Amerikan Dış Politikasında LGBT ve Türkiye
Giriş
Ben Nesli kitabının yazarı Jean Twenge, “Gençler fiziksel olarak her zamankinden daha güvende ama zihinsel olarak savunmasızlar” derken, gençlerin akıllı telefon ve sosyal medyaya olan bağımlılığını vurgulamaktadır. Gerçekten de psikolojik sağlık sorunları tarihin hiçbir döneminde son 20 yılda olduğu kadar yaygınlaşmamıştır. 2009-2017 arasında intiharı düşünen liseli gençlerin sayısının %25 arttığı bildirilmektedir. Klinik depresyon teşhisi konan gençlerin sayısı 2005-2014 arasında %37; “kendine zarar verme” davranışı 2009’dan bu yana %62 oranında artmıştır. 10 ila 14 yaşlarındaki kız çocuklarının kendine zarar verme davranışı ise 2010’dan bu yana %189 oranında yükselmiş. Psikolog Jonathan Haidt, bu artışın nedenini iki kelimeyle açıklıyor: Sosyal medya. Kendini kesme, depresyon, kaygı ve intihar akıllı telefonların gelişinden bu yana çarpıcı bir şekilde arttı.[1] Instagram, youtube, tik tok, tumblr gibi uygulamalar gençler arasında oldukça popüler. Depresyon, kaygı ve mutsuzlukla ilişkili trajik bir sonuç daha var: Cinsiyet değişimi.
Sosyal medyada yankı odalarının içine hapsolmuş bu çocuklar (özellikle kız çocukları) kendi bedenlerinden ve cinsiyetlerinden rahatsız. Onları sosyal medya ağlarında LGBTQ kültürüne yönlendiren olağan dışı bir salgın var. Tavistock ve Portman NHS Trust gibi cinsiyet değişimi sağlayan kuruluşlar on yıl öncesine göre cinsiyet geçişlerinde %3 bin 200 oranında bir artış olduğunu belirtiyor. Kızlarda ise bu oran %5 bin 337. Sorun öyle bir noktaya gelmiş durumda ki, şu sıralar İngiltere ve Amerika’da en önemli tartışma konularından biri bu. Çünkü 3-4 yaşındaki çocukların cinsiyet değişimi merkezlerine götürüldüğü belirtiliyor.[2] Geçtiğimiz Ağustos ayında İskoçya’da 4 yaşındaki çocuklara anne-babalarının rızası olmadan cinsiyet değiştirme izni verileceği açıklandı.[3]
Bugün ABD’de California, New Jersey, Colorado ve Illinois gibi eyaletlerin hepsinde LGBTQ tarihi dersinin zorunlu olduğu belirtiliyor. Dahası var. 2019’da Los Angeles’ta bir araya gelen California Öğretmenler Derneği “acil eylem” gerektiren bir maddeyi onayladılar. Bu, “trans kimliği olan küçük öğrencilerin, ebeveyn izni olmadan cinsiyet hormonu tedavisi almak için okul saatlerinde kampüsten ayrılmalarına izin” veren bir maddeydi.[4] (Vurgu bana ait).
Dönüşü olmayan bir yola sürükleniyor gençler. Daha acısı, binlercesi çok küçük yaşlarda aldıkları bu karardan ileri yaşlarda pişmanlık duyuyor ve onlar için dayanılması güç bir hayat başlıyor. Ama bunlar göz ardı ediliyor. Gösterilmiyor, konuşulmuyor. Konuşanların sesi boğuluyor, gürültüye getiriliyor. Bu kişilerin seslerini duymak için özel çaba harcamanız gerekiyor.
Çocuklara yönelik LGBT propagandası anaokullarından başlıyor. Amerika’da 3-4 yaşlarından itibaren çocuklara “toplumsal cinsiyet” eğitimi veriliyor. Anaokulu öğretmenleri çocuklara “erkek vücudunda kız beyni”, “kız vücudunda ise erkek beyni” olabileceğini öğretiyor.[5] Dahası LGBTQ kimlikler doğrudan 3-4 yaşlarındaki çocuklarla buluşturulup, açıkça teşvik ediliyor, özendiriliyor, yöneltiliyor. Dipnotta verdiğim linkleri izleyebilirsiniz.[6]
Daha birkaç gün önce Californialı bir anne, 11 yaşındaki kızının okulda manipüle edilerek cinsiyetini değiştirmeye yöneltildiğini açıkladı. Olay, “Eşitlik Kulübü”nün yöneticisi iki öğretmen Lori Caldera ve Kelly Baraki’nin LGBTQ Konferansı’nda aralarında yaptıkları görüşme kaydının basına sızmasıyla ortaya çıkıyor. Sızdırılan kayıtta öğretmenler çocukları manipüle etmek için nasıl gizlice çalıştıklarını, çocukların sanal ortamdaki faaliyetlerini nasıl gizlice takip edip, Trans Görünürlük Günü’ne davet etmeyi düşündüklerini anlatıyorlar. Kayıtlar basına sızınca Caldera “şaka” yaptığını söylemiş. [7] Buna benzer bir olay birkaç yıl önce Kanada’da yaşandı. 6 yaşındaki çocuklara öğretmen “kızlar gerçek değil”, “erkekler gerçek değil” demişti. Sınıfta bulunan NB ismindeki kız çocuğunun kafası karışmıştı. Eve döndüğünde, annesine kız olup olmadığını sormuş; cinsiyetinden rahatsızlık duymuş, büyüdüğünde anne olmak isteyip istemediğinden emin olmadığını söylemişti. Bunun üzerine anne konuyu yargıya taşımıştı.[8]
Tabii ki bütün bunlar “ayrımcılığı önleme”, “şiddeti önleme”, “eşitlik”, “sağlıklı cinsel gelişim” gibi dersler ve kulüp faaliyetleri adı altında yapılıyor. Daha doğru bir ifadeyle yapılması zorunlu kılınıyor. Kuşkusuz buna izin veren, bu yolun taşlarını döşeyen bir “siyasi irade” var, bu yazıda asıl konumuz da bu zaten.
Belki, Türkiye’de sorunun bu noktalara kadar gelemeyeceğini düşünüyor olabilirsiniz. Belki İstanbul Sözleşmesi’nin iptal olmasıyla bu defterin kapandığına ilişkin bir kanaatiniz var. Belki de “bunlar Batı’nın sorunu” diyorsunuz. Ama bugüne kadar Batı’nın sorunu olan hemen her şeyin bir süre sonra bizim de sorunumuz olduğunu hatırlamalıyız.
Örneğin Uluslararası Estetik Plastik Cerrahlar Birliği'nin yayınladığı bir rapor “bedenden duyulan rahatsızlık” için bir fikir veriyor. Rapora göre 2011-2016 yılları arasında Türkiye'de yapılan estetik operasyon sayısı %200 artmış. Ama bundan daha ötesi, Türkiye’deki LGBT dernekler çocukların cinsiyet değişimini ve cinsel yönelimlerini değiştirmeye yönelten “akademik” görünümlü propagandalar yapıyor. LGBT kültürü ve toplumsal cinsiyet ideolojisi üniversitelerin ders programlarına yerleştiriliyor. İstanbul Sözleşmesi iptal edilmiş olsa da bu sözleşmeyi Türkiye’ye dayatan yapılar aktifliğini koruyor.
Haidt’in de söylediği gibi sosyal medya çok etkili ama sorunun asıl kaynağına işaret etmiyor bu tespit. Çünkü çocuklar sadece sosyal medya tarafından değil, sağlık endüstrisi (sağlık endüstrisinin bu işte kritik bir rolü var), eğitim kurumları ve STK aktivizmi tarafından da kuşatılmış durumda. Tabii ki bütün bunları organize ve koordine eden siyasal bir organizasyon var: Amerika Birleşik Devletleri, AB ve onların etkisi altında olan BM gibi diğer uluslararası yapılar. Bu yazıda ABD’ye odaklanacağız. Çünkü ABD, LGBT hareketin “başlangıç noktası”dır. Ama bundan da önemlisi Biden yönetiminin iş başına gelmesiyle birlikte LGBT hareket “süper güç” otoritesini temsil eder hale getirilmiştir.
ABD II. Dünya Savaşı’nın ardından, 1948 ve 1953’te Alfred Kinsey ve ekibinin yayınlamış olduğu iki “bilimsel” araştırmayla LGBT’leştirme projesini yürürlüğe koymuştur. Kinsey’i Rockefeller finansa etmiş, 1948’de yayınlanan araştırmaya Rockefeller adına Alan Gregg (Bu adam o yıllarda Türkiye’ye de gelmiştir) bir de önsöz yazmıştır. O yıllarda Amerikan halkı bu projeye tepki gösterse de, hukuki dayatmalar ve medya propagandasıyla bu tepkiler etkisizleştirilmiştir. Bugün, 75 yıl aradan sonra, LGBT’leştirme projesi “altın çağ”ını yaşamaktadır. Yeni ABD yönetiminin daha ilk yılında attığı adımlar bunun güçlü bir habercisidir. BM ve AB gibi uluslararası kurumlar da bu adımlara uygun yapısal dönüşümleri gerçekleştirmektedir. Bu projenin özellikle çocukları ve gençleri hedef aldığının altını çizmemiz gerekiyor.
Bu görmezden gelinecek ya da “abartılı” görülecek bir tehlike değildir. Bu, Türkiye için gerçek ve yakın bir tehlikedir. Bunun temel gerekçesi Türkiye’nin ABD ve AB kültürüne göre yapılanmış bir ülke olmasından dolayıdır. Bir diğer gerekçe de buna direnebilecek bir bütünlüğün ülkemizde olmaması ya da zayıf olmasıdır.
Bu makale “Yeni ABD Yönetiminin 1 Yıllık LGBT Politikası”, “ABD Dış Politikasında LGBT ve Türkiye”, “ABD Dış Politikasında Hollywood, LGBT ve Türkiye’yi Kuşatan Tehlike” ve “Sonuç: Bataklık Neresi?” bölümlerinden oluşmaktadır.
***
1.Yeni ABD Yönetiminin 1 Yıllık LGBT Politikası
ABD Başkanı Joe Biden 20 Ocak 2021’de ABD’nin 46’ıncı başkanı olarak göreve başladı. LGBT’leştirme projelerine o kadar hızlı start verdi ki, sanırım LGBT yapılar bile bu kadarını beklemiyordu. Daha görevi devraldığı ilk gün “cinsel yönelim” (sexual orientation) ve “toplumsal cinsiyet kimliği” (gender identity) temelinde “ayrımcılığa karşı” korumaları genişleten ABD tarihindeki en önemli, geniş kapsamlı LGBTQ yürütme emrini yayınladı.[9]
Aynı gün, 20 Ocak 2021’de, ABD Dışişleri Bakanlığı sözcülüğüne eşcinsel Ned Price getirildi. ABC bunun bütün bir dünyaya LGBT hakları konusunda bir sinyal olduğunu yazdı.[10]
25 Ocak 2021’de Beyaz Saray Amerikan ordusunda transseksüellerin “açık” görev yapmasını sağlayan bir karar aldı.[11] ABD ordusunda 15 bin civarında transseksüel olduğu tahmin ediliyor.[12]
28 Ocak 2021’de Biden kürtaj danışmanlığı ve kürtaj yönlendirmesinde bulunan uluslararası vakıfların fon almasını sağlayacak bir yürütme kararını imzaladı.[13]
2 Şubat 2021’de ABD tarihinde bir ilk gerçekleşti. Amerikan Ulaştırma Bakanlığı’na eşcinsel evliliği olan Pete Buttigieg getirildi. Haziran 2018’de evlenen Buttigieg ve “kocası” Chasten’in “ikiz bebekleri” var.[14] Buttigieg Demokrat Parti başkanlığına da aday olmuştu. Bunu, ileride LGBT bir başkan geleceğinin sinyali olarak görebiliriz.
4 Şubat 2021’de Joe Biden bütün dünyadaki LGBTQ kişilerin haklarının korunması ve güçlendirilmesi için “ekonomik yaptırımlar” öngören bir karar aldı.[15]
9 Şubat 2021’de Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki, kadın hareketleri ve transseksüeller arasında ciddi bir tartışma konusu olan, transların spor aktivitilerine geçtikleri cinsiyette katılmasını konusunda kendisine yöneltilen bir soruya “Trans hakları insan haklarıdır” şeklinde cevap vererek, bu konudaki tutumlarının ne olacağına açıklık getirdi.[16]
24 Mart 2021’de ABD tarihinde bir ilk daha yaşandı. Transseksüel Rachel Levin Sağlık Bakan Yardımcısı olarak atandı.[17] Levine ayrıca Amerikan ordusundaki Amiral rütbesine sahip ilk transseksüel.
31 Mart 2021’de Joe Biden Beyaz Saray’ın sitesinde Transseksüel Görünürlük Günü’nü kutlayan bir mesaj yayınladı. Biden mesajında “Her Amerikalıyı transgender Amerikalıların değerini ve haysiyetini yükseltmek için bize katılmaya çağırıyorum” dedi.[18]
23 Nisan 2021’de ABD yönetiminde tarihi bir karar daha alındı. Savunma bakanı yardımcılıklarına iki LGBTQ birey (Shawn Skelly ve Brenda Sue Fulton) aday olarak gösterildi.[19] Obama döneminde de görev yapan LGBT hakları savunucusu Shawn Skelly Temmuz 2021’de Savunma Bakan yardımcılığına “oy birliğiyle” atandı.
17 Mayıs 2021’de Joe Biden “Uluslararası Homofobi, Transfobi ve Bifobi Karşıtı Günü” resmen tanıdı.[20]
1 Haziran 2021’de Joe Biden Haziran ayını resmi olarak “LGBT Onur Ayı” ilan etti.[21] Aynı tarihte ABD Dışişleri Bakanı, LGBT Onur Ayı adına bir bildiri yayınladı. Blinken bildiride “Bakanlık, yurtdışında lezbiyen, gey, biseksüel, transseksüel, queer ve interseks (LGBTQI+) insan hakları konularında ABD'nin katılımını artırmayı taahhüt etmiştir. Bunu yaparken, benzersiz zorluklar ve yenilikçi çözümler konusunda uzmanlığa sahip dünya çapındaki ortaklarla birlikte çalışıyoruz. Bu ortaklıklar aracılığıyla tüm LGBTQI+ bireyler için daha güvenli, daha kapsayıcı bir küresel toplum inşa edebileceğimizin farkındayız.” dedi.[22] (Vurgular bana ait).
2 Haziran 2021’de ilk kez ABD Enerji Bakanlığı’na LGBT Bayrağı çekildi.[23] 4 Haziran 2021’de yine ilk kez Güvenlik Bakanlığı’na LGBT Bayrağı çekildi.[24] Dışişleri Bakanlığı’nın talimatıyla Vatikan dahil dünyadaki ABD Büyükelçiliklerine LGBT Bayrağı çekildi.[25]
12 Haziran 2021’de bir ilk daha yaşandı ve Başkan Yardımcısı Kamala Harris Onur Yürüyüşü’ne katılarak, Başkan Yardımcısı sıfatıyla bu yürüyüşe katılan ilk kişi oldu.[26]
30 Haziran 2021’de ABD Dışişleri Bakanlığı X işaretli “cinsiyetsiz pasaport” çıkaracağını açıkladı.[27] 28 Ekim 2021’de ilk X işaretli pasaport çıkarıldı.[28]
30 Haziran 2021’de Joe Biden transgender politikaları koordine edecek bir çalışma grubu oluşturdu. Grupta Dışişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, İskan ve Kentsel Gelişimi Bakanlığı, Çalışma Bakanlığı’ndan yetkililer bulunuyor.[29]
2 Temmuz 2021’de Beyaz Saray Asya Kalkınma Bankası ABD direktörlüğüne bir lezbiyen olan Chantale Wong’u aday olarak gösterdi.[30]
13 Temmuz 2021’de eşcinsel evliliği olan Chris Magnus, Gümrük ve Sınır Koruma Komiseri (ABD’nin en büyük kolluk kuvveti) olarak yemin edip göreve başladı.[31]
5 Ağustos 2021’de Biden LGBTQ kimlikli Gabe Cazares ve Chai R. Feldblum’u Federal Meclis’e atadı.
5 Ağustos 2021’de Nüfus İdaresi nüfus sayım anketlerini yenileyerek, vatandaşlara cinsel yönelimlerinin (sexual orientation) ve cinsiyet kimliklerinin (gender identity) sorulacağını açıkladı. Anket kağıdında “Doğumda hangi cinsiyete atandınız?-Cevap seçenekleri: Erkek-Kadın”, “Şu anda kendinizi erkek, kadın veya trans olarak tanımlıyor musunuz?-Cevap seçenekleri: Erkek, Kadın, Transseksüel, Hiçbiri” soruları yer alıyor.[32]
21 Eylül 2021’de Joe Biden BM Genel Kurulu’nda LGBTQ topluluklar için uluslararası destek çağrısı yaptı.[33]
10 Ekim 2021’de Beyaz Saray Gigi Sohn’u Federal İletişim Komiseri olarak atadı. Sohn bu göreve getirilen ilk LGBTQ kişi olacak. [34]
20 Ekim 2021’de Beyaz Saray, Texas’ta “trans çocukların” geçiş yaptıkları cinsiyette spor aktivitilerinden kısıtlanmasına karşı olduğunu açıkladı. Jen Psaki, kendisine yöneltilen bir soruya, Başkan’ın görüşü “transseksüel çocuklar” ve “transseksüel yetişkinlerin” haklarının insan hakları olduğu yönünde, şeklinde cevap verdi.[35]
26 Ekim 2021’de Beyaz Saray Ulusal Eşitlik ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Strateji belgesini yayınladı.[36]
17 Kasım 2021’de Joe Biden ABD Federal Temyiz Mahkemesi üyeliğine lezbiyen Alison Nathan’ı aday olarak gösterdi.[37]
20 Kasım 2021’de Beyaz Saray, Transseksüelleri Anma Günü’nde bir bildiri yayınladı.[38] Başkan Biden “Transseksüel insanlar tanıdığım en cesur Amerikalılardan bazıları. Ancak hiç kimse sadece güvenlik ve haysiyet içinde yaşamak için cesur olmak zorunda değildir.” dedi.[39]
6 Aralık 2021’de Jay Gilliam ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı’na (USAID) LGBTQ koordinatör olarak atandı. Gilliam LGBTQ hakları için çalışacağını açıkladı.[40]
12 Aralık 2021’de Hint kökenli eşcinsel Gautam Raghavan Beyaz Saray Başkanlık Personeli yöneticiliğine atandı.[41]
19 Ocak 2022’de Biden, Amerikan Kızılhaç’ının eşcinsel ve biseksüel bireylerin kan bağışlarını kabul edeceğini açıkladı.[42]
20 Ocak 2022’de Senato, Holly Thomas’ın 9. Bölge ABD Temyiz Mahkemesi yargıçlığını onayladı. Thomas, transseksüel kişilerin geçiş yaptıkları cinsiyetleriyle uyumlu tuvaletleri kullanmasından yana olan görüşüyle tanınıyor.[43]
*
Buraya kadar aktardığımız gelişmeler ABD yönetiminin ulusal ve küresel ölçekteki merkezi politikalarından birinin LGBT’leştirme olduğunu ortaya koymaktadır. Konu sadece kültürel bir mesele değildir. LGBT konusu Amerikan siyasetinin bir parçasıdır. ABD Konsoloslukları ve Büyükelçilikleri dünyanın pek çok yerinde bu yönde faaliyetler yürütmektedir. Ancak bu yazı kapsamında ABD Dışişlerinin Türkiye’de yürüttüğü bazı faaliyetlere yer verilecektir.
2.ABD Dış Politikasında LGBT ve Türkiye
ABD Büyükelçiliği Türkiye’deki LGBT harekete ve toplumsal cinsiyet projesine aktif destek vermektedir. Türkiye Cumhuriyeti’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiğini açıkladığı gün, 21 Mart 2021’de, ilk tepkinin Başkan Biden’dan gelmesi şaşırtıcı değildir. ABD Ankara Büyükelçiliği’nin sayfasında yer alan açıklamada Biden şunları söylemiştir[44]:
“Türkiye’nin, daha ziyade İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen, Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nden aniden ve sağlam bir gerekçesi olmaksızın çekilmesi derin bir hayal kırıklığı yaratmaktadır (…)Atılan bu adım, küresel çapta kadınlara yönelik şiddeti sona erdirmeyi amaçlayan uluslararası hareket açısından cesaret kırıcı ve geriye götüren bir adımdır.”
Burada şu önemli noktanın altını çizmekte fayda vardır. ABD’de yapılan yayınlarda Cumhuriyetçilerin LGBT’ye karşı olduğu yönünde bir algı söz konusudur. Cumhuriyetçi seçmen arasında böyle bir eğilim olsa da bir dış politika aracı olarak LGBT hareketlerin desteklenmesinde Cumhuriyetçi yönetimler aktif olmuştur. Nitekim ABD’de Cumhuriyetçiler arasında LGBT’ye ilişkin olumlu yaklaşımın arttığı belirtilmektedir.[45]
Örneğin Amerikan basınında ABD büyükelçiliklerinde LGBT bayraklarının asılmasının Biden geldikten sonra geri getirildiği ifade edilmektedir. Halbuki Trump döneminde ABD’nin Türkiye Büyükelçiliği’ne 2016’da[46], 2017’de[47], 2018’de[48], 2019’da[49] ve 2020’de[50] LGBT bayrakları asıldı. 2018’de “Onur Günü” sebebiyle ABD Türkiye Büyükelçiliği’nin sayfasında ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun açıklaması yer aldı. Pompeo açıklamada: “Amerika Birleşik Devletleri Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks (LGBTI) Onur Ayını kutlamak için dünyanın dört bir yanındaki insanlarla bir araya gelir ve LGBTİ kişiler de dahil olmak üzere herkesin insan haklarını koruma ve savunma taahhüdünü yeniden teyit eder.” dedi.[51]
ABD Büyükelçiliği Trump döneminin son günlerinde 4 Aralık 2020’de Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) Başkanı Canan Güllü’yü ağırladı.[52] Joe Biden yönetime geçtikten sonra ABD Dışişleri Bakanlığı’nın ihdas ettiği “Uluslararası Cesur Kadın” ödülünü Türkiye’den Canan Güllü’ye verdi. Ödül törenine Bakan Antony Blinken ve Başkan’ın eşi Jill Biden’ın da katılacağı belirtildi.[53] Geçtiğimiz ay ise (Aralık 2021’de) ABD Ankara Büyükelçiliği’nin finansmanıyla yine TKDF’nin bünyesinde “Feminist Akademi” kuruldu. ABD Ankara Büyükelçiliği Kültür Ateşesi Gabrielle Price da verdiği demeçte “ABD Büyükelçiliği, TKDF’nin Feminist Akademi projesini başlatmasını desteklemekten dolayı gurur duyuyor.” dedi.[54]
Yine Trump döneminde 2019’da “ABD Dışişleri Bakanlığı İnsan Hakları Raporları: Türkiye” başlığı altında bir rapor yayınlandı. Türkiye’de faaliyet gösteren KAOS GL adlı derneğin verdiği bilgilerin kullanıldığı raporda Türkiye, LGBT yapılara, cinsel yönelim ve toplumsal cinsiyet kimliğine karşı “ayrımcılık yapmak”, “şiddet uygulamak” ile suçlandı.[55] 24 Kasım 2020’de ABD Büyükelçiliği resmi twitter hesabından yapılan bir paylaşımda ise Baş Müsteşar Hovenier’in KAOS GL ve ODTÜ’lü öğrencilerle görüştüğü bilgisi yer aldı.[56] KAOS GL Derneği’nin 2017’de yayınladığı “Fon Rehberi”nde ise Türkiye’deki dernekleri finanse eden devlet ve uluslararası şirketlerin isimleri arasında ABD Büyükelçiliği de yer almıştır.[57]
ABD, toplumsal cinsiyet ve LGBT alanında çalışan STK’larla doğrudan iletişime geçmekte ve onları finanse etmektedir. Bu desteğin Biden döneminde daha güçlü bir şekilde verileceğini tahmin etmek güç değil. Nitekim Biden yönetimiyle birlikte ABD bu tür projeleri desteklemek için kamu-özel sektör ortaklığında “Küresel Eşitlik Fonu”nu (Global Equality Fund) kurmuştur. Amerikan Dışişleri Bakanlığı’nın sitesinde yer alan açıklamada Dışişleri Bakanı Blinken bu fon için şunları söylemektedir:
“Küresel Eşitlik Fonu, olumlu değişimi katalize etmek için insan hakları savunucularına acil yardım ve kökleşmiş LGBTQI+ kuruluşlarına insan hakları programlama desteği sağlar ve gücünü, benzer düşünceye sahip hükümetler, işletmeler ve vakıflardan oluşan uluslararası bir koalisyonun desteğinden ve ortaklığından alır.” [58]
Küresel Eşitlik Fonu’nun amacının LGBTQI+ görünürlüğünü arttırmak olduğu vurgulanırken, Fon’un 100’den fazla ülkeye destek sağladığı belirtilmektedir.
ABD Dışişleri Bakanlığı bu bağlamda Türkiye’ye yönelik de bir hibe programı duyurusunda bulunmuştur. 1 Aralık 2021’de açılan ve 4 Şubat 2022 tarihine kadar devam edecek ABD Misyonu Türkiye Hibe Programı’na başvuru şartlarından biri de LGBTQ haklarını destekleyecek projeler yapmak.[59] 27 Aralık 2021’de yine ABD Dışişleri Bakanlığının sitesinden yapılan duyuruda ise Batı Afrika, Orta Afrika, Orta Doğu, Kuzey Afrika, Güney ve Orta Asya'da LGBTQI hareketlerin projeleri için 1 milyon dolara kadar destek yapılacağı açıklandı.[60]
Kuşkusuz ABD’nin doğrudan/açıktan verdiği finansman desteği uzun süredir devam etmektedir. Örneğin 2018’de, Trump döneminde, ABD’nin Ankara Büyükelçiliği “Türkiye-ABD ortak değerlerini güçlendirmek için” bir program duyurusunda bulunmuştur. “Üstün niteliklere sahip ve kendini kanıtlamış STK’ların” başvurularının değerlendirileceğinin ifade edildiği duyuruda minimum 5 bin dolardan başlamak üzere 100 bin dolara kadar finans desteği verileceği ifade edilmektedir. Duyuruda şu ifadeler yer almaktadır[61]:
“ABD-Türkiye Ortak Değerlerini Güçlendirme: Amerikan Çalışmaları, İngilizce öğretimi/öğrenimi, müzik, sanat, spor ve eğitim dahil olmak üzere karşılıklı anlayışı inşa eden ve ABD kültürünü destekleyen ve Amerika Birleşik Devletleri'nde öğrenimi teşvik eden projeler. Ayrıca insan haklarını, kadınların ve gençlerin güçlendirilmesini, LGBT haklarını, çeşitliliği, azınlık gruplarının kabulünü ve özgürlük ve demokrasiyi teşvik eden diğer karşılıklı çıkar alanlarını destekleyen projeler.”
ABD Dışişleri Bakanlığı 18 Kasım 2021’de son teklif tarihi 7 Ocak 2022 olan Irak, Ürdün, Lübnan ve Türkiye’ye yönelik bir finansman desteği duyurusu daha yayınladı. Duyuruda toplam 18 milyon dolar tutarında finans desteği verileceği belirtildi. Finans desteğinin “lezbiyen, gey, biseksüel, trans veya interseks (LGBTQI+) bireyler”in ihtiyaçlarını hedefleyen projeleri de kapsadığı belirtildi.[62]
Politikacıların hukuki ve siyasi alt yapıyı oluşturması, finansal destek ağını kurması kuşkusuz çok önemli. Ancak LGBT bir popülasyon oluşturulması için medyanın/sinema endüstrisinin ve eğitim kurumlarının stratejik açıdan en önemli propaganda mekanları olduğunu söyleyebiliriz. Eğitim kurumlarını başka bir yazıya bırakacak, bu makalede ABD dış politikası, Hollywood ve LGBT ilişkisine odaklanacağız.
3.ABD Dış Politikasında Hollywood, LGBT ve Türkiye’yi Kuşatan Tehlike
Frances Stonor Saunders’in Parayı Verdi Düdüğü Çaldı: Sanat ve Edebiyat Dünyasında CIA Parmağı kitabı, ABD’nin II. Dünya Savaşı’ndan sonra sadece askeri NATO değil, “kültürel NATO” da kurduğunu, bu yapının bir parçası olarak Özgürlük Militanları programını oluşturduğunu anlatır. Kültür tarihçisi Christopher Simpson’un Kültürel NATO’nun amacına ilişkin söyledikleri çarpıcıdır: “Amaç, pek çok kişinin kendiliğinden ortaya çıktığını sanacağı ama aslında kültürün içine bilinçli olarak şırınga edilmiş bir slogan, siyasal bir parola bulmaktı.”
Kültürel NATO’nun önemli bir bileşeni eğlence endüstrisidir. Özellikle 2000’li yıllardan itibaren Hollywood ve show endüstrisi LGBT temalı filmler yapmaya ağırlık vermiştir. Kuşkusuz Hollywood sadece bir eğlence sektörü değil aynı zamanda bir dış politika aracıdır. Cannes Film Festivali eski başkanı Gilles Jacob “Amerika yalnızca film ihraç etmekle ilgilenmez. Bilakis, yaşam tarzını ihraç etmekle ilgilenir.” der.
ABD yönetiminin Hollywood’u politik bir araç olarak kullanmasının tarihi eskilere dayanmaktadır. 1942’de ABD Başkanı Roosevelt Frank Capra, John Ford gibi yönetmenleri Beyaz Saray’a davet ederek onlarla bir toplantı yapmıştır. Başkan, Hollywood’tan “psikolojik seferberlik” konusunda destek istemiştir. Daha sonra Amerikan devleti Hollywood’da bir büro kurmuştur. Büro, ABD dış politikası açısından sinema endüstrisini destekleme faaliyetlerini yürütmüştür.
Hollywood ve show endüstrisi son yıllarda özellikle çocukları ve gençleri LGBT’leşmeye zorlamaktadır. Bir film izleyip de içinde “pozitif” bir LGBT karaktere rastlamamak neredeyse mümkün değil. Sponsorlar, böyle bir karakter koymanızı destek şartı olarak sunabiliyor.
Statista Araştırma Bölümü’nün yayınladığı bir rapora göre sadece 2014-2019 yılları arasında ABD’de en çok gişe yapan filmlerdeki LGBT karakter sayısı %190 artmış durumda.[63] GLAAD (Gay & Lesbian Alliance Against Defamation. Kuruluş tarihi: 1985) isimli kuruluş film endüstrisine bu konuda yol gösteriyor. Kendisini LGBT hareketin dünyadaki en büyük medya savunucusu olarak tanımlayan GLAAD, LGBT karakterlerin “olumlu algılanması için” filmlerde nasıl gösterileceğine, repliklerinin neler olacağına, nasıl giyinip-nasıl davranacaklarına rehberlik ediyor. GLAAD’ın 2021’de yayınladığı bir rapora göre büyük film şirketlerinin 2020’de yaptığı filmlerin %22,7’sinde (44 film) LGBT karakter yer almış. LGBT karakterlere en fazla yer veren film şirketleri arasında ilk dörtte STX, Paramount Pictures, Sony Pictures ve Walt Disney Studios var. [64]
1998-2018 yılları arasını kapsayan ve sadece IMDb’yi tarayan bir araştırma ise LGBT temalı 3761 “uzun metraj” film çekildiğini söylüyor.[65] Diğer bir ifadeyle her iki günde bir LGBT temalı bir film yapılmış. Bu filmlerin yaklaşık yarısı (%46,5) ABD’de üretilmiş. İkinci sırada Fransa (%6,9), üçüncü sırada İngiltere (%5,4) var. Yapılan bir başka araştırma ise 2017’de büyük film şirketlerinin yaptıkları filmlerin %12,8’inde LGBT karakterler olduğunu ortaya koyuyor. [66] Yani neredeyse her 9 filmden birinde LGBT karakter var.
Sinema endüstrisinin LGBT temalı filmleri Oscar tarafından da ödüllendirilmiştir. 2005 yılında vizyona giren Brokeback Mountain filmi 8 dalda Oscar’a aday gösterilmiş ve en iyi yönetmen, en iyi uyarlama senaryo ve en iyi orijinal şarkı dallarında ödül almış, ancak “en iyi film” ödülü Crash filmine verilmiştir. 2017’de ise ilk kez LGBT temalı bir film, Moonlight (Ay Işığı) Oscar’ı almıştır. Önümüzdeki yıllarda en iyi film dalında LGBT temalı filmlerin daha da artacağı söylenebilir. Çünkü 2020 yılı Eylül ayında Oscar adaylıkları için (2024’ten itibaren uygulamaya konulmak üzere) 4 yeni kriter getirilmiştir. Yeni standartlara göre bir filmin “en iyi film” kategorisinde yer alabilmesi için 4 kriterden en az ikisini karşılaması gerekiyor. Bu kriterler arasında hem kamera önünde hem de kamera arkasında LGBT kişilerin yer alması şartı bulunuyor.[67]
Kuşkusuz bu propaganda dalgasının toplumun tercihlerine etki etmemesi beklenemezdi. Öyle de olmuş zaten. Statista’nın yaptığı bir araştırmaya göre ABD’de 1913-1945 arasında doğan insanlardan kendisini LGBT olarak tanımlayan kişi oranı sadece %1,3 iken, bu oran 1997-2002 yılları arasında doğanlar için %15,9’a çıkmış. Yani yaklaşık 15 kat artmış.[68]
Ama yine de GLAAD bu gelişmelerden memnun değil. LGBT karakterlerin filmlerde daha fazla yer almasını, farklı ırklardan, etnisitelerden LGBT karakterlere de yer verilmesini istiyor. Ama daha önemlisi “aile” temalı filmlerde ve çocuklara yönelik “animasyon” filmlerinde LGBT karakterlerin yetersiz temsilinden şikayetçi.
Kuşkusuz dikkatinizi çekmiştir. ABD Dışişleri Bakanlığı Batı Afrika, Orta Afrika, Orta Doğu, Kuzey Afrika, Güney ve Orta Asya'da LGBTQI hareketlerin projeleri için 1 milyon dolara kadar destek yapılacağını açıklamıştı. GLAAD’ın şikayet ettiği konulardan biri de farklı etnisiteleri (Asyalı, Afrikalı, Ortadoğulu vs.) temsil eden LGBT karakterlerin sinemada daha az temsil edilmesiydi. LGBT misyonunun sadece “Beyaz Avrupalı” temsiline sıkışıp kalmasını doğru bulmuyorlar. Yani “kuşatıcılık” istiyorlar. Bizim kavramlarımızda ifade edecek olursak, konuya “ümmet bilinciyle” yaklaşıyorlar. Aynı şey ABD Dışişleri’nin aldığı karar için de geçerli. Fonlar dileyen herkese açık. Mezhebin, meşrebin, milletin önemli değil. Yeter ki onların çıkarlarını destekleyecek projelerle gel… Nitekim geçtiğimiz günlerde Samsung’un Singapur’da yaptığı bir reklam bunun açık bir örneğidir. Reklamda drag queen (kadın görünümüne girerek şov yapan erkek) bir oğlu olan “başörtülü bir anne” oğlunun kimliğini anlayış ve sevgiyle karşılıyor.[69] Reklam Singapur’da büyük tepkilere yol açmış ve Samsung reklamı geri çekmek zorunda kalmıştır.
Sonuç: Bataklık Neresi?
130’dan fazla ülkede yapılanmış olan ILGA (International Lesbian, Gay, Bisexual, Trans and Intersex Association) LGBT propagandası için stratejik öneme sahip bir belge yayınlamıştır. Türkçe’ye de çevrilmiş olan Etkili Bir LGBT Savunuculuğu İçin Altı Adım başlıklı belgenin altını çizdiği bir noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum:
"Bu el kitabının hedef grubunu oluşturan devletler temel hukukî İnsan hakları anlaşmalarını kabul ettikleri için, bütün vatandaşlarının bu haklarını korumak, gözetmek ve güvence altına almakla yükümlüdürler. LGBTT bireylerin İnsan haklarının savunuculuğunun temeli işte bu noktada yatmaktadır." (Vurgu bana ait).
Alıntıda koyuyla vurguladığım kısım LGBT hareketin stratejik hedefini ve stratejik dayanağını vermektedir. Hedef “devletler”dir ve temel stratejik dayanak da uluslararası insan hakları sözleşmeleridir. Yaptığım alıntı fazla söze hacet bırakmayacak kadar açıktır: “LGBTT[70] bireylerin İnsan haklarının savunuculuğunun temeli işte bu noktada yatmaktadır.”
Dolayısıyla LGBT propagandanın bir toplumda etkili olabilmesinin “olmazsa olmaz” şartı “siyasal ve hukuki” meşruiyettir. Kültürel kabul bunun üzerine inşa edilecektir. Bu, kültürel dönüştürme çalışmalarının arka plana atılacağı anlamına gelmiyor. Ancak siyasal ve hukuki meşruiyet, propagandanın; sağlık hizmetlerine, eğitime (ders kitaplarına), yüksek öğretime (yönetici, karar verici ve yetiştirici sınıfa) medyaya ve show endüstrisine (filmlere, dizilere, sosyal medyaya vs) taşınmasını sağlar. Bu, bir toplumun yeniden inşa edilmesi anlamına gelir.
Bu yazıda anlatmaya çalıştığımız ABD tecrübesi bize bunu göstermektedir. Aynı yöntem kimi Avrupa ülkelerinde de uygulanmaktadır. Siyasal irade filmlerde gözlediğimiz türden “ürün yerleştirme” yöntemini kullanmaktadır. Bu, LGBT harekete sadece normatif bir meşruiyet değil, üst düzey bir “ayrıcalık” da sağlamaktadır. Diğer bir ifadeyle “Onur Yürüyüşü”nün sadece yatay değil, “dikey” bir güzergahı da vardır. Bu, “yöneten-yönetilen”, “amir-memur”, “öğretmen-öğrenci”, “doktor-hasta”, “hakim-sanık” ilişkilerinin LGBT lehine dönüştürülmesi anlamına gelir.
Önümüzdeki yıllarda “Onur Yürüyüşü”nün dikey güzergahının daha da genişleyeceğini söylemek mümkündür. LGBT hareketin istenen anlamda “onurlandırılması” ancak böyle mümkün olabilir. LGBT olmak sadece bir “cinsiyet tercihi” bir “cinsel yönelim” olmaktan çıkacak siyasal/ekonomik bir avantaja dönüşecektir. Christophet Simpson’un “Kültürel NATO’yu” tarif ederken kullandığı “siyasal parola” vurgusunu hatırlayalım. Günümüzde Kültürel NATO’ya dahil olmak için kullanılan pek çok parola vardır ama bunlardan biri de artık “LGBT”dir. Bu parolayı kullanmayan siyasetçiye, işverene, eğitimciye, hukukçuya “yerin olmadığı” bir dünya kurgulanıyor. Bu dünyadan rahatsız olmak, bu dünyanın dayatmaları karşısında bireysel/grupsal “sivil” tepkiler vermek kuşkusuz değerlidir ama sorunu çözmeyecek belki sadece biraz geciktirecektir. Hatta ulusal tepkiler de yeterli değildir. Bu dünyaya direnebilmek, toplumların Batı tarafından organize edilmiş uluslararası kurumlara mecbur kalmadığı yeni bir “uluslararası” inşa etmekle mümkün olabilir. (islamianaliz)
________________________
[1] Shrier, A. (2020). İrreversible Damage The Transgender Craze Seducing Our Daughters, Regnery Publishing.
[2] https://www.news-medical.net/news/20191007/Hundreds-of-trans-people-regret-changing-their-gender-says-trans-activist.aspx
[3] https://tr.sputniknews.com/20210813/iskocyada-4-yasindaki-cocuklara-ebeveynlerin-rizasi-olmadan-cinsiyet-degistirme-izni-verilecek-1048014526.html
[4] Shrier, A. (2020). İrreversible Damage The Transgender Craze Seducing Our Daughters, Regnery Publishing.
[5] Shrier, A. (2020). İrreversible Damage The Transgender Craze Seducing Our Daughters, Regnery Publishing.
[6] https://www.youtube.com/watch?v=Uy7Oj4fSzuI&t=515s
https://www.youtube.com/watch?v=_OKCiXmBofc
https://www.youtube.com/watch?v=C63Xn--i13o
[7] https://www.losangelesblade.com/2022/01/23/calif-mother-claims-school-manipulated-child-into-changing-gender-identity/
[8] https://www.jccf.ca/six-year-old-told-by-teacher-that-girls-are-not-real-case-to-proceed-to-a-full-hearing/
[9] https://www.whitehouse.gov/briefing-room/presidential-actions/2021/01/20/executive-order-preventing-and-combating-discrimination-on-basis-of-gender-identity-or-sexual-orientation/
[10] https://abcnews.go.com/Politics/state-departments-1st-openly-gay-spokesperson-sends-signal/story?id=75620246
[11] https://edition.cnn.com/2021/01/25/politics/lloyd-austin-transgender-military-harris-biden/index.html
[12] https://transequality.org/issues/military-veterans
[13] https://www.kff.org/global-health-policy/fact-sheet/mexico-city-policy-explainer/
[14] https://people.com/parents/pete-buttigieg-new-fatherhood-parenting-twin-babies/
[15] https://tr.euronews.com/2021/02/05/biden-yonetiminden-lgbt-haklar-n-n-uluslararas-capta-korunmas-icin-yapt-r-m-sinyali
[16] https://www.whitehouse.gov/briefing-room/press-briefings/2021/02/09/press-briefing-by-press-secretary-jen-psaki-february-9-2021/
[17] https://www.npr.org/2021/03/24/980788146/senate-confirms-rachel-levine-a-transgender-woman-as-assistant-health-secretary
[18] https://www.whitehouse.gov/briefing-room/presidential-actions/2021/03/31/a-proclamation-on-transgender-day-of-visibility-2021/
[19] https://www.advocate.com/politics/2021/4/23/biden-nominate-trans-lesbian-officials-deptartment-defense
[20] https://www.whitehouse.gov/briefing-room/statements-releases/2021/05/17/statement-by-president-joseph-r-biden-jr-on-international-day-against-homophobia-transphobia-and-biphobia/
[21] https://www.nbcnews.com/nbc-out/out-politics-and-policy/biden-recognizes-lgbtq-pride-month-rcna1066
[22] https://www.state.gov/on-pride-month/
[23] https://twitter.com/SecGranholm/status/1400114973578305536
[24] https://twitter.com/DHSgov/status/1400864038385561603
[25] https://www.nytimes.com/2021/04/23/us/us-embassy-pride-flag.html
[26] https://people.com/politics/kamala-harris-first-sitting-vice-president-to-march-in-pride-parade/ Yürüyüş görüntüleri için bkz.: https://www.youtube.com/watch?v=_YaVjThyXSs
[27] https://www.state.gov/proposing-changes-to-the-departments-policies-on-gender-on-u-s-passports-and-consular-reports-of-birth-abroad/
[28] https://apnews.com/article/us-passports-x-gender-designation-2c29e18fc6566d549b9a06fda0857602
[29] https://www.whitehouse.gov/briefing-room/statements-releases/2021/06/30/fact-sheet-biden-harris-administration-advances-equality-for-transgender-americans/
[30] https://www.nbcnews.com/nbc-out/out-news/biden-nominates-first-lesbian-ambassador-level-post-rcna1371
[31] https://www.dhs.gov/news/2021/12/13/secretary-mayorkas-swears-chris-magnus-cbp-commissioner
[32] https://www.census.gov/library/stories/2021/08/household-pulse-survey-updates-sex-question-now-asks-sexual-orientation-and-gender-identity.html
[33] https://www.washingtonblade.com/2021/09/21/biden-highlights-lgbtq-rights-in-un-general-assembly-speech/
[34] https://www.nexttv.com/news/biden-renominates-jessica-rosenworcel-to-fcc-gigi-sohn-also-gets-nod?lrh=792ee6e4788af09d3230410d2f0fad8999298ec18ff7608858cbe8b435082d14
[35] https://www.dallasnews.com/news/politics/2021/10/19/white-house-blasts-texas-pending-restriction-on-transgender-student-athletes-as-hateful/
[36] https://www.whitehouse.gov/wp-content/uploads/2021/10/National-Strategy-on-Gender-Equity-and-Equality.pdf
[37] https://www.law.com/newyorklawjournal/2021/11/17/biden-nominates-us-district-judge-alison-nathan-to-2nd-circuit/?slreturn=20220026075141
[38] https://www.whitehouse.gov/briefing-room/statements-releases/2021/11/20/biden-harris-administration-memorializes-transgender-day-of-remembrance/
[39] https://www.washingtontimes.com/news/2021/nov/20/white-house-honors-transgender-day-remembrance-vig/
[40] https://www.washingtonblade.com/2021/12/22/usaid-appoints-jay-gilliam-to-lead-global-lgbtq-initiatives/
[41] https://timesofindia.indiatimes.com/nri/us-canada-news/gautam-raghavan-an-indian-american-west-winger-who-will-drive-team-biden/articleshow/88237823.cms
[42] https://abcnews.go.com/Health/biden-administration-speaks-federal-blood-donation-policy-impacting/story?id=82328733
[43] https://news.bloomberglaw.com/us-law-week/holly-thomas-is-fourth-biden-pick-confirmed-to-ninth-circuit
[44] https://tr.usembassy.gov/tr/baskan-bidenin-turkiyenin-istanbul-sozlesmesinden-cekilmesine-iliskin-aciklamasi/
[45] https://www.ivmehareketi.com/2021/06/02/esitlik-yasasi-lgbt-haklari-ve-degisen-abd-toplumu-yusuf-can/
[46] https://www.hurriyetdailynews.com/us-embassy-in-ankara-flies-lgbt-flag-100868
[47] https://www.hurriyet.com.tr/gundem/abd-ankara-buyukelciligine-lgbt-bayragi-asildi-40497298
[48] https://twitter.com/nerdswire/status/1008057649018163200
[49] https://twitter.com/usembassyturkey/status/1138034338027778048
[50] https://www.ensonhaber.com/ic-haber/abd-ankara-buyukelciligine-lgbti-bayragi-asildi
[51] https://tr.usembassy.gov/lgbti-pride-month/
[52] https://twitter.com/usembassyturkey/status/1332315710882787328
[53] https://www.amerikaninsesi.com/a/canan-gullu-abd-nin-cesur-kadinlar-odulune-layik-goruldu-/5803113.html
[54] https://www.amerikaninsesi.com/a/turkieyede-femininst-akademi-kuruldu/6346667.html
[55] https://tr.usembassy.gov/2019-country-reports-on-human-rights-practices-turkey/
[56] https://twitter.com/USEmbassyTurkey/status/1331250045547638790
[57] https://kaosgl.org/haber/turkiyersquodeki-lgbti-orgutleri-icin-fon-rehberi-yayinlandi
[58] https://www.state.gov/global-equality-fund/
[59] https://tr.usembassy.gov/education-culture/grant-opportunities/grants-program-december2021/
[60] https://www.state.gov/drl-fy2021-global-equality-fund-lgbtqi-programs-in-west-africa-central-africa-the-middle-east-and-north-africa-south-and-central-asia-and-east-asia/
[61] https://tr.usembassy.gov/wp-content/uploads/sites/91/Notice_Funding_Opportunity.pdf
[62] https://www.state.gov/fy-2022-request-for-concept-notes-for-ngo-programs-benefiting-displaced-persons-and-refugees-in-iraq-jordan-lebanon-and-turkey/
[63] https://www.statista.com/statistics/888267/number-of-lgbt-characters-top-movies/
[64] https://www.glaad.org/sri/2021/overview
[65] https://medium.com/@1239190228?p=61085529936c
[66] https://www.elon.edu/u/academics/communications/journal/wp-content/uploads/sites/153/2020/12/05-Dye_EJfinal.pdf
[67] https://www.metroweekly.com/2020/09/oscars-will-require-more-lgbtq-actors-for-best-picture-nominees/
[68] https://www.statista.com/statistics/719685/american-adults-who-identify-as-homosexual-bisexual-transgender-by-generation/
[69] https://www.youtube.com/watch?v=lUkjEjVG-PE
[70] Metin boyunca LGBT kavramının değişik şekillerde kullanıldığını fark etmişsinizdir. Bunun sebebi “LGBT” kısmında bir konsensüs sağlansa da diğer cinsel yönelim/cinsel kimliklerin ne olacağı konusunda yaşanan tartışmalarla ilişkilidir. O yüzden genelde LGBT kısaltmasının yanına başka harfler eklense de yine de en sona “+” işareti konularak bu yönelim ve kimliklerin ucu açık bırakılmaktadır.