Direniş ve Akademi: Kitap, Kalem ve Barut
7 Aralık 2023'te şehid edilen Dr. Rifat El Arir'in aziz hatırasına...
"Bu şafakta ölebiliriz. Keşke bir özgürlük savaşçısı olsaydım da mahallemi ve şehrimi işgal eden İsrailli soykırımcı manyaklara karşı savaşırken ölseydim."[1]
Filistinli Dr. Rifat el-Arîr şehadetinden üç gün evvel yaptığı paylaşımda böyle yazmıştı. University College of London’da yüksek lisans, Malezya Putra Üniversitesinde İngiliz Dili ve Edebiyatı alanında doktora yapan Arîr, Gazze Üniversitesi’nde İngiliz Dili ve Edebiyatı alanında öğretim üyesiydi.[2] Arîr’in şehadeti “silah ve kitap”, “mürekkep ve barut”, “kalem ve kılıç”, “belağat ve kan” arasındaki ilişkiyi yeniden gündeme getirdi. Arîr’in şehadetinden bir gün sonra Louis Allday onunla Gassan Kanafani arasında bir benzerlik kurarak şöyle yazdı: “Bana göre Rifat ile Gassan’ı belki de her şeyden önce birbirine bağlayan şey, her ikisinin de yaptığı temel bir seçimdir. Mevcut durumda öldürülme olasılıklarının yüksek olduğunu bilmelerine rağmen o durumun içinde kalma seçimi.”[3]
(Resim 1: Rifat Arir)
Bu seçimin değeri, kalemini direnişin hizmetine sunarken sahanın içinde kalma şecaatini gösterebilmekten kaynaklanır. Böylesi seçimlerde yazar/akademisyen/aydın mürekkebini barutun kokusundan uzak tutmaz.
Özellikle ilgilendiği konuyla arasına belirli bir psikolojik mesafe koyması öğütlenen akademik zihinler için bu hayli zor bir seçimdir. Nesnellik ya da objektiflik olarak akademik hayatın kalbinde yer alan bu öğüt bir taraftan olan biteni daha kapsamlı görmeyi sağlarken diğer taraftan zamanla insanı mekanikleştirebilir. Bir “insan” olarak kendini geri çekmeyi gerektiren bir aşırılığa savurabilir. Zira “objektiflik” ilkesinin ağır baskısı altında yazan akademik zihnin ilk kontrol etmesi gereken duygularıdır. Tarafını belli etmemeli; öfkesini, hüznünü, sevincini kaleme yansıtmamalıdır. Merhum Hüsamettin Arslan İnsan Bilimlerine Prolegomena başlıklı esere yazdığı önsözde böylesi akademik metinleri “içinde yazarın bulunmadığı” metinler olarak tanımlar: “Objektif bir yazı olabilir; çünkü içinde yazar yoktur, yazarın kendi tezi ve fikri, kendi kafa gerilimleri ve problemleri, kendi entellektüel duruşu, çok daha önemlisi kalbi yoktur ve o yazı bu yüzden içeriksizdir.”
(Resim 2: Arir şehadetinden kısa bir süre önce bağlandığı programda)
Basil el-Arac: Entelektüel Devrimci
Filistin direnişinin unutulmaz şehidlerinden Basil el-Arac da tam bu yüzden; kalbi olan bir entelektüel olduğu için ayrıcalıklıydı. Gazeteci Qassem S. Qassem el-Ahbar gazetesinde onun için şöyle yazmıştı. “İki yıl önce Beyrut'ta tanıştığım bu eğitimli ve zayıf gencin silahlı mücadele seçeneğini tercih edeceğini hiç düşünmemiştim. Biz yazarlar ve gazeteciler, düşmanla entelektüel ve kültürel olarak savaştığımızı söylemeyi tercih ediyoruz, ama Basil al-Arac aramızdaki en soylu kişiydi; entelektüel ve silahlı direnişi birleştirdi…”[4]
Onun “entelektüel devrimci” olarak haklı bir üne sahip olduğunu söyleyen hapishane arkadaşı Mazin Qumsiyeh, Arac’ın keskin bir zekaya sahip olduğunu ve tabir-i caizse bir kitap kurdu olduğunu teyid eder.[5] Fakat 3 kez hapse atılmış, zindanda kaburga kemikleri kırılmış biri olarak onu değerli kılan bilgisini duruşuyla gösterebilmiş olmasıydı. Gösteriden, oturma eylemine, sosyal çalışma ve eğitimden, açlık grevine, işkencelere göğüs germekten silahlı mücadeleye kadar direnmenin mümkün olan her yoluyla direnmişti.[6] Filistin’e yaptığı bir ziyarette Adrian Kreutz’a Basil’in annesi “Konuşmasını bildiği için onu susturmaya çalıştılar ama o sonuna kadar sadık kaldı” demişti oğlu için.[7] Filistin yönetimindeki bir hapishanede 9 gün süren bir açlık grevi esnasında avukatı aracılığıyla dış dünyayla iletişim kurmayı başarmış ve bir kağıt parçasına tek bir cümle yazmıştı: “İki seçenekten birini seçmemiz isteniyor: Savaş ya da zillet. Zillet bizden uzaktır.”.[8] Bu sözler Hz. Hüseyin’in Kerbela’da Yezid’in ordusu karşısında söylediği sözlerdi.
(Resim 3: Arac 2010 yılında memleketi el Walaya'da israil duvarına karşı düzenlenen protestolarda gözaltına alınıyor)
Gerçekten de bir eczacı olan Arac bu yönüyle başarılması çok zor olan bir örneklik ortaya koymuştu. O Filistin’deki bir evin, kıyafetin hatta bir taş parçasının bile tarihini temellendiren bir entelektüeldi. Lübnanlı aktivist Khodor Selame onun için “Basel her alanda bir bilgi hazinesiydi. Din ile toplumu birleştirmişti. İthal bir sosyal bilim yerine yerli bir sosyal bilim kurma yeteneğine sahipti. Filistin'deki her köy, sokak veya taş hakkında anlatacak bir hikâyesi vardı. Bütün savaşların ve şehitlerin isimlerini biliyordu.”[9] demişti.
Arac için asıl olan direnişti; direnişe hizmet etmeyen bilginin de, kültürün de değeri yoktu. Nitekim o bir defasında şöyle söylemişti: “Kültürlü mü olmak istiyorsun; kültürlü direnişçi olman gerek. Direnmek istemiyor musun? O halde ne sana lüzum var ne de kültürüne.”
Arac Siyonist işgalciler tarafından 6 Mart 2017’de şehid edildiğinde vücudunda 10 kurşun yarası vardı; ölümünün ana sebebi olan bir kurşun ise kalbine isabet etmişti.[10] Şehadetinden sonra FHKC lideri Ahmet Sa’adat onu layıkıyla tanımladı: “Bir elinde silahı, diğer elinde kalemiyle, ilkelerinden ve sabitelerinden zerre kadar taviz vermeyen, bazı entelektüeller gibi statükonun cazibesi ya da kabulü karşısında erimeyen, sağlam ve bilinçli bir savaşçı…”[11]
( Resim 4: Arac bir protestoda)
Mürekkep ve Kan: Kalem Sahiplerinin Rolü
Altı çocuk babası olan Rifat Arîr şehid olduğu güne kadar sosyal medya hesabından paylaşım yapmaya devam etti ve mümkün olduğunca programlara katıldı. Arîr Filistinlilerin sesini dünyaya duyurmayı amaçlayan “We Are Not Numbers”[12] (Biz Sayı Değiliz) inisiyatifinin de kurucuları arasındaydı. Arîr 2015’te basılan “Susturulamayan Gazze” kitabının Leyla el-Haddad’la birlikte editörlüğünü üstlenmişti. İntifada yayınlarından Türkçeye de çevrilmiş olan “Gazze Cevap Yazıyor” kitabının da editörüydü. Bu kitap İsrail’in 27 Aralık 2008’de başlayan ve 18 Ocak 2009’a kadar süren “Dökme Kurşun Operasyonu”nu Gazzeli genç yazarların dilinden işleyen bir projenin ürünüydü. Arîr kitaba yazdığı önsözde kitabın amacını şöyle açıklamıştı: “Gazze Cevap Yazıyor, İsrail'in yükselen bu sesleri katletme, şehitlerin çektiklerini boşa çıkarma, kan izlerini silme, gözyaşlarına set çekme ve çığlıkları boğma teşebbüslerine direnrnek için buradadır. Bu kitap dünyaya göstermektedir ki İsrail'in içimizdeki sebatı öldürmeye dönük ardı arkası kesilmeyen girişimlerine rağmen Filistinliler ayakta kalmayı sürdürmekte, ne acıya ne ölüme teslim olmakta ve bu kapkaranlık zamanlarda dahi her daim hürriyeti ve umudu gözlemekte, aramaktadır.”
Arîr’in de altını çizdiği gibi, Siyonist anlatı “meşruiyetini” Filistin gerçekliğini tarihten silerken sahte bir tarih inşa etmekle sağlamıştı. 75 yıldır bu anlatıyı işleyen Batılı rejimler gerçeğin duyurulmasından, okunmasından ve yayılmasından korkmaktadır. Geçtiğimiz günlerde meşhur İsrailli tarihçi Ilan Pappe’nin “Filistin’de Etnik Temizlik” kitabının Fransa’nın önde gelen yayınevi Éditions Fayard tarafından satışının durdurulması, 7 Ekimle birlikte kitaba olan ilginin artmasıyla ilgili olduğu belirtilmektedir.[13]
Arîr ve Arac gibiler, kalem ve söz sahiplerinin gerçekliği koruma ve umudu canlı tutmakta ne büyük işler başarabileceğinin kanıtıdır. Kuşkusuz onların örnekliği yazdıklarının bedelini ödemeye hazır olmalarından dolayı ayrı bir değere sahiptir. Nitekim merhum şehid Seyyid Kutub “Kalem sahipleri büyük işler başarabilirler, ancak yazdıklarını kanlarıyla ve canlarıyla beslemek şartıyla.” demişti. Arîr Gazze’ye bomba yağarken bağlandığı bir programda şöyle söylemişti: "Çok zor ve karanlık bir süreç. Su yok, Gazze'den dışarı çıkamıyoruz. Ne yapmamız gerekiyor toplu bir şekilde intihar mı edelim, İsrail’in istediği bu mu? Ben bunu yapmayacağım. Ben bir akademisyenim ve evimdeki en sert şey büyük ihtimalle kitap ayracı. Ama İsrail bizi suçluyor, katletmek için kapı kapı dolaşıyor. Yapabileceğim en son şey de olsa kitap ayracımı İsrail askerlerine karşı kullanacağım. Herkes çaresiz hissediyor ve kaybedecek bir şeyimiz yok."[14]
Sözlerimizin sonunu şehid Dr. Rifat el-Arir’in 1 Kasım 2023’te sosyal medya hesabından paylaştığı “Eğer Ölürsem” başlıklı şiiriyle noktalayalım. Allah ruhunu şâd eylesin.
EĞER ÖLÜRSEM[15]
Eğer ben ölürsem
Sen yaşamalısın
Öykümü anlatmalı
Ve benden kalanları satıp
Bir parça kumaş almalısın
Ve bir parça ip, beyaz uzun kuyruklu bir uçurtma yapmak için
Ki Gazze’deki bir çocuk
Cennetin gözlerinin içine bakarken
Ateşte bırakılmış babasını beklerken
Henüz kimseyle vedalaşamamışken
Kendi etiyle bile
Kendiyle bile
Görmeli bu uçurtmayı
Bana yaptığın o uçurtmayı, yükseklerde uçarken
Bir an bir melek olduğunu düşünmeli onun
Sevgiyi geri getiren
Eğer öleceksem
Umut vermeli
Destan olmalı
(Mücahit Gültekin - İslamianaliz)
(Resim 5: Carlos Latuff'un Aririn şehadetinden sonra yaptığı çizim)
(Resim 6: Mahmud el Arac oğlunun cenazesini asker selamıyla selamlıyor)
Dipnotlar
[1] https:// twitter.com/itranslate123/status/1731508627465191680
[2] https://www.aa.com.tr/tr/dunya/biz-sayi-degiliz-inisiyatifi-kurucusu-gazzeli-sair-arir-israil-saldirisinda-olduruldu/3076872
[3] http://bdsturkiye.org/filistin/rifat-el-aririn-sehadeti-hangi-hayat-yasamaya-degerdir-louis-allday/
[4] https://www.medyasafak.net/haber/3337/basil-el-arac--savasan-akil-ve-filistin-%E2%80%98ansiklopedisi-
[5] https://popular-resistance.blogspot.com/2017/03/basil-of-al-walaja-rip.html?spref=tw
[6] https://samidoun.net/2022/03/our-guide-towards-homeland-bassel-al-araj/
[7] https://mondoweiss.net/2023/07/how-i-became-a-terrorist/
[8] https://mondoweiss.net/2023/07/how-i-became-a-terrorist/
[9] https://www.medyasafak.net/haber/3337/basil-el-arac--savasan-akil-ve-filistin-%E2%80%98ansiklopedisi-
[10] https://www.aljazeera.com/news/2017/3/18/basil-al-araj-palestine-activist-buried-in-west-bank
[11] https://samidoun.net/2021/03/remembering-basil-al-araj-and-continuing-his-legacy-of-struggle/
[12] https://twitter.com/WeAreNotNumbers
[13] https://ydh.com.tr/makale/585/fayard-habermas-ve-bati-dusunce-dunyasinin-israil-e-destegi-uzerine
[14] https://www.aa.com.tr/tr/dunya/biz-sayi-degiliz-inisiyatifi-kurucusu-gazzeli-sair-arir-israil-saldirisinda-olduruldu/3076872
[15] Çeviri: S. Gülşen Sanal, https://fayrap.com.tr/tr/eger-olursem