Cumhuriyet Hükümetleri Kemalizmin Belediye Bekçisi mi?
Türkiyede 100 yıl önce kurulan seküler Laik Kemalist Devlet, o günden bugüne gelen hiçbir iktidarın belediyecilik dışında bir şey yapmasına müsaade etmemiştir.
Bu bir iddia değil.
Bir realite.
Yapılan tek şey yol, köprü ve inşaat..
Ve sistemin gücüne güç katmak.
Her iktidar geride seküler laisizmi ve perçinleşen bir Kemalizmi bıraktı.
Kazanan, her zaman sistemin sahipliğine soyunan kemalist elit oldu.
Bütün partiler, hiçbirinin din, maneviyat, nesil, namus, değerler, ahlak ve gençlik gibi bir dertleri olmadığı için pek çoğu tarihten silinip gittiler.
Hiç biri yaptıkları hizmetlerle anılmıyor bile.
Niye?
Çünkü rejimi sahiblenen hastalıklı zihniyet, tüm iktidarları kapı önünde bekleyen birer uşaktan farklı görmüyor.
Özal'ı "Benim memurum işini bilir" lafıyla rüşvetin mimarı olarak lanse eden Kemalizm, Erdoğan sonrasında hırsızlık dosyaları ile saldırılarını sürdüreceği muhakkak.
Kuşkusuz cumhuriyet hükümetleri arasında en sıradışı olanı Ak Parti iktidarı.
Sosyal, siyasal, politik ve psikolojik pek çok araştırmaya konu olacak içerikleri var.
Erdoğanın liderliği, ne yapmak istediği, gücü, psikolojisi, gerçektende rejime alternatif bir düşünce biçiminin olup olmadığı, etrafındaki menfaat yüklü kalabalıklar, yalnızlığı, icraatleri, hakkındaki iddialar ve daha yazılacak pek çok mevzu...
Şahsen ben Erdoğan'ın baskın liderliğine karşın 21 yıl boyunca devleti mükemmel yönettiği kanaatinde değilim.
Devleti sadece uzmanı olduğu belediyecilik tecrübeleri ile yönetti.
En çok onun döneminde asfalt döküldü.
En uzun yollar onun döneminde döşendi.
En harika köprüler onun döneminde yapıldı.
Çok katlı gökdelenler, lüks villalar ve göl kenarlarına kurulan muhteşem köşkler onun döneminde oldu.
Ha bide dünyada benzerine az rastlanılan saraylar.
Dediği gibi, devletin itibarı sözkonusuysa tüm israf ölçüleri fazlasıyla aşıldı.
Peki gelecek tasavvuru olan, daha ilk günden beri sisteme karşı müzmin bir muhalif algılarıyla halkın gönlüne giren, her fırsatta kefen edebiyatlarıyla vatandaş ile duygusal bir bağ kuran, ve en önemlisi 21 yıl aralıksız devlete hakim olan bir Erdoğan dan halkın istediği tek şey belediyecilik yapmasımıydı.
İstisnasız tüm muhafazakar güç odaklarının desteğini alan, tüm kanaat önderlerini etkileyen Erdoğan'ın yapması gereken en büyük devrim, bir 'ahlak devrimi' olmalıydı.
Mesela, Onun döneminde Ateizme yönelim patlama yapmamalıydı.
Onun döneminde ilahiyatlar deist öğrencilerle dolmamalıydı.
Onun döneminde sapık ilişkiler cazibe kazanmamalıydı
Rüşvet aldığı belgeli bir bakan trilyonluk saatlerle kirletememeliydi onu.
Eşi trilyonluk çantalarla, kendi ve bakan çocukları ultra vurgunlarla anılmamalıydı.
Ahlak ve tevazu devrimini gerçekleştirmiş bir Erdoğan Türkiyesinde bugün laiklik kendi kendine silinip gitmişti bile.
Ama yapılmadı, yapılamadı, yapılmak istenmedi.
Başta da dediğim gibi
Her iktidar Kemalizmin belediyeciliğini yaptı. (İdris Yamaç - Hürseda Haber)