Arakan'dan Yükselen Feryat…
Eski adı Burma yeni adı Myanmar olan 50 Milyon'luk bir ülke...
Çoğunluğu insancıl değerleri kutsama diye pazarlanan Budizm ideolojisine inanıyor...
Halkının yüzde 15'i Müslüman...
Burma/Myanmar'ın Müslüman ahalisinin meskun olduğu bölgenin ismi ise Arakan...
Arakan; bir Güneydoğu Asya ülkesi... İşgal edilmiş bir memleket...
1434-1734 tarihleri arasında 300 yıl boyunca İslam Şeriatı ile yönetilen Arakan ahalisi şimdilerde büyük bir trajedinin pençesinde kıvranıyor...
Militarist Diktatörlüğün baskı ve terör politikaları sonucu farklı ülkelere göçün hızlanması ile birlikte Arakan'da 2 Milyon civarında Müslüman nüfus kaldı...
Müslümanların evlenmesinin ve çocuk sahibi olma istencinin dahi Budist Cunta yönetiminin iznine tabi olduğu bir coğrafya...
Ülkenin bir yerinden diğerine gitmek isteyenler veya bir Müslümanı evinde ağırlamak isteyenler Budist Statükonun iznini almak zorunda...
Tedhişçi Devletten izin almadan Burma'ya ait bir yere gitmenin cezası en az 6 ay hapis cezasıdır...
Yakın bir zamanda yaşanan bir olay Arakan'da yaşananlara ışık tutacak cinsten...
''Arakan'da yaşayan bir grup Müslüman, devletten izin alamadıkları için izinsiz olarak Sittwe Şehrinden Rangoon Şehrine otobüsle yolculuk yapmak istediler. Yolcuların amacı yakınlarını ziyaret etmekti. Arakanlı Müslümanlara yönetim tarafından 1988 yılından beri seyahat yasağı uygulandığını bilen Arakanlılar, bu yasağı delmek için Budist kıyafetleri giyerek yola çıktılar. Sittwe yakınlarındaki Min Chaung köprüsünde askerler tarafından durdurulan Arakanlı Müslümanların Budist olmadıkları anlaşılınca, yolcuların hepsi tutuklandı. Yolcular çıkarıldıkları mahkeme tarafından Müslümanlara uygulanan seyahat yasağını delmek suçundan 6 ay hapis cezasına çarptırıldılar.''
Nesl-i Müslüman İlkokul okuyabilir ancak Lise ve Üniversite okuyamaz...
İlla okumak istiyorsa Budizm'in kutsallarını içselleştirmek durumunda...
Yani Budistleşmekten başka şansı yok...
Ezan Okumanın, Kur'an dersi alıp vermenin ve sakal-sarık takmanın yasak olduğunu söylememize bilmem gerek var mı?..
Arakan'ın Müslümanlarına karşı her türlü baskıcı, yasakçı, dayatmacı, kuşatmacı ve katliamcı uygulamaya başvuruluyor...
Vahşi, vampir ve Vandalist Sistemin bitmek bilmeyen zulüm politikalarından bunalanlar son bir hamleyle kendilerini Bangladeş'e atmanın yollarını arıyorlar...
Arakan'dan Bangladeş'e geçişleri yağmurdan kaçarken doluya tutulmaları ile neticeleniyor...
Arakan'daki Budist Kaostan kaçanlar, Bangladeş'e geçmek için Naf River'dan/Naf Nehri'nden geçmek mecburiyetinde...
Naf Nehri Burma-Myanmar ile Bangladeş arasında bulunan bir sınır hattı...
Esaret altında inletilen bedenlerin Naf Nehri'nin insafına kendilerini cesaretle bırakmaktan başka çıkar yolları yok...
Bugüne kadar binlerce Arakan'lı Müslüman Naf nehri'nin azgın sularında boğularak can verdi...
Sakın Arakan'dan Bangladeş'e sağ salim ulaşanların özgürlüğe kavuştuğunu zannetmeyin...
Aksine Dünya'nın en berbat mülteci! kamplarına alınıyorlar...
Mosoni, Kutupalong ve Teknaf...
Bu kamplar korkunç trajik haline rağmen Arakan'lı Müslümanlar için Cennet olabilirdi!..
Ancak çifte baskı mekanizması bu defa devreye giriyor ve zulüm bir türlü yakalarını bırakmıyor...
Budist Burma yönetimi kampta kalanların Direnen Müslümanlarla işbirliği halinde olduğu iddiasıyla, Bangladeş Devleti ise Silahı Fundamentalist İslamcıların! varlığını öne sürerek yeni bir zorbalığın kapılarını açıyorlar...
Binaenaleyh Uluslararası yardım kuruluşlarının mezkur kamplara girişine yıllardır izin verilmiyor...
İş bununla kalsa yine iyi!..
Kamp denilen mekanlarda kalanların temel insani haklarını muhafaza ve müdafaa etmek için örgütlenmelerine bile müsaade edilmiyor...
Seslerini beynelmilel sisteme ve insanlığa ulaştırabilmeleri engelleniyor ve sesleri kısılıyor...
Mosoni, Kutupalong ve Teknaf kamplarında kelimeler ve kavramlar değişiyor...
Unregistered/Kayıtdışı bir Mülteciliğin! sefasını sürüyorlar!.. Pardon cefasını çekiyorlar...
Yağmur suyu ile yaşamak... 5-10 metrekarelik naylon çadırlarda çile doldurmak...
Yağmur yağınca Dünyanın kaç bucak olduğunu görüyorlar!..
Çamurlaşan toprak zemin üzerinde uyutulan çocuklar...
Açlık ve yoksulluk kavramlarının sefalet kamplarında yeniden tanımı yapılıyor...
Mosoni realitesi karşısında Hümanizm'in maskesi düşüyor...
Kutupalong trajedisi Evrensel insani kavramların tebdilini zorunlu kılıyor...
Teknaf faciası Mültecilik mefhumunun yeniden tanımlanmasını ısrarla dayatıyor...
Bangladeş kamplarında kalan Arakan'lıların muhacir veya misafir olduğunu kim söyleyebilir?..
Mosoni, Kutupalung ve Teknaf ahalisine mülteci statüsünde konum biçmek kimin haddine!..
Sakın Arakan'ın Bangladeş'te meskun sakinlerine isim ve tanım getirmeye çalışmayın, başaramazsınız?..
Bu insanların Allah'ın arzında ne oldukları belli değil...
Budizm'in insancıllık öğretilerinin ve hoşgörü felsefesinin bittiği nokta...
Söz konusu Müslümanlar olunca Hümanizmasını askıya alan Batıl...
Hayvanlar âleminde terör estiren! bir takım etçil hayvanların bile yuvası varken, Arakan'lı Mustazaflar yuvasız, yurtsuz...
Bangladeş kamplarında yaşayan Arakan'lılar ölümü arzuluyorlar...
Sağında Timsah, solunda akrep, arkasında yılan, önünde sayamayacağı tehlikeler bulunan Arakan'lı garipler kime sığınsınlar...
Unutmayın Arakan'lıların çilesi Allah'a sığındıkları için başlarına geliyor...
Akidelerini satmadıkları için yeryüzü tüm genişliğine rağmen onlara daraltıldı...
Bugünlerde yeniden Diktatör sistem destekli vahşi saldırılarına uğruyorlar...
7 Haziran Perşembe günü Tevhid Cemaati'ne mensup gençlerin üzerine kalas, bıçak ve kılıçlarla saldıran Budist terör çeteleri 10 Müslümanı şehit etmişlerdi...
Arakan'da yaşayan “Rohingya” lakaplı Müslümanlara karşı Budist “Rakhine” çetelerinin saldırılarında Katledilen Müslüman sayısı 300'ü çoktan geçti...
Mustazaf Arakan'lılar Naf Nehri üzerinden Bangladeş'e geçmek için yine hareketlendiler...
Çoğunluğunu kadın ve çocukların oluşturduğu binlerce Arakan'lı Müslüman tehlikeli ölüm yolculuğunda...
BM, Uluslararası İnsan Hakları örgütü, UNICEF ve diğer kurum ve kuruluşlar Arakan'da yaşanan katliam ve trajedilere sessiz...
İslam Ümmetinden dee hala bir ses yok...
Arakan tüm Dünya'nın gözleri önünde katlediliyor, (D)uyuyor musunuz?..
(Hürseda Haber)