Siz ne zannediyorsunuz
Siz, Amerikanın Türkiyede olan gelişmeleri izlemediğini, tartışma ölçülerini aşıp nefret sınırlarına ulaşmış kutuplaşmaları değerlendirmeyeceğini mi sanıyorsunuz.
Siz, kuruluşundan kurumsallaşmasına kadar tüm politikalarını Amerikan çıkarlarına endeksli olarak yürüten bir Cumhuriyetin, kılcallarına kadar işlemiş Amerikan kültürüne rağmen Amerikan karşıtı bir iktidarın Türkiyede başa gelebileceğini mi sandınız.
Siz, Amerikan ve İngiliz kaynaklı tefeci bankalara boğazına kadar borçlanmış, sanayi devrimini, endüstri gelişimini tamamlayamamış, tarımda, ilaçta, silahta bağımlı bir ülkenin, 'İMF bizden borç istedi' hamaset nutukları ile dolar a olan bağımlılığından kurtulabileceğini mi sandınız.
Siz, İslam ülkeleri arasında İsraili ilk tanıyan, tüm arap orduları israille savaşırken tarafsız kalıp zımnen İsraili destekleyen bir gücün, yıllar sonra 'bir dakika' sloğanı ile siyonizme cephe alabileceğini, israille düşmanlaşabileceğini mi sandınız.
Siz, 10 yıllardır Avrupa Birliği kuyruğuna girip İslam devletlerini ve halklarını kendi halkına bir öcü gibi tanıtıp böylece bir kaç nesil yetiştiren bir sistemin, İslam Birliği yolunda öncü olabileceğini mi düşündünüz.
Siz, İslam topraklarını işğal etmek için kurulup örgütlenmiş, çağdaş bir haçlı ittifakı NATO ya üye tek İslam ülkesi olan bir sistemin, tüm işgal ve saldırılara koalisyon adıyla destek verip, sonra müslüman toplumlarının özgürlüğüne katkı sunacağını mı sandınız.
Siz, Cumhuriyet rejimi ile birlikte terk edilen ümmet kavramı yerine tesis edilen ulusçuluk politikaları ile Kürtlere karşı uygulanan inkar, red ve asimilasyon pratiklerinin kürt halkı üzerinde yarattığı duygusal kopuşu emperyal devletlerinin değerlendirmeyeceğini mi sanıyorsunuz.
Siz gerçekten bütün bunların böyle olduğunumu sandınız.
Sanmayın.
Çünkü hiçde sizin zan ettiğiniz gibi değil gerçekler.
Reel politik safsatalar.
Stratejik ortaklık palavraları .
Ali menfaat yalanları .
Kirli çıkar ilişkileri.
Müttefiklik hezeyanları .
Türkiye siyaset bilimcilerince kısmen kabul görüp tartışılan bir siyasal tesbit vardır.
Prof Yalçın Küçük ait.
' İsrail Türkiyede israilde olduğundan daha da güçlüdür ' diye.
Buna Amerikan kültürünü kattığınızda, İngiliz sermayesini kattığınızda, Avrupa yaşam tarzını kattığınızda, acaba kaç siyaset bilimci buna karşı fikir beyan edebilir.
Gençliğinin tek nefeste 10 larca Amerikalı sanatçıyı sayabildiği ama kendi medeniyet büyüklerinin hiçbirinin öğretilmediği bir ülkede nasıl bir bağımszlıktan söz edilebilir
İktidarının kendi para birimini korumak için türlü türlü kur politikaları denedikleri ama yinede dolar ve Euro'nun kendi para birimine 15 kat açık ara fark attığı bir ülkede nasıl bir ekonomik bağımsızlıktan söz edilebilir.
Siz daha kendi sınırlarımız içerisinde, onların para birimine, onların kültürüne, onların ürettikleri gıdalara karşı bir zafer kazanamamışsınız.
Bu ülkede daha verilmesi gerken kaç Kurtuluş Savaşı var biliyormusunuz.
100 yıl önce uluslararası stratejik tezgahlarında örülmüş bir vesayet rejimini 'bir gün şehre bir kahramanın gelip romantizm rüzgarları estirerek' beraber yürüdük biz bu yollarda 'şarkı sözleri ile yıkabileceğini mi sandınız.
28 Şubat hangi dış güçlerin tezgahıydı.?
15 Temmuzun planlayıcıları kimlerdi.?
PKK nın en büyük destekçisi kim?
Irakta Saddamı başa getirip, sonra kimyasal yalanlarla nefret ettirdiği kitleler eliyle yok eden güç kimdi?
Afganistanda 5 yıl süren Taliban iktidarının uygulamaları ile kutuplaşan ortamı ranta çevirip,
11 Eylül tezgahı ile 1.Çağdaş Haçlı seferlerni başlatan, daha sonraları 'Postmodern Haçlı' saldırıları ile arap baharı diye İslam ülkelerini dizayn eden hangi güçlerdi.
Hani başta dedik ya.
Amerika içerde kendi kurguladığı kutuplaştırmaların yarattığı kaos ve anarşi ortamlarını herzaman değerlendirmesini bilmiştir .
80 yıl boyunca fanatik laik, seküler uygulamalarla muhafazakar kitleler üzerinde baskı oluşturup,
bilahare daha Şeytani düşüncelerle muhafazakarlığın iktidar mücadelesini desteklemek, Amerika’nın herzaman kutuplatırma politikalarının başarılı bir taktiğidir.
Yukarısı bıyık, aşağısı sakal çıkmazı.
Tüm bu tesbitlerden sonra gelinen nokta tamda budur işte.
Evet iktidar kısa süreliğine bir güç krizi geçirdi.
Bir anlığına Osmanlı rüyaları gördü yada gösterildi.
Tüm komşu coğrafyalara liderlik edebileceğini vehm etti yada ettirildi.
Bayrak düştüğü yerden kalkar zannı ile arkasında koca bir İslam ordusu olacağını sandı yada sandırıldı.
Ama aslında hiçbirşeyin kendinin zannettiği gibi olmadığını 'dolar' dan yediği darbelerle çok iyi anladı.
Ya fabrika ayarlarına geri dönecek (dönmek zorunda bırakılacak), yada 20 yıldır körüklenen nefret ve kutuplatırma politikaları tekrardan ABD nin istediği politik çarklarda dönmeye devam edecek.
(İdris Yamaç - Hürseda Haber)