ABD’nin Türk-Çin ilişkilerine “Rabia Kadir” sabotajı
["Biz Amerikan hükümetiyle haftada bir iki kez görüşüyoruz. Diğer devletlerin büyükelçileri senede bir veya iki üç kez ancak görüşebiliyor. Diğer ülkelerin devlet başkanları bile kolayca görüşemiyor. Lakin biz haftada bir kez, en geç iki haftada bir görüşüyoruz." Rabia Kadir] (*)
Afrika ve Latin Amerika ülkeleri neden BRICS’e ilgi duyuyor? Afrika ve Latin Amerika ülkeleri neden Çin’le işbirliğini her geçen yıl daha da artıyor?
Daha da somutlarsak…
ABD’nin büyük kampanyasına rağmen, yani Çin’i Afrika ve Latin Amerika ülkelerini borç tuzağına düşürdüğünü ileri sürmesine rağmen, bu ülkeler neden Çin’le işbirliğini geliştirmeye çalışıyor?
Uzun yanıtlara geçmeden, kısa yanıtı verelim: Çünkü “Küresel Güney” de denilen Afrika ve Latin Amerika ülkeleri, 20. yüzyılda ABD ve Avrupa ile kurdukları ilişkilerden farklı olarak, 21. yüzyılda Çin’le işbirliklerinde kazanıyorlar; Çin’le işbirliği bu ülkelerin ekonomisini geliştiriyor.
TEHDİT NEREDEN, ÇIKARLAR NEREDE?
Amerikan karşıtlığının yüksek olduğu ülkemizde Çin’e karşı Amerikancılık yapmak pek kolay olmadığından, Çin’in de ABD gibi emperyalist ve yayılmacı olduğu üzerinden bir propaganda yürütülüyor.
“Ne ABD ne Çin” şeklindeki denklem de sözde “süper bağımsızlıkçılık” oluyor!
Oysa bu “süper bağımsızlıkçılık” değil, tersine stratejisizliktir. Çünkü Türkiye açısından ABD ve Çin aynı değildir; Çin’den Türkiye’ye herhangi bir tehdit yoktur ama ABD’den Türkiye’ye tehdit çoktur: ABD’nin terörü desteklemesinden darbe kalkışmalarına sponsor olmasına, Kıbrıs başta pek çok sorunda Türkiye’ye karşı konumlanmasından Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin çıkarlarına karşı hareket etmesine kadar pek çok konu var…
İşte strateji burada önemli: ABD’nin bu büyüklükte tehditlerine karşı, tersine Türkiye Çin gibi ülkeleri yanına çekebilmeli; BM Güvenlik Konseyi’nin beş üyesinden biri olan Çin’i, ABD’yi dengeleyebilmekte değerlendirmeli…
Marifet budur, “Ne ABD ne Çin” gibi kulağa hoş gelen ama pratik sorunlara yararı olmayan sloganlar atmanın Türkiye’nin ihtiyaçlarına bir katkısı yok.
TÜRK-ÇİN İŞBİRLİĞİ AJANDASI
Peki Türkiye Çin’i nasıl ABD’ye karşı değerlendirebilir?
Kuşak ve Yol, hem Türkiye’den hem de Türkiye’nin kuzeyi ile güneyinden geçmektedir. Yani Türkiye’nin çevresindeki denizler Kuşak ve Yol içinde önemlidir. Türkiye bunu, ABD’nin Karadeniz baskılarında ve Doğu Akdeniz’deki enerji-politik güç mücadelesinde kullanmalıdır. İskenderun Havzasında birlikte neler yapılacağına dair önerilerimi hem Tampon Ülke (Kırmızı Kedi, 2020), hem de Kuşak ve Yol (Kırmızı Kedi, 2021) kitaplarımda yazdım.
Diğer yandan Türkiye Şanghay İşbirliği Örgütüne (ŞİÖ) olan ilgisini üst seviyeye çıkarmalı, diyalog ortağı statüsüyle yetinmemeli, tam üyeliği hedeflemelidir.
Yine Türkiye, Afrika ve Latin Amerika’nın büyük ilgi gösterdiği BRICS’e üyeliği de hedef ilan etmelidir.
Ayrıca Türkiye, enerji nakil hatlarındaki ve ticaret yollarındaki konumunu bir avantaja çevirerek, bölgeden en büyük enerji ithal eden ülke konumundaki Çin’le petrokimya tesisleri başta bir çok büyük projeyi hayata geçirmeye çalışmalıdır.
Ve elbette Türkiye, Rusya’nın Çin’i Astana platformuna gözlemci üye yapma isteğine tam destek vererek, bu büyük ülkenin Astana’da yer almasını sağlamalıdır. Astana ne kadar güçlü olursa, Türkiye de o kadar güçlü olacaktır.
Ve dahası, Türkiye, Çin’in ABD’yi Suriye’de petrol ve tahıl hırsızı ilan eden pozisyonundan yararlanmalı, Beijing’in “Suriye’de ABD işgaline son” politikasına destek vermelidir. Çünkü ABD’nin Suriye’den çekilmesi, Çin’den önce Türkiye’nin yararınadır.
EMPERYALİST ABD’NİN VURDUĞU ZAYIF KARIN
Kuşkusuz bu listeye eklenecek daha pek çok konu var. Bunu ABD de görüyor. Ve ABD bu nedenle bu listenin hayata geçmesini engelleyecek yol ve yöntemler arıyor.
Emperyalist ABD’nin Türkiye-Çin işbirliğini baltalayabileceği zayıf karın ise Uygur meselesidir.
İşte son günlerde ABD’den Türkiye’ye “Rabia Kadir” ziyareti organize etme çalışmalarının esas nedeni budur. Rabia Kadircilik ile Türkiye-Çin ilişkilerinin gelişme potansiyeli torpillenmeye, Rabia Kadircilik Türkiye’nin Asya’ya yönelmesi sabote edilmeye çalışılmaktadır; ve Rabia Kadircilik ile Türkiye’nin Atlantik’e çıpalı kalmasının sağlanması istenmektedir.
Türk milliyetçilerinin bu tuzağı görmesini sağlayacağı soru şudur: Uygur Türklerinin Çin’den ayrılmasını isteyen ABD, neden Kıbrıs Türklerinin ille de Rumlarla birleşmesine uğraşmaktadır? (CRI)
(*) Rabia Kadir'in bir toplantıda sarf ettiği bu sözler Editör tarafından makalenin başına eklenmiştir.
(Kaynak: https://twitter.com/AdaIet/status/1672950056159178752?s=20 )
NOT: Alıntı makaleler Hürseda Haber'in yayın politikasını yansıtmayabilir.