dostları da tâğuttur, onları aydınlıktan alıp karanlığa götürürler. İşte bunlar cehennemliklerdir. Onlar orada devamlı kalırlar." (Bakara 257)
"Müminlerin erkekleri de kadınları da birbirlerinin velîleridir; iyiliği teşvik eder, kötülükten alıkoyarlar, namazı kılarlar, zekâtı verirler, Allah ve resulüne itaat ederler. İşte onları Allah merhametiyle kuşatacaktır. Kuşkusuz Allah mutlak güç ve hikmet sahibidir." (Tevbe 71)
Bu, Allahın müminleri birbirlerine zimmetlemesidir.
Herbirine diğeri hakkında haklarının korunması sorumluluğunu yüklemesidir.
Ezenlere, müstekbirlere ve mazlumun canına malına kasteden zalimlere karşı birlik olma çağrısıdır.
"Kim Allah'ı o'nun elçisini ve mü'minleri dost tutarsa bilsin ki, galip gelecek olanlar Allah'ın taraftarlarıdır."
(Maide 56)
Bu ahdu emana sadık olan, Allahın çağrısına uyan her topluluk için kaçınılmaz son ancak ve ancak zaferdir. (İdris Yamaç - Hürseda)